6.

96 10 0
                                    

Aradan iki ay geçmişti bu süre zarfında kayı ve germiyanoğulları arasındaki soğukluk tamamen bitmiş yerine daha sıkı bir dostluk almıştı Osman bey Yakup beyin hem gönlünü alıp güvenini kazanmış hemde germiyanoğullarının desteğini arkasına almıştı Türkler düşmana karşı daha güçlüydü artık Geçen bu sürede Alaeddin oğlu Hızır ile oldukça fazla vakit geçirmişti çünkü oğlu onun kucağından başka birinde hep ağlıyordu yengesi Nilüfer Hatun bile eyleyemiyordu Hızırı bu sebeple pazar vazifelerine de çoğunlukla yanında götürmek zorunda kalıyordu oğlunu bu da işini bir hayli zorlaştırıyordu
   Gonca hatun bu iki ayda iyice toparlanmış vazifesine dönmüştü annesi Saadet ile arası hala gergindi ağabeyi ile bolca sohbet eder olmuştu ancak son zamanlarda o da Orhan bey ile fetih hazırlıklarına koştururdu Gonca ise pazarın nizamı ile ilgilenirdi pazar Kayılar ile ortak olduğu için Şehzade Alaeddin ile de bir çok kez karşılaşmıştı ancak bu karşılaşmalar hep soğuk bir havada geçmişti ama ikisi arasında ki bu soğukluk Gonca ile Hızırın birbirine olan ilgisini olumlu yönde oldukça etkilemişti bu durum Alaeddine tuhaf gelmişti çünkü kendi kucağındayken bile karşısındaki hatuna kur yapıyordu küçücük çocuk hele hatunun kucağına gidince yüzünde güller açıyordu sanki lakin Alaeddin yine de oğlunu çoğunlukla ya gittiği yere kendi yanında götürüyor yada pazarda tezgahın başında anası var ise ona bırakıyordu bazende bacısı Fatmaya bırakıyordu
            *****
    Yine her zamanki gibi erkenden uyandı Gonca üstüne mavi elbisesini giyip kahverengi mavi taşlı başlığını takıp çıktı otağından sabah aşından sonra yine pazarın yolunu tutmuştu ki Bala hatunu gördü kendi tezgahlarının başındaydı kucağında ki bebek ile tezgahtaki müşterilere yetişmeye çalışıyordu küçük Hızır bugünde nenesine kalmıştı anlaşılan biraz tereddüt etsede yavaşça yaklaştı tezgaha Gonca etrafta başka kimse görünmüyordu Bala hatun tekbaşınaydı anlaşılan
"Selamın aleyküm Bala hatun kolay gelsin"
    "Aleyküm selam Gonca kızım hoşgeldin" diye yanıtladı onu Bala hatun güleç yüzü ile her zaman anlayışlı olmuştu kendisine karşı Gonca çok seviyordu Bala hatunun bu anaç tavırlarını kendi anasına hiç benzemiyordu Bala hatun
  "Sağolun Bala hatun yardım edeyim isterseniz"
"Sağol kızım bizim yumurcak yordu beni bu sabah hayır anlamıyorum ki nereden buluyor her defasında bu kadar enerjiyi" diye dert yanan kadını güleç bir çehre ile dinleyen Gonca sonunda kucağındaki balaya çevirdi bakışlarını
"Demek bugün size kaldı bu küçük adam" diye sordu bebek hala debeleniyordu kucağında ağlamaya başlamıştı yine
"Evet kızım Alaeddinin işi yoğun olunca bana kaldı bu afacan ama gördüğün gibi hep böyle huysuz sabahtan beridir"
Kendisine bakıp çırpınan çocuğa çekinerek Uzattı kollarını Gonca "alabilir miyim" diye sordu çekingen bir sesle
"Kızım Hızır huysuz biraz ama seni yormayacaksa iyi olur aslında hem bende müşteriler ile ilgilenirim" diyerek Goncanın kucağına bıraktı balayı
"Estağfurullah" diyerek aldı Gonca bebeği
   "Gel bakalım Hızır tanıdın mı beni bak yine karşılaştık" dedi kucağında mızmızlanan küçüğe sonra Bala hatuna dönüp
"İzniniz olur ise bu küçük adam benimle biraz pazarı tanısın Bala hatun sonra size bırakırım" diye sordu Bala hatundan onay alınca kucağındaki Hızır ile ayrıldı tezgahtan biraz sonra sakinleşmişti kucağındaki bebek Goncadaydı bütün dikkati Dikkatle yüzüne bakıyor eliyle yanaklarına burnuna dokunuyordu Gonca ise hem pazarı gezip sorun varmı diye kontrol ediyor hemde küçük çocuğa birşeyler anlatıyordu Hızır ise bazen dikkatle dinliyor bazen ise gülüyordu
   Epey yorulmuştu Bala hatun müşterileri gönderdikten sonra tezgahı düzenledi aklı Hızır da kalmıştı acaba iyi mi etmişti onu Gonca hatuna emanet ederek biraz sonra yanına gelen yareni Kısmet hatunu tezgahın başına bırakıp ayrıldı ordan hem biraz dolaşıp kendi eksiklerini gidermek hemde Goncayı bulmak istiyordu bu amaçla biraz dolaştı pazarda sonra bir tezgahın önünde durup kumaşlara bakmaya başladı sonunda birini seçip kafasını kaldırdığında biraz ilerde tezgahların arasında gülerek dolaşan Gonca hatunu gördü üstelik gülen tek Gonca değil kucağında tuttuğu küçük çocukta gülüyor hatta etrafına gülücükler saçıyordu şaşırmıştı Bala hatun bu çocuk kendisine bile böyle gülmemişti şimdiye dek 6 aylıktı Hızır ancak babası hariç kimsede böyle uslu durmazdı ki hatta babasında bile bu kadar uslu değildi yavaşça yaklaştı yanlarına kendisini hala farketmemişti ikili
"Gonca kızım" diye seslendi hemen kendisine dönen kıza
"Umarım çok yormamıştır seni bizim oğlan" dedi
"Estağfurullah Bala hatun ne yorulması çok sakin çıktı bu kucağımda uslu bir şekilde oturup bütün pazarı gezdi teftişini tamamladı bu küçük adam" dedi Bala hatuna bakarak sonra ikisininde bakışları Hızıra döndü  Hızır ise hala Goncanın yüzüne bakıyordu yanyana yürümeye başladılar Hızır hala Goncanın kucağındaydı burnunu tutuyordu

    Alaeddin saraydaki çizim işini bitirmiş Yenişehir pazarını gezmiş uçpazara varmıştı tezgahların arasında dolaşırken birden yanından geçen anasına takıldı gözü anası onu farketmemişti yanındaki Gonca hatun ile konuşuyordu ve dahası Hızır yine Gonca hatunun kucağındaydı üstelik ağlamıyor hatta gülüyordu onu kucağında taşıyan kadının burnunu tutuyordu şaşırmıştı Alaeddin Kayı tezgahının başına gelene kadar uzaktan izlemişti onları
Gonca hatun ile bir önceki karşılaşmalırını hatırladı onda da bacısına emanet ettiği Hızırı Hatunun kucağında uyurken bulmuştu bu durumu sonradan bacısına sorduğunda
"kendisini Malhun anası çağırdığı için giderken Gonca hatuna emanet ettiğini söylemişti lakin ben bıraktığımda ağlıyordu diye eklemişti" Fatma Hatun
Şimdi ise oğlu yine Goncanın kucağında ve gülücükler saçıyordu kendi kucağında bile böyle güldüğünü hatırlamıyordu şehzade ağır ağır yaklaştı yanlarına Geldiğini duyurmak için öksürdü bir iki kez iki hatun da anında ona döndü
"Ana hayrolsun bir sorun yok ya" dedi Hızırı göstererek
"Yok oğlum" dedi omzuna bir iki kez vurarak anası.
"Bizim oğlanı bilirsin sabah tezgah kalabalık oluca ağlamaya başladı Gonca kızımda alıp pazarı gezdirdi biraz ve sonuç gördüğün gibi şaşırdın değil mi bende öyle" diyen anasına bakıp sonra oğluna döndü tekrar halinden pek memnun görünüyordu hala Gonca hatunun kucağında gülücükler saçıyordu Hatunda gayet mutluydu bu durumdan zira bütün dikkati kendisine gülen çocuktaydı
Şehzade sevmişti zaten bu manzarayı onun da canına minnetti dalıp gitmişti kendi iç dünyasına gömülmüştü yine ne olurdu sevgim karşılıklı olsaydı diye düşünüyordu anasının sesi ile kendine geldi
  "Gonca kızım senin kucağında pek bi uslu  eğer sorun olmazsa karnını sen doyursan sonra uyur zaten baksana yorulmuş" diyen Bala hatuna
"Tabiki ben doyururum ne zahmet olacak" deyip işe koyulmuştu Gonca Bütün olup biteni uzaktan seyreden babasından habersiz
     Yakup bey uzaktan seyretmişti kızının bu hallerini bilirdi kızı çocukları pek bi severdi ama sanki kucağındaki bu bala ile arasında ayrı bir bağ vardı bu belki şehzade Alaeddin e olan sevdasından belkide bu balanın sempatik oluşundandı tam emin değildi ama emin olduğu başka birşey vardı kızının şehzadeye olan sevdası karşılıksız değildi çünkü şehzadenin kızına olan hayranlık dolu bakışlarını görmüştü Yakup bey normalde bir baba olarak orada olay çıkarması gerekirdi ancak Yakup bey kızının gönlündeki sevdadan haberdardı her ne kadar kızı dile getirmemiş olsa da sevdalı bakan gözü iyi bilirdi Yakup bey
  Tıpkı Bala hatun gibi Bala hatun da görmüştü Goncanın oğluna olan bakışlarını oğlu zaten körkütük aşıktı hatuna bunu biliyordu ancak yıllar önce Alaeddini reddettiğini öğrendikten sonra konuşmak istemiş kız kesin bir dille reddettiğinde üstüne gitmemişti daha fazla şimdi ise sanki herşey kaldığı yerden devam ediyor gibiydi tek fark vardı arada o zaman sadece aşkla bakan gözler şimdi ise kırgınlıkla harmanlanmış olan hüzünlü bir sevdaya ev sahipliği yapıyordu...

    Arkadaşlar selam ben geldim geç kaldıysam affola bu ara işlerim biraz yoğun oy ve yorum yapmayı unutmayın düşünceleriniz benim için çok kıymetli sağlıcakla kalın 1104 kelime (açıklama hariç)

Sevda büyüsü algonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin