Satır aralarına YORUM yapmayı ve YILDIZa basmayı unutmayın, seviliyorsunuz🖤
İyi okumalar dilerim.
Gördüğüm bilgilerle nefes alamamaya başladım. Arabanın kapısı kapandığında kendime geldim. Korkuyla o tarafa döndüğümde Aslan'ı ve elinde tuttuğu kahveleri gördüm.
"Abla? İyi misin? Betin benzin atmış?"
"Hı? Evet, evet. İyiyim."
"İyi gelir diye kahve almıştım."
Gülümseyip uzattığı kahveyi aldim.
"Teşekkür ederim."
Kahveden bir yudum aldığımda Aslan'a döndüm.
"Aslan?"
"Buyur abla."
"Altuğ Çakırca'nın şirketine sür. İşimiz var." Aslan korkuyla ve tereddütle başını salladi ve şirkete dogru yola çıktık.
⋆。 ゚☾ ゚。⋆
"Savcı Nilda Özdemir. Altuğ Çakırca ile görüşmek istiyorum."
"Maale-"
"Altuğ Çakırca'yı ara ve ismimi ver."
Resepsiyonist adam başını salladı ve telefondan bir numara çevirdi.
"Efendim, Savcı Nilda Özdemir sizinle görüşmek istediğini söyledi... Tabi, hemen efendim. Asansörde 13. kata basın lütfen. Asistanı sizi karşılayacak."
İma ile başımı eğdim ve asansöre doğru ilerledim. Kalbim çok hızlı atıyordu. Altuğ böyle bir şey yapmazdı. Yani, yapmazdı değil mi? Asansörden indiğimde asistanı beni odaya kadar yönlendirdi.
"Efendim, Nilda Hanım.."
"Alabilirsin içeri."
İçeri girdiğimde Altuğ ayaklandı.
"Hoş geld-"
Dosyayı hızlıca önüne koydum.
"Ne oluyor?""Ne olduğuna kendin bak."
Son kez bana bakarak dosyayı açtı.
"Evet, Mustafa amcanın gemisi benim üzerime kayıtlı. Anlamadığım şey, konu ne?"
"Limandan 51 kilometre uzaklıktaki uçurumun aşağısında kıyıya vurmuş bir ceset bulundu. Kolları ve bacakları testere ile kesilmiş."
Sırtını koltuğa yasladı.
"Hala konuyla benim bir ilgim yok."
Elimi masaya vurup yüzüne eğildim.
"Maktulün öldürüldüğü saatlerde denize açılan gemi senin gemin! Saatler ve uzaklık! Her sey uyuşuyor Altuğ. Ne dönüyor burada?"
Tam konuşacağı sırada telefonu çaldı.
"Müsaadenle. Biraz önemli. Ne var?"
"Efendim mallar tamam. Tahsilatı yarın gece olacak."
Telefondan sesin duyulmadığını sanıyordu sanırım. Ama her şeyi duymuştum. Ne malı? Ne tahsilatı?
"Adamı da hallettik."
Yavaşça geri çekildim ve gözlerine bakarak yutkundum. Bunu fark ettiği anda telefonu kapattı ve bana baktı. Altuğ babasının pis işlerine bulaşmış olabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYUS
RomanceKapkaranlık bir hava, durmaksızın yağan yağmur, hırçın dalgalar ve onun acı kahve gözleri. Karadeniz'in vazgeçilmez dörtlüsüydü bunlar. En azından bir zamanlar benim için öyleydi. Uzun zaman olmuştu vazgeçeli... ~Meyra Özdemir~