🪞15

122 8 1
                                    

🪞

Yalnızlığın içine terk edilmiştim... En başta babam terk etmişti beni. Bir insan, daha 3 yaşındaki bebeğini neden bırakıp gitmek isterdi ki? Gitmişti işte. Annem, benim kanatsız meleğim. Onu acımasızca kurtların arasında bırakıp kaçan korkak bir evlattım ben. Ama o bilmiyordu ki. Ben nelerle baş ettim, nelerle boğuştum bilmiyordu ki. Bilse beni anlardı. Ama ben ona bu vicdan azabını yaşatamazdım. Çünkü biliyordum her şeyi öğrendiğinde üvey babamla evlendiği için kendini meshul sayacaktı. Bir yerde meshuldü de işte, neyse...

Yol uzadıkça uzuyordu. Radyodan çalan kısık sesli melodi, hatıralarımı acımasızca yüzüme çarparken ben Doğan'ı izliyordum. Ciddiyetle araba kullanışını, ara sıra bana kayan bakışlarını, bir elinde tuttuğu sigarasının kızgın közünü izliyordum.

"Seni işlerinden alıkoyacağım." dedim sıkıntıyla.Sigarasını, araladığı camdan dışarı fırlattı.

"Her şeyi kendine dert edinmeyi çok mu seviyorsun sen?" dedi bana kaçamak bir bakış atarak.

"Bu yaptığın şeyin anlamı çok büyük benim için. Ben sana nasıl teşekkür edeceğim Doğan?" ne param pulum ne de ona verebileceğim herhangi bir şeyim vardı elimde.

"Bu tavırlarını bırakarak başlayabilirsin teşekkür etmeye." dedi.

"Hangi tavırları?" dedim merakla.

"Bana bir şey borçlu olduğunu düşünüp karşımda iki büklüm durma. Sen harika bir kadınsın, bunun farkına var bir an önce. Yardım almak kötü bir şey değildir Doğa." kıkırdadığımda bana şaşkınca baktı. Değişen ruh hallerime yetişemediğinin farkındaydım.

"Çocuktan kadına ne ara terfi ettim ben?" dedim gülerken.

"O yaşadıklarını bilmeden önceydi. Bir çocuktan çok daha fazlasısın Doğa. Şimdi Ceylan'a bakıyorum, 22 yaşında ama sanki bir çocuk gibi hareketleri. Hiçbir şey umrunda değil. Geziyor, tozuyor, eğleniyor. Tek derdi sınava hazırlanmak galiba. Ondan daha büyük bir sorumluluğu yok." bilemezdi. Herkesin derdi kendine büyük gelirdi sonuçta.

"Senin gibi bir abisi olduğu için çok şanslı." dedim dürüstçe. Keşke benim de beni her daim kollayan Doğan gibi bir abim olsaydı.

"Hani dağ ayısıydım ben?" beni neşelendirmeye çalıştığının farkındaydım. Güldüm.

"O sadece bana özel. Bak beni dağa kaldırıyorsun, şimdi tam bir dağ ayısı oldun." derken gerçekten içten bir kahkaha patlatmıştım. Doğan'ın da hafifçe tebessüm ettiğini gördüm. "Şaka yapıyorum, kızmıyorsun değil mi?"

"Kızıyorum." dediğinde sanki komik bir şey söylemiş gibi biraz daha güldüm. "Ee, etkisi olmadı pek?" dedi.

"Biliyorum ki kızmadığını." dedim çocuk gibi bir tavırla.

"Allah Allah! Nereden biliyormuşsun?"

"Kızınca nasıl biri olduğunu gördüm çünkü." dedim bugün Enes'e karşı tavrı aklıma gelirken. "Ayy Doğan!" dedim sonra telaşla.

"Ne oldu Doğa?" dedi telaşıma karşılık vererek.

"Benim annemi aramam lazım. Hay Allah ya nasıl unuttum? Ya anneme bir şey yaptıysa?" içimi derin bir korku kaplamıştı. Kendi derdime dalmış, annemi unutmuştum.

"Yolda çekmez, gidince ararız. Korkma güzelim, sakin ol biraz. Onda birine zarar verecek cesaret yok."

"Nasıl bu kadar emin olabilirsin?" dedim sakinliğine hayret ederek.

Kırık Ayna | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin