Sevda büyüsü algon

10.

Alaaddin uyandığında vakit öğleni bulmuştu hemen kalkıp üstünü giyinip odadan çıktı bacısı Fatmaya denk geldi odasından çıkıyordu
"Fatma herkes nerededir bacım ses çıkmıyor etraftan" diye sordu
"Bey babam ve Orhan ağabeyim beylerle görüşmek için erkenden çıktılar Malhun anam hatunlarla alpların eksikleri için uğraşır malum mekece kalesi Nilüfer yengem vazifesinde zaten bende bacıyan karargahına geçeceğim imdi Bala anam da Hızır ile uçpazara vardı ağabey Gonca hatun da anamla beraberdi"
"Peki bacım kolay gelsin sana" diyerek oradan ayrıldı Yakup beyi kontrol etti o da daha iyiydi ardından Yenişehir pazarını gezdi pazarın giriş çıkış güvenliğinin daha da artırılması gerektiğine kanaat getirip ona göre talimat verdi ardından Gonca ile buluşacakları yere sürdü atını vardığında ardındaki alpları yakın bir yerde bıraktı kendisi kararlaştırdıkları yere varıp beklemeye başladı hatun gelmemişti henüz düşüncelere daldı şehzade ne olacaktı şimdi tekrar güvenebilecekmiydi bu hileci hatuna neler yaşadığını tam olarak bilmiyordu ama kendisi elinden geldiğince koruyup kollamaya çalışmıştı onu her yerde buna rağmen hatun kendisine vazife için yaklaşmıştı bunu biliyordu ama gözlerinde gördüğü hüzne bir anlam veremiyordu şehzade. Üstelik tuhaf bir şekilde anaları atası ve hatta oğlu Hızır bile pek seviyordu bu hatunu bi kabullenemeyen kendisi gibi görünüyordu aslında onun da kabullenemediği tek şey geçmişte yaşananlar ve yüreğindeki kırgınlıktı "Alaeddinn" diye bağıran ses ile kendine geldi yanındaki ağaca saplanan ok ile kolundan çekilip başka bir ağacın ardına geçmesi bir oldu şaşkınlığını atamadan belindeki hançeri çıkarıp karşısındakinin boynuna dayadığında soluduğu gül kokusu ile mest olmuştu gözlerini açtığında Gonca ile dip dibeydi bu yakınlık ve bu koku aklını başından almıştı adamın "neler olur hileci hatun" diye güç bela sorduğu soru dudaklarının üstüne kapanan el ile yarıda kaldı allak bullak almuştu zihni bir anda elindeki hançeri kızın boynundan çekip yerine yerleştirmişti "tuzak var Alaeddin moğollar senin peşinde indir şu hançeri de düşmana odaklan bana soracağın hesabı sonra sorarsın" diye tersledi onu Gonca ardından kendi yayını çıkarıp oku yerleştirdi kafasını çıkaran nökerleri tek tek avlamaya başladı çok geçmeden durumun ciddiyetini anlayan şehzade de katılmıştı ona sanki birbirleriyle yarışırcasına nöker avlıyorlardı oklardan boş geçen yoktu ama okları tükenince etraflarının çevrildiğini gördüler işte buna sevinmişti Gonca zira asıl hamlesini sonraya saklamıştı "alplar imdi" diye bağırdı ardından şehzadeyle gelen kayı alpları dahil birçok alp moğolların etrafını çevirmişti "saldırın" diye bağırıp öne atıldı hatun bu kez şaşkın olan şehzadeydi zira yanındaki hatunun hızına yetişemiyordu sonunda ortalıkta yaşayan nöker kalmadığından emin olan ikili tekrar karşı karşıya geldiler bu kez aralarında biraz daha mesafe vardı "anlat bakalım hileci hatun neler olmakta" diye sordu şehzade Gonca küçük bir aydınlanma yaşadı o an bu adam ona uzun zaman sonra ilk defa "hileci hatun" diye seslenmişti üstelik bir değil iki kez ne çok özlemişti bu mahlası karşısındaki adamdan duymayı yıllar olmuştu duymayalı şimdi karşısındaki kara gözlere doyasıya bakmak vardı oysaki ama olmazdı işte haramdı kendisine bu gözler
Alaaddin hala karşısında ki hatunun etkisinden çıkabilmiş değildi bugün bu hatunda ayrı bir enerji vardı sanki bugün bambaşka bir Goncayı görüyordu şehzade hele o kısacık yakınlık bile aklını başından almıştı dudaklarının üstünde ise hala hatunun elinin sıcaklığı vardı
her hali ayrı bir güzel olurmuydu bir hatunun oluyormuş diye düşündü adeta yeniden ve defalarca aşık oluyordu bu hatuna yüreği yine aklının önüne geçmiş prangalarını kırmıştı adeta "medreseli" diye kendisine seslenen hatun ile sıyrıldı düşüncelerinden
Sonunda kendini toparlayıp konuya dönmüştü Gonca çünkü karşısındaki adam hala cevap bekliyordu
"Buraya gelmeden önce uçpazarı geziyordum" diye başladı anlatmaya
"Bir süre gezdikten sonra birkaç kişinin bir araya gelmiş birşeyler konuştuklarını görünce şüphelendim sessizce yaklaşıp dinledim"
"Yenişehir deki balgay dan haber var şehzade az kişi ile ayrılmış ordan avcıya haber saldım imdi. O işi bitirince bizde burdaki işimizi hallederiz" diyordu
"Onları tutuklattım ağabeyim sorguladı ancak adamlar henüz konuşmadı ama ben parçaları birleştirince senden bahsettiklerini anladım direkt buraya geldim ağabeyim ben çıkarken hala onların başındaydı Orhan beye haber göndermiştir çoktan gerisini sende biliyorsun zaten" deyip tamamladı Gonca
"Peki ben olduğumu nereden anladın" diye sordu tekrar adam
  "Orhan bey sabah ben oradayken ayrılmıştı Yenişehirden ama ben çıkarken sen hala oradaydın adamlarda yeni ayrılmış deyince aklıma geldi sen zaten öyle kalabalık gezmeyi seven biri değilsin" diye bitirdi hatun.
"Beni o kadar iyi tanırsın yani doğru mu anlarım hileci hatun diyesin hele,"
" O kadar şey yaşandı Medreseli sen hala ne düşünürsün kendine gel"
"O vakit dersin ki Yenişehir de çaşıt vardır" öyle mi.
"Sadece Yenişehir de değil bizim pazarda da çaşıt varmış medreseli" diyen kızı izledi bir süre ardından elini göğsüne koyarak "Var olasın Gonca hatun sana bir can borcum vardır gayrı" dedi şehzade
şimdi yan yana yürüyorlardı
"estağfurullah" dedi Gonca
Sonunda yüksekçe bir tepenin üzerinde durdular peşlerindeki alplar onları uzaktan takip ediyordu
  Şimdi önlerindeki manzarayı izliyordu ikisi de ayakta dikilmiş ellerini arkalarında birleştirmişlerdi
"İmdi sen de bakalım medreseli ne deyu çağırdın beni buraya nedir konuşmak istediğin" diye sorarken bile heyecanına mani olamamıştı Gonca.
"Demek merak edersin öyle mi yani gerçekten bilmezsin ne konuşacağımı" deyip sustu şehzade Alaeddin de kısa bir an kıza baktı şaşkınca
Kızda şaşkınca ona bakıyordu
"Sen neyden bahsedersin medreseli açık konuşasın" diyen kız biraz duraklattı adamı bir müddet ikiside kalplerinin atışını bir diğeri duymasın diye dua etti sonunda küçük bir öksürükle buğazını temizleyip tekrar söze girdi şehzade
  "Ganca hatun sen neyi ne kadar bilirsin bilmiyorum ama atam dün gece bana seninle evlenmem gerektiğini söyledi üstelik sende kabul etmişsin öyle dedi atam lakin bilmek isterim gerçekten sen bu evlilik işinden haberdar mısın yani gerçekten kabul ettin mi? Eğer öyle ise bu evliliğe ne deyu rıza gösterdin"
Bunları duymayı beklemiyordu Gonca şaşkındı tıpkı yanındaki adam gibi onunda kalbi boğazında atıyordu şimdi
"Alaeddin ben" dedi biraz durup ardından devam etti
"Atam bana böyle bir evlilikten bahsetmedi sadece senin hakkında ki düşüncelerimi sordu ben sadece kendimce fikrimi beyan ettim bu kadar ayrıca evlilik konusunda ki düşüncemi sorduğunda ben kadere teslim oldum medreseli atama da olumlu yada olumsuz bir durum belirtmedim o bana evlilikten ve senden bahsedince üstelik  babamın senin hakkındaki düşüncelerinden haberin vardır bende kararı atama bıraktım çünkü bilirim babam benim için en doğru kararı verecektir diye ancak Atam bana böyle bir kararı olduğundan bahsetmemişti imdi duydum" dedi bir hayli şaşkın görünüyordu belli ki gerçekten haberi yoktu
Duyduklarını içinde değerlendirdi şehzade "peki" dedi "ya sen, sen gerçekte ne istersin Gonca hatun bak eğer gönlünde başka biri varsa"...
Diye başlayan adamı böldü Gonca "Yok" dedi bu kez şehzadeye bakıyordu
"Benim gönlüm boştur lakin eğer senin gönlün bir başkasını isterse..." Diye başlayan kızı böldü bu kez Alaeddin
"Ben gönlümü susturalı çok olur Gonca Hatun sana bu soruları imdi sorarım ki sonra sevmediğin  bu adama bir ömür mahkum olma diye"
Bu kez göz göze bakıyordu ikiside Alaeddin sonunda geçmişin tozlu sayfalarını açmıştı gözlerini çekti Gonca doya doya bakmak istediği adamdan
"Dedim ya medreseli ben kadere teslim oldum. Bu vakte kadar öyleydi imdi yine öyle  lakin sen geçmişte yaşanan olaylardan dolayı..." Derken yine susturdu onu şehzade
"Gonca hatun o konuda atam bir beis görseydi elbet böyle bir karar almazdı yani kadere teslim olan tek sen değilsin lakin ben seni düşündüğüm için söylüyorum sonuçta gönlünün sevmediğine kanı ısınmazmış insanın..."Diyen adamı böldü bir kez daha Gonca
"Alaeddin bu konuda neyi ne kadar bilirsin bilemiyorum lakin ne senin neler hissedip neler yaşadığını ben anlayabilirim nede benim neler yaşayıp neler hissettiğimi sen anlayabilirsin bilmek anlamak değildir medreseli sen bana dair ne bilirsin ki yüreğimi bilesin sana göre güçlü korkusuz iyi pusat kullanan zeki birisi olabilirim lakin yüreğimde kopan fırtınayı bir ben bilirim amma istediğin cevabı sana bugün veremeyeceğim medreseli zira şuan o kadar güçlü değilim sadece şunu bil ki o konuda bildiklerin kadar bilmediklerin de var ayrıca benim de senden almak istediğim cevaplar var ama bugün değil."diye son sözünü söyledi Gonca
" Haklısın Gonca hatun birbirimizi henüz neler hissettiğimizi anlayacak kadar tanımıyormuşuz sensiz geçirdiğim zaman içinde bunu çok iyi anladım lakin dile getirmedim diye gülen gözlerinin ardındaki hüzünden habersizde değilim ki bunun sebebi hala çok düşündürür beni dilediğin gibi olsun Gonca hatun bütün suallerimizin cevabını sonraya bırakalım çünkü anlıyorum ki birbirimize açtığımız yaralar öyle kolay cinsten sarılacak gibi değil. Zaten henüz bu yaraları saracak kadar da yakın değiliz birbirimize ama gözlerine bakınca birşeyden emin oldum artık birbirimizin yüreğine açtığımız bu yaraları yine sadece biz sarabiliriz başkası değil ama bir şey daha sormak isterim bilirsin benim bir evladım var sen bu evlilikle birlikte onu da kabullenebilecek misin gerçi görürüm ki Hızır pek benimseyip sevmiş seni ama merak ederim sen ne düşünürsün". Diye uzunca bir acıklamak yaptı Alaeddin
  Usulca başını salladı Gonca "dedim ya, medreseli ben kadere teslim oldum diye eğer ki kaderimde yazılan sen isen sen ve seninle gelen her şey başım gözüm üstüne üstelik Hızır da çok tatlı bir bebek ben iyi anlaşacağımıza eminim" dedi.
"Peki o zaman" dedi Alaeddin hala Goncaya bakıyordu şuan ikisi de ağlamaklıydı ardından ekledi
"madem sen öyle diyorsun evleniriz o zaman hileci hatun"
Bunu duyan Gonca da şehzadeye çevirdi bakışlarını şimdi ikisi de göz göze bakıyordu her ne kadar gözleri ağlayacak gibi dursa da yürekleri sevinç çığlıkları atıyordu birbirinden habersiz
Arkadaşlar selam ben geldim 1451 kelimelik bir bölüm ile sizlerleyim keyifli okumalar sağlıcakla kalın