Odama geçtiğimde dolan gözlerim ile kalakalmıştım. Gözlerimi havaya kaldırıp ağlamamaya çalışırken yutkunmuştum. O kadar üzerime geliniyordu ki yaptığım işi tebrik etmek bile bu kadar zor olmamalıydı.Derin bir nefes alırken sandalyeme geçmiş oturmuştum. Ellerim ile yüzümü tutup masaya yaslanmıştım. Ara ara gelen göz dolmalarını elimin tersi ile siliyordum.
İşlerimin genel bir kısmını halletikten sonra öğle molasının geldiğini fark etmemiştim bile. Bakışlarım duvarda ki saatle mekik okurken ağrıyan başımı tek parmağımla ovuşturmuş ayaklanmıştım.
Yanımda ki küçük çantamı alırken odadan çıkmış asansöre ilerliyordum. Asansörün içinde Burak'ı görmemle gülümseme direkt yüzüme yerleşirken yanına adımlamıştım hemen.
" Bir an öğle molasına da çıkmadın sandım." Dediğinde kıkırdamıştım bende. Arada işe çok kaptırınca öyle oluyordu.
" Yok acıktım bu sefer." Benim dediğime gülümserken yüzümü süzmüştü bir süre. Kaşlarım çatılmıştı benimde.
" Ruh gibisin Tanem. Ne oldu kızım?" Dediklerinin ardından arkamda ki aynaya bakmıştım.
Göz altlarım da ki kapatıcı hafiften ağladığım için gitmişti. Elimle onu dağıtmıştım.
" Dün gece biraz uykusuz kaldım da o yüzdendir." Dudakları büzülürken beni kolunun altına almıştı.
" Çok yoruyorlar seni vallahi üzülüyorum. Bütün şirket seni konuşuyor." Deyip gülmeye başlayınca kaşlarım çatılmıştı.
" O da ne demek?" Asansör indiğimiz kata geldiğinde bizde çıkmıştık.
" Biliyorsundur zaten iki gün sonra Koray Bey etkinlik düzenlemiş. Herkesin morali toparlansın diye." Dediğinde aklımdan tamamen çıkan plan ile yutkunmuştum.
" Hassiktir ben onu unuttum!" Bakışları anlık bana dönerken şirketten çıkmış yan tarafta ki restoranta ilerliyorduk.
" İşte onu konuşuyor herkes." Kafamı onayla sallarken restoranta girmiştik.
Şirkete yakın olduğu için çoğu çalışan burada yemek yiyordu.
Kendimize bir masa seçmek için bakarken Nefes Hanım'ı görmem ile o da beni fark etmişti. Önünde ki adamdan gözlerini çekip bana kitlemişti.
Önünde ki adam da Cüneyt Bey'di açıkçası pek tanımıyordum, ama yakın arkadaşı olduğunu biliyordum.
Burak beni kolumdan tutup bir masaya çektiğinde o tarafa oturmuştum. Sandalyem tam Nefes Hanım'ın göz hapsinde kalıyordu. Bakışlarımı ondan çekip Burak'a döndürmüştüm.
" Sabah bana ima yapıp durdu Nefes Hanım." Demiştim dudaklarım büzülürken, o ise garsonu çağırıyordu bir yandan.
" Ne iması yine?" Garson geldiğin de yemeklerimizi sipariş etmiştik.
" Nefret etmemle hakkında. Benim hakkımda ne dediysen bana söyleniyor falan dedi." Gözleri şaşkınlıkla açılırken aklına bir şey gelmiş gibi duraksamıştı.
" Kesin Betül! Zaten gözüme batıyordu çırpı bacak." Dediğine gülerken, aklıma benim de Betül gelmişti yalan yok.
" Zaten samimi olduğun kim var şirkette? Kesin o söylüyordur." Mantıklı gelen fikir ile bakışlarımı Nefes Hanım'da gezdirmiştim.
Karşısında ki adama gülümseyerek bakıyor, dediklerini onaylıyordu. Kalbime anlamsız bir sancı yüklenirken duraksamıştım. Bana neden bu kadar kötü davranıyordu? Ondan nefret ettiğimi düşündüğü için mi? Yalan yok hareketleri beni uyuz ediyordu.
YOU ARE READING
Patronumun Kızı - GxG
ChickLitÜlkenin en önemli şirketlerinden birinde asistanlık yapan Tanem'in hayatında ki tek kıskandığı, görmek istemediği kişi Patronunun kızı olan Nefes'ti.