2

97 9 6
                                    

Yağan yağmura rağmen mola vermemişti Gonca hatun bir an önce varmak istiyordu atasına uçpazara gelmesini istemişti atası iki yılı geçmişti buralara gelmeyeli yine gelmeyi istemiyordu ancak Atası Yakup beye daha fazla karşı koyamamıştı  annesi saadet hatuna kırgınlığı hala geçmemiş olsada babasını çok seviyordu ve biliyordu ki babası da onu çok seviyordu ağabeyi Mehmet en büyük destekçisiydi son zamanlarda Kütahya ya sürekli gelip gidiyordu Gonca iki yıldır Kütahya da olduğu için onu yalnız bırakmıyordu abisi ancak son zamanlarda o da gelmez olmuştu şimdi ise gonca babasından gelen buyruk üzerine yoldaydı içi sıkıntılıydı aslında onunda gönlündeki yara kapanmamıştı bir türlü ve şimdi korkuyordu karşılaşmaktan yüzleşmekten, korkuyordu Alaeddini başkasıyla görmekten. Elbet duymuştu evlendiğini ağabeyi anlatıyordu ona uçlarda olan biteni hatununun gebe olduğunu biliyordu ama yine de gönlüne laf anlatamıyordu işte enson Alaeddine benim sende gönlüm yok demişti yalandı oysa deli gibi seviyordu Alaeddini zaten o zaman şehzade de inanmamıştı ona dilinden dökülene değil gözlerinde gördüğüme inanırım demişti ancak çaşıtlık meselesi ortaya çıkınca bir daha karşı karşıya gelmemişlerdi şehzadeyi çok aramış ama bulamamıştı Gonca hatun diye seslenen yareni gülcenin sesi ile sıyrıldı içindeki buhrandan o an duydu kılıç seslerini onlara çok yakın bir yerden geliyordu kılıç sesleri ve savaş naraları Gülce nedir bu sesler diye sordu hemen Hatunum kalabalık bir Bizans gurubu kayı alplarını çembere almış dedi Gülce biraz ilerlediğinde Gonca da gördü vadideki vahşeti hemen alplarını hizaya getirip hiç düşünmeden kendisi de alplarla bir yayını aldı eline savaş meydanını taradı gözleriyle ok atışları için hazır olun alplar biraz daha yaklaşmak gerek temkinli olun diye emir verip önden ilerledi ok atışı için uygun yere geldiğine kanaat getirince tekrar meydana baktı ardından oku yaya gerip sert bir şekilde bıraktı hedefindeki adam düşünce gördü şehzadeyi Alaeddindi bu yerde yatıyordu bir korku aldı yüreğini alplar imdi başlıyoruz deyip ikinci oku bıraktı birkaç saniye sonra başka bir keferenin düştüğünü gördü onun atışıyla bir kefereyi ok yağmuruna tutmuştu yanındaki alplar şimdi daha hızlı düşmeye başlamıştı kefere kalkanlarına davranmaya bile vakit vermemişti onlara dağılmaya başladıklarını gördüğünde ok atışları hala devam ediyordu saldırı emri verdi biraz sonra kendisi de kılıcını çekip indi meydana biraz savaştıktan sonra bir Hatunun yaralı halde küçücük bir balaya sarılmış onu muhafaza etmeye çalıştığını gördü hemen yanına varıp etrafındaki düşman askerlerini öldürdü Hatuna dönüp bebeği kucağından aldı diğer eliyle de Hatuna destek olarak onu güvenli bir alana getirdi ancak hatunun hali kalmamıştı bebeği tekrar ona vermedi kucağında bebek ile savaş alanında gezdirdi bakışlarını anlaşılan iyi iş çıkarmıştı ilerlemeye başladı önüne gelen kefereyi biçmeye devam ediyordu gözü hala şehzadeyi arıyordu kefere neredeyse bitmiş çoğu ölmüştü bir kısmı ise kaçmıştı sonunda aradığını buldu gözleri şükür ki yaşıyordu ona doğru attığı adımlarını durdurdu birden çünkü bir hatunun başındaydı ve gözleri yaşlıydı onu ilkkez böyle görüyordu Gonca Hatunu olmalı diye düşündü ne yani şehit mi olmuştu hatunu işte buna üzülmüştü Gonca arkasını dönüp uzaklaşacakken durdu birden gözleri dehşetle açıldı bir kefe kılıcını şehzadenin boynuna indirmek üzereydi hemen belindeki hançeri çekip savurdu ve evet hançer hedefine ulaşmış düşman askeri ölmüş Alaeddin kendine gelmişti kafasını kaldırıp etrafına baktı Gonca kendisine doğru gelen Nilüferi gördü yüzünde hafif bir tebessüm ile ondan yana yürümeye başladı çok geçmeden kavuşup sarıldılar birbirlerine Gonca tek koluyla sarılmıştı bir koluyla hala kucağındaki balayı tutuyordu hal hatır sordular birbirlerine sonra Nilüferin gözleri kucağındaki balaya döndü Hızır diye seslendi bebeği Goncanın kucağında severken şaşırmıştı Gonca bebeğe baktı gözleri ağlamaktan kızarmıştı ama tuhaf bir şekilde kendi kucağına aldıktan biraz sonra susmuş sakinlemiş görünüyordu sen tanıyormusun bu küçük şekeri diye sordu Nilüfere bakarak evet anlamında başını salladı ancak kimin olduğunu söyleyemedi çünkü Goncanın gönlündeki yarayı iyi biliyordu Nilüfer. Yenge diye seslenen Alaeddine döndü ikisi de aynı anda. Biraz önce oğlunu kucağında tutan hatuna bakan şehzade şimdi oğluna bakıyordu Sadece adımları zihninden habersiz yaklaşmıştı gördüğü manzaraya yaşanan onca şeye rağmen hala gönlünde sakladığı sevdasının kucağındaki oğluna yaklaştı ağır ağır ve kollarını uzattı usulca Gonca donup kalmıştı şimdi Alaeddin çekip almıştı Hızırı özellikle Goncaya dokunmamaya dikkat etmişti gözgöze dahi gelmemişti gönlü seviyor olsa da kırgındı karşısındaki güzele aklı ise haykırıyordu hala o seni sevmiyor diye Oğluna sarılmış ağlıyordu şehzade daha çok oğlunun halina ağlıyordu bu düşünceler ile uzaklaştı hatunun yanından daha iki aylıkken anasız kalmıştı evladı ağabeyi orhan ve Nilüfer gelmişlerdi yanına bebeği Nilüfer aldı az sonra Orhan bey ise sıkıca sarılmıştı kardeşine Gonca Hatun uzaktan izlemişti bu manzarayı onunda gözlerinden yaşlar dökülüyordu şimdi biraz sonra Alaeddinden ayrılan Orhan bey yaklaşmıştı Goncanın yanına çekinerek de olsa hafif bir baş selamı vermiş ardından konuşmuştu var olasın Gonca hatun zor zamanımızda yetiştin üstelik yeğenimin ve gardaşımın hayatını kurtardın gayrı sana can borcum vardır gayrı benim için bacım Fatma ne ise sende osun estağfurullah Orhan bey ben her türk gibi vazifemi yaptım düşman ne kadar çok olsada biz türküz en nihayetinde deyip müsaade istedi Gonca ardını döndü gitmek için Gülce toparlanın hayde gideriz diye buyurdu ve arkasını dönüp son birkez daha baktı yerde yatan hatunun başında sarsılarak ağlayan şehzadeye sonra dönüp ağlayarak uzaklaştı oradan zira o manzaraya daha fazla katlanabileceğini sanmıyordu Gonca bu durum Orhan beyin gözünden kaçmamıştı bir süre giden kızın ardından baktı KaraAli diye seslendi sonra . Yanına gelen alpa dönüp tez şehitlerimizi toplayın yaralıların durumuna da bakılsın toparlanın hayde saraya döneriz diye buyruk verdi gözleriyle alanı taradığında çok fazla kayıp vermiş olduklarını gördü içi titredi Orhan beyin ardından gardaşının yanına ilerledi az vakit sonra toplanıp alandan ayrıldılar

Merhaba arkadaşlar ikinci bölüm ile sizlerleyim oy ve yorum yapmayı unutmayın düşünceleriniz benim için çok kıymetli 871 kelime

Sevda büyüsü algonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin