Şirkete geldiğimizde Nefes Hanım'ın arkasından hızlı hızlı yürümekle meşguldüm. Ayağında ki topuklular ile nasıl bu kadar hızlı yürüdüğünü anlayamamıştım bile." Su." Bana dönüp ani söylediği şey ile yerimde duraksarken hemen büyük çantamdan su çıkartmıştım.
Cam şişede ki suyu içmeye başlarken bende süzmüştüm yandan bir şekilde, yüz hatları çok güzeldi.
Suyu elime verdiğinde gözlerimi kaçırıp çantama atmıştım hemen.
Şirkete girdiğimizden beri gözler ikimizin üzerindeydi. Çünkü herkesin bildiği gibi aramızda ki soğukluk uzaktan bile anlaşılabilirdi. Koray Bey'in de gelmemesi bu duruma eşlik ediyordu.
Nefes Hanım'ın kendi odasına girmesiyle bende arkasından girmiş kapıyı kapatmıştım. Arkamda hissettiğim baskı ile dönerken içim titremiş anlayamamıştım ne olduğunu.
" Tanem sana tek bir sorum olacak." Mavi gözlerini bana diktiğinde kaşları çatılmıştı. Kapanın altına kısılmış gibiydim.
" Sorun tabii efendim." Dudaklarında tebessüm oluşurken bu arsız gülümsemeyi sadece benim kadar yakından izliyorsanız anlayabilecektiniz. Bu sayede kaşlarım çatılmıştı bile.
" Çatma kaşlarını, kızacağın bir soru sormuyorum." Yumuşak ses tonu sayesinde kalakalırken gözlerim açılmıştı şaşkınlıkla.
" Size kızmıyorum." Sizden nefret ettiğim için sadece dışarıya vuruyor mimiklerim.
" Belli belli. Bende bunu soracaktım. Senle aramızda olan bu durum.." Tek parmağı ile ikimizi gösterirken sırıtması devam ediyordu.
" Garip değil mi sencede?" Kaşlarını alayla yukarı kaldırmıştı. Ne zırvalıyordu bu kadın?
" Aramızda ki durum derken? Anlayamadım pek efendim." Gözlerini devirip karşımdan çekilirken arkasını dönmüştü, ağzım şaşkınlıkla açılmıştı.
" Neyse çıkabilirsin. Bu kadar konuşma yeter sana." Çenem kendiliğinden sıkılırken avucuma tırnaklarımı geçirmiştim. Kesinlikle sınanıyordum.
" Peki efendim." Sesimin sakin çıkmasını umarak odadan çıkmıştım.
Kendi odama ilerlerken aramızda sadece bir duvar parçası vardı. Ve ben bu sinirle o duvarı parçalayıp boğacaktım kadını.
Odama girdiğimde çantayı masaya bırakırken derin nefesler alıp sakinleşmek için duraksamıştım. Hayır madem bir şey var diyorsun, açıklasana durumu!
Sandalyeme otururken sakinleşmek için kendimi gülümsemeye zorlamış derin bir nefes almıştım. Alt tarafı bir güncük. Ne olacaktı ki? Allah şuan ki asistanına sabır vermeliydi, ömür törpüsü gibi kadındı.
Şirket bilgisiyarına girerken Koray Bey için gelmiş olan maillere bakıyordum. Hepsine yurt dışına çıktığına dair kısa bir mesaj hazırlamış, kopyalayarak herkese göndermiştim.
Bugün ki olacak olan toplantılara tabletimden göz atmıştım, iki toplantıya girecek ardından mekan bakmaya gidecektik.
Odamın kapısının tıklatılmasıyla kafamı kaldırmıştım, gelen Burak'tı. Kendisi en yakın arkadaşım olurdu.
" Çökmüşsün bakıyorum yine odana." Diyerek elinde ki kupaları masaya bırakmış karşıma oturmuştu. Dediğine tebessüm ederken önüme kahveyi çekmiştim.
" Sorma, biliyorsun Koray Bey yurt dışına çıktı. O yüzden Nefes Hanım ilgileniyor şirketle." Kafasını sallamıştı hızla.
" Zaten etraftan duymuştum biraz olayları. Sen sakinliğini koru bugünlük yeter." Burak'ta bizim aramızda olan şeyleri biliyordu tabii ki.
YOU ARE READING
Patronumun Kızı - GxG
Chick-LitÜlkenin en önemli şirketlerinden birinde asistanlık yapan Tanem'in hayatında ki tek kıskandığı, görmek istemediği kişi Patronunun kızı olan Nefes'ti.