Patronumun Kızı - GxG

Bölüm.8

Arabadan inerken havanın epey kararmış olduğunu fark etmiştim. Etkinliğin düzenlendiği yere bir otele gelmiştik, dışarıdan gördüğüm kadarı ile tabii ki lüks ve elegant duran bir yerdi.

Nefes Hanım'ın adımları bana doğru yaklaşmış kolunu bana uzatmıştı, sevgililik görevini gerçekten yapacaktık. Bu içimde kıpırdanmalar oluştururken dışarıdan soğuk bakışlar atmayı ihmal etmiyordum.

" Emin misiniz bunu yapacağımızdan?" Kurduğum cümle ile dolgun dudaklarında dilini haylazca gezdirmiş kıkırdamıştı. Bu görüntüsü kesinlikle etkileyici duruyordu.

" İlk önce resmiyeti bırakıyorsun, ardından evet eminim." Dedikten sonra göz ucu ile kolunu işaret etmişti, gerginlikle yutkunup koluna girmiştim.

Derin bir nefes alırken kapıda ki güvenliklerin yanından geçip içeriye adımlamıştık. Sandığımın aksine gerçekten kalabalıktı içerisi, birde daha saatin erken olduğunu düşünürsek.

Nefes Hanım'dan dolayı olacaktır ki herkesin bakışları bize dönmüştü, bu hafiften özgüvenimi tetiklerken sanki fark etmiş gibi çaktırmadan bana bakmış göz kırpmıştı.

" Sakin ol Tanem. Ben yanındayken gerilme." Hafif sessiz konuşması ile yutkunurken dudaklarına koyduğu tebessüm ile yutkunmuştum, kesinlikle etkileniyordum.

Gerginliğim azalırken bende göz atmıştım etrafa. Görüp görebileceğim çoğu ünlü iş adamları buradaydı. Garsonlar hızla masalara şampanyaları dağıtıyor işlerine devam ediyordu, ortam gerçekten efsane hazırlanmıştı.

Kolumdan hafifçe sürüklenmem ile Koray Bey'in olduğu masaya adımlamıştık. İkimizi gördüğü an yüzünde ufak bir şaşkınlık olsa da hemen toparlanmış gülümsemişti.

" Nefes kızım." Diyerek tebessüm etmiş sarılmak için yaklaşmışlardı. Nefes Hanım dikkatimi çekerken babasının aksine hiç bir samimiyet olmadan bitirmişti sarılmayı.

" Tanem seninle de konuşamadık ne zamandır. Müsait olunca detayları paylaşacağım." Kafamı onay ile salladıktan sonra yanımızda kısa bir zaman daha durup ayrılmıştı.

Nefes Hanım'ın masayı boş boş izlediğini fark etmiştim, yüzü asılmış,
gözleri donuklaşmıştı.

" İyi misiniz? Yani iyi misin?" Son anda sizi atarken daldığı yerden gözlerini çekmişti, mavi gözleri kesinlikle donuk bakıyordu.

Cevap veremeden önümüze konan şampanya bardağını tekte dikerken şaşkınlıkla kalakalmıştım. İkincisi için uzanacağı sırada bardağı geri çekmiştim.

" Tanem bardağı ver!" Sesi kızgınlıkla çıkarken kaşlarımı kaldırmıştım hayır anlamında.

" Çok sinirlisin birazdan istemediğin kadar insanlarla muhattap olmak zorunda kalacaksın, bu rahatlamana sebep olmaz." Otoriter ses tonumla konuşurken bunu beklemiyormuş gibi hafiften kalakalmış kafasını sallamıştı.

Arkadan gördüğüm Fulya ile oyunumuzun artık tamamıyla başladığı anlamına geliyordu.

Bundan fırsat bilerek tek parmağımı çenesinde gezdirerek yaklaşmıştım yanına doğru. Göz bebeklerinin anbean büyümesine şahit olurken dudağım kıvrılmıştı hafifçe.

" Sakin misin?" Fısıltı ile konuşurken derin bir şekilde yutkunmuştu, hülyalı bakışları dudaklarıma inmişti.

" Hıhım." Mırıldanması ile sırıtırken bu kadar elimin altında kalması inanılmaz hoşuma gidiyordu. Bu hali kesinlikle inanılmaz tatlıydı.

" Güzel çünkü tam çarprazımızda Fulya var." Az önce ki olanların oyun olduğunu idrak etmiş olacak ki bakışları keskinleşmişti.

" Sen beni kandırmaya mı çalıştın az önce?" Hafifçe sırıtırken yakınlığımızdan dolayı midem kelebekleniyordu.