8

25 4 0
                                    

Hepsi kağıdın etrafında toplanmış kağıtta ki yazılanları anlamaya çalışıyorlardı. Kağıdın üzerinde bir çok isim yazılıydı. 

Efe kağıdı evirip çevirdi ve bu yazılan isimlerin deneklerin isimleri olduğunu anlamışlardı. Belki de adamlar Johan'ı kaçırmış, kendileri hakkında yazan bu bilgileri de toplarken düşürmüşlerdi. belki de kasten bırakılmıştı. 

Efe kağıdı cebine soktu ve oradan hemen uzaklaşıp otele gittiler. Her zaman gittikleri kafede akşam yemeği menüsü alıp konuşmaya başladılar. 

Aylin patateslerini yerken bir yandan da bir yandan da konuyu tüm dikkatiyle dinliyordu. Birden gözüne dalış kursunda gördüğü kel adamlara benzeyen ,ama çok benzeyen, başka bir adam gördü. Bu kez dayanamayıp arkadaşlarına söyledi:

-Şu adama bir bakın. Bizi kaçıran adamlara çok benziyor. Dalış kursunda da görmüştüm sanki. Ama bu biraz daha zayıf. Sizce bizi kaçıran adamlar da burada olmasın? dedi. 

Yavaşça arkalarına baktıklarında Ecem:

-Evet. Çok benziyor. Ya bizi buldularsa ? Ya da tatil yapmaya gelmiş olamazlar mı? Belki bizi görmediler. dedi. 

Birden heyecanla Ecem'in sözünü kesen Aylin.

-Hayır. Dalış kursunda ki gördüğüm adamla bakıştık. hemde uzun süre. dedi. 

Mert de korkmuş olup sakince:

-Belki de otelin sahipleridirler. dedi.

Efe dayanamayıp bizimkileri kaldırdı:

-Ne duruyoruz? Hadi takip edip öğrenelim. dedi. 

Tam o sırada adam kafeden çıktı ve hole girdi. Bizimkilerde arkasından gidip adamı takip ettiler. Adam odaların bulunduğu yerlerden geçip personel odasına girdi. İki dakika geçmeden Bizimkilerde tek tek odaya girdiler. 

odaya gittiklerinde içeride sadece bir dolap görünce şaşırdılar. Adamın nereye kaybolduğunu merak ettiler ve pencereye baktılar. Üst katın balkonundan adam sesleri geliyordu. Fakat yukarıya çıkmış olası imkansızdı.

Mert dolaba yöneldiğinde Ecem:

-Personellerin kıyafetlerini karıştırmayacağız, adamı bulacağız. dedi. Mert:

-Öyle zaten. mecbur buraya da bakacağız. uçmuş olamaz ya? dedi.

Dolabın  kapısını açtığında asılı kıyafetlerin arkasında başka bir bölme gördüler. Mert eliyle yavaşça ittirdiğinde bir geçit olduğunu anladı. Karanlık ve serin bir koridor loş ışıklarla aydınlatılmaya çalışılmıştı. 

Koridoru takip ettiklerinde büyük bir alan açıldı. Bir çok cam içerisinde ki insanlar derin nefesler alıyorlardı. Her camın kenarında küçük bir etiket ve boru yığınları vardı. 

Hemen koridorun alana açıldığı yerdeki masanın yanına gizlenerek etrafı izlemeye başladılar. Hepsi her şeyi anlamıştı. O adamların bahsettiği denekler bunlardı. Üstelik son deneğe baktıklarında Ecem bağırmamak için ağzını kapadı. Şok olmuşlardı. Bu kadarı saçmalık gibi geliyordu. Gözleri kapalı şuuru yerinde olmayan ve sanki yaşamla mücadele etmeye çalışan Johan olamazdı. 

Adamların sesleri duyulmaya başladı. Daha sonra da kendileri. Efe:

-İnanmıyorum! Bizi kaçıran adamlar bunlar. dedi sertçe fısıldayarak. 

Adamlardan biri elindeki tüpün içinde bulunan yeşilimsi sıvıyı tam Johan'ın serumuna katacakken, dün konuşmalarına tanık oldukları o iki tanımadıkları kadın ve adamda içeri girdi. Bunlar ortak olmalıydı. 

içeriye girmeleriyle kadının bağırması bir oldu.

-Bekle! o kattığın miktar ona çok gelebilir. Onun hemen ölmesine neden olabilirsin. yarısı kadarını katmalısın. Tamamı onu zehirleyebilir. dedi.

Kadının tepkisine karşılık olarak adam elindeki tüpü kadına vererek:

-Denekler ne zaman sonuç verir? dedi.

Kadın bir yandan tüpü seruma aktarıp bir yandan cevap verdi:

-Kullandığımız denekler genç olduğu için genelde bir ay içerisinde sonuç verir. dedi.

Geçen konuşmalardan iyice etkilenip korkan Aylin yerinde kıpırdanıp dururken kolu saklandıkları masanın yanındaki kasaya çarptı. Kadın ve adamlar  birden sesin geldiği yöndeki koridora doğru baktılar...

Yıl Sonu MacerasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin