4

86 9 2
                                    

İnsanın kendine ettiğini kimse etmezmiş derdi eskiler çok yerinde bir sözdü Otağdan çıkıp atına ilerledi Gonca gözünden akmak isteyen yaşlarını biraz daha saklayabildi güçlükle yalnız kalmak istiyordu şuan Gülceyi bulup gereken emirleri verdi ardından onu pazarın başına bırakıp dehledi atını pazardan çıktıktan sonra yol verdi göz yaşlarına mahmuzlayız hızlandırdı atını yarım saat bile geçmeden durdurdu tekrar etrafa bakındı oraya gelmişti işte yıllar önce Alaeddinin ona sevdasını itiraf ettiği yere atından indi pişmanlıkları içini yakıyordu en çokda anasının aklına uyup yaptıkları ve yine Sevda itirafı aldığı bu yerde şehzadeye benim sende gönlüm yok deyişi bunlar çok yakıyordu içini ayrıca çaşıtlık meselesi ortaya çıktığı vakit Yenişehir meydanında şehzadenin kendisine bakan gözlerinde gördüğü kırgınlık işte bu yıllardır gitmiyordu gözünün önünden göz yaşları akmaya devam ediyor hatta artık sarsılarak ağlıyordu Gonca anlaşılan bu günü burada bitirecekti
Alaeddin Yenişehir pazarını gezip dolaşmış ahalinin sorunlarını giderebilmişti elinden geldiğince şimdi istikamet uçpazara varmaktı atına binip dehledi içi buhranlardaydı onunda yaşadıklarını düşünüyordu elbet duymuştu Ülgen Hatunun anlattıklarını. Biliyordu Goncanın anasından çektiklerini ama yine de kendisine anasının lafı ile yaklaşmasını unutamıyordu gerçi hatunun kendisini sevmediğine hala inanmıyordu çünkü Sevda işaretlerini iyi okumuştu kızın tavırlarında ilk Sevda itirafında içinde papatyanın olduğu mendili elinden alışını hatırladı o an daha kendisi bir kelam etmeden bile elleri titremeye gözünden yaşlar dökülmeye başlamıştı hatunun sesi bile güç bela çıkıyordu o anı hiç unutmuyordu şehzade ama atasının dediği çaşıtlık meselesi karşısında dumura uğramış yıkılmıştı adeta o anlar aklına gelince kendine kızıyordu gönlünü kaptırdığı için Bu düşünceler buhranı içinde yolu bitirip pazara varmıştı bütün tezgahları dolaştı tek tek herşeyin nizama uygun olduğunu gördü birkaç esnafın ufak tefek eksikleri vardı onları not aldı pazarın güvenliğini kontrol etti baysungur nöbetçilerin sayısını arttırın kapılardan giren arabalar iyice aranacak güvenlik zaafiyeti oluşturacak küçücük bir açık dahi istemiyorum diye buyruk verdi baysungur alpı buradaki güvenliğin başına bırakıp kendisi ardındaki alplarla yola düştü burada daha fazla kalmak istemiyordu oğlu hızırı özlemişti atını dehledi bir an önce oğluna varmak istiyordu düşüncelere dalıp gitmişti. Çok yakın bir yeden gelen kılıç sesleriyle kendine geldi atını durdurup indi Hasan sen benimle gel diğerleri atlarla kalsın diye buyruk verip ilerledi seslere doğru Moğol naralarıydı bunlar biraz sonra gördüğü manzara öfkelendirmişti onu sekiz on kişiden oluşan Moğol askerleri Goncanın etrafını sarmıştı adamlardan biride yerde yatıyordu üstelik diğerleri hatunla alay ediyorlardı akıllarınca düşündü bir an şehzade burası Gonca hatuna sevdasını itiraf edip olumsuz cevabı aldığı o yerdi peki bu hatunun bir başına ne işi vardı burda üstelik akşam olmak üzereydi çevrede binek hayvan da görünmüyordu alandaki kahkaha sesleriyle sıyrıldı düşüncelerinden kılıcını çekip alana indi hemen kızın etrafındaki nökerlerin dikkatini çekmişti bir hatuna on kişi öyle mi diye seslendi önce gülüştü hepsi sonra biri alayla bağırdı Hatunu çok düşünüyorsan sende gel o zaman zaten artık ikinizde burdan çıkamazsınız gülüyordu adam Alaeddin biraz daha yaklaştı Gonca donmuş gibiydi manzarayı izlerken Kolçağının arasına sıkıştırdığı küçük hançeri eline çekti şehzade boşuna uğraşma türk bu hatunda sende arkandaki adam da artık kaçamazsınız öyle mi deyip adama biraz daha yaklaştı Alaeddin ardından son sözünü söyledi Kafeslemek istediğin kartalın pençesine dikkat edesin sonra hançeri alay eden adamın göğsüne savurdu adam yere düşerken ekledi yoksa böyle canından olursun kılıcı çekip gelin diye bağırdı üzerine gelen adama tekme atıp Gancaya gelen kılıcı kendininkiyle berteraf etti kendine gel diye seslendi bu kelam ile silkelenen Gonca kılıcına davrandı yeniden ama omzundan yara almıştı Hasan, Gonca Hatunu koru diye buyruk  verip daha hızlı hareket etmeye başladı ve kısa sürede meydandaki bütün nökerleri kesmişti kimsenin kaçmasına fırsat tanımamıştı etrafa göz gezdirip Hatuna döndü iyimisin diye sordu zira omzundaki yara dışında birazda korkmuş görünüyordu usulca başını salladı Gonca iyiyim anlamında ama hiç iyi görünmüyordu Yanına yaklaşıp omzundaki oku yaraya yakın bir yerden kırdı yine donmuş gibiydi Gonca öyle ki şehzadenin yakınlığına hatta kokusuna bile tepki vermiyordu yüzü bembeyaz olmuştu bu durum şaşırtmıştı Alaeddini zira onun tanıdığı Gonca böyle korkak biri değildi etrafına baktı atın yokmudur Gonca hatun nereye bağladın diye sordu. Ba ba bağlı değildi seslerden ürktü gitti dedi kekeleyerek Gonca gözlerini sabitlemiş yere bakıyordu şimdi kolundan tutup ilerletti onu Alaeddin böyle bir durumda geçmişi düşünecek değildi onu öylece bırakıp gidemezdi atların yanına gelende Goncayı kendi atına bindirdi kendisi de önüne bindi hatunun kollarını tutup kendi beline sardı sıkıca tutunasın diye ikaz etti onu peki dedi kısık bir sesle Gonca ardından başını şehzadenin sırtına yasladı Alaeddin bu yakınlığa hazırmıydı emin değildi yanındaki alplara dönüp Hasan Gürbüz Turahan siz benimle gelin diğerleri Yenişehire varsın durumdan anamları haberdar edin diye buyruk verdi atının yularını eline toplayıp yanında gelecek olanlara döndü yola çıkarız Hayde diye komut verip yönlendirdi atını karanlık çökmüştü uç pazarın kapısından girende tezgahların çoğu kapanmıştı bile bey ortağına ilerledi ağır ağır haberci davulları ötmeye başlamıştı bile dışarı çıkanlara baktı tek tek. Babası ve ağabeyi de oradaydı attan dikkatlice indi ardından Gonca hatuna dönüp onun da dikkatli bir şekilde inmesine yardım etti Mehmet bey şaşkınlığını atlatınca hemen koştu bacısına ancak Hatunun ayakta durmaya takati kalmamıştı gözleri kapanıyordu daha fazla direnmeyip bıraktı kendini yığılıp kaldı şehzadenin kollarına Gonca hatun diye bağırıp hemen tuttu Alaeddin o an kimseyi umursayacak durumda değildi artık
Tez şifacı çağırın diye bağırıp ortalığı inletti Yakup bey Alaeddin Goncayı kucaklamış Otağdan içeri koşmuştu hemen ardından da Saadet hatun ve Mehmet bey gitti onların peşi sıra da Orhan bey Yakup bey ve Osman bey ilerledi Saadet hatunun gösterdiği yere bıraktı kızı şehzade nabzını kontrol etti hemen zayıf ta olsa vardı nabzı Hasan heybemi getirin diye bağırdı dışarıya Orhan kapıdan uzatmıştı hemen o sırada Gülce hatun destur isteyip içeri girdi şifacı yoktur beyim germiyan obasına gitmiş sabahtan diyince Yakup bey tekrar bağırdı ne işi varmış orada bu günü mü buldu gide - derken lafını böldü şehzade Gülce hatun buraya gel Gonca hatun onzundan yaralı ok yarasıdır eline bir bez verip arkasını döndü bezi okun etrafına iyice sar ve oku çıkar Gülce hatun Korkma ben burdayım ne yapman gerektiğini sana tarif edeceğim ona göre yapacaksın dedi Saadet hatunun yareni Fitnat hemen köz getirmişti Mehmet siz Osman beyler ile dışarıda bekleyin diye buyruk verdi Yakup bey kendisi de Şehzadenin yanına gelip arkasını döndü Alaeddin hemen belindeki hançeri çıkarıp köze koydu heybedeki kremleri yoklayıp yara için gerekli olanı çıkardı kenara ayırdı sonra içinde vücudun kuvvetini ve direncini arttıracak bitki karışımları olan bir şişe çıkarıp Saadet hatun bunu içirin kuvvetini arttırıp nabzını düzenler diye seslendi şişeyi aldı hemen Saadet hatun öte yandan Gülce hatun denileni yapmış önce zırhı açmış oku çıkarıp Fitnatın getirdiği su ile yarayı silmişti iyice yara derin görünmez dedi Fitnat çıkarılan oka baktı şehzade evet okun durumundan belli zehirde yoktur Gülce hatun yarayı dağlaman gerek dediğinde durmuştu Gülce eli titremişti Fitnat aldı hemen denileni yapıp yarayı dağladı kremi uzattı şehzade bunu sürün güzelce ardından sargıyı uzattı iyice sarın diye denilenler yapılınca kızına döndü Yakup bey omzuna baktı elbisenin birazı kesilmiş yara sarılmıştı teni görünmüyordu usulca oturdu başına şehzade ise heybesinden keskin bir koku çıkarıp Goncanın diğer yanına geçti Saadet hatun deyiver kan şerbeti kaynatsınlar diyende elindeki şişeyi hatunun burnuna tutuyordu Ben kendi ellerimle yaparım kızıma Deyip Fitnata baktı hayde Fitnat diye seslenip çıktı
Gonca kokuya tepki olarak yüzünü buruşturmuş kaşları çatılmıştı ama uyanmadı buna rağmen ateşini kontrol etti şehzade bir sorun yoktu anlaşılan hatun yorgun düşmüştü Gülce hatun odadan çıkanda Mehmet bey ve beraberindekiler girdi içeri durumu nedir diye sordu hemen Mehmet hafif bir yara iyi olacak merak etmeyin vücudu yorgun düştüğü için uyuyor şimdi biraz kan kaybetmiş sadece biraz da korkmuş sanırım diye ekledi Alaeddin Evlat hele anlatın bu olay nasıl oldu diye sordu Yakup bey.
  Yakup bey ben uçpazara teftiş için gelmiştim pazarda gerekli işleri tamam edip Yenişehire dönerken denk geldim Dokuz on tane moğol nökeri sarmıştı etrafını sanırım kolay zaptetmek için önce ok atıp yaralamışlar ama Gonca hatun yaralı haliyle karşı koymuş onlara biz vardığımızda nökerlerin biri yerde yatıyordu diğerleri Gonca Hatunu çembere almıştı kalanları öldürüp kızını alıp buraya getirdim kendi atı seslerden ürküp kaçmış buraya gelene kadar da kendindeydi zaten ama hareketleri çok donuktu
Var olasın evlat sana can borçlarım birikir. Estağfurullah Yakup bey bana kimsenin bir borcu yoktur bende her türk gibi yapılması gereken ne ise onu yaptım
Evlat daha evvel de demiştim hem feraset sahibisin hemde yüreğin zengin diye Görürüm ki hala edebinden ödün vermezsin Alaeddin bey gayrı benim için Mehmet ne ise sende osun bundan sonra germiyanın kapıları sana daima açık bunu bilesin oğul diyen Yakup beyi eli göğsünde dinledi şehzade estağfurullah Yakup bey teveccühünüze teşekkür ederim deyip müsaade istedi çıkmadan Osman beye dönerek dışarıda bekliyorum beyim deyip gitti geçmiş olsun Yakup bey diyen Osman beye Var olasın Osman bey sabah dediğin gibi gayrı bunlara dur demenin vakti geldi eğer müsaaden olursa beyler ile görüşmede bende olacağım
Tabi Yakup bey memnun oluruz ayrıca dilerseniz şıfacılarınız gelene kadar Alaeddin burada kalsın dedi Olur anlamında başını salladı Yakup bey...
  Osman bey pazardan ayrılanda yine Goncanın başına döndü şehzade ateşine bakıp nabzını kontrol etti herşey gayet normaldi az sonra Mehmet bey gelmişti o da diyer yanına oturdu bacısının şaşkınlıkla baktı Alaeddin uzun zaman olmuştu Mehmet bey ile görüşmeyeli anlaşılan gece uzun olacaktı zira Mehmet beyin bakışları bunu gösteriyordu

   Merhabalar sizlere uuppp uzun bir bölümle geldim tamı tamına 1476 kelime düşüncelerinizi yorumlara bekliyorum iyi okumalar

Sevda büyüsü algonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin