Aradan bir hafta geçmişti şehitler defnedilmiş Kuranlar okutulmuştu Osman beyin hanesi Hamit beyin hanesi ile birlikte vermişti gelinini toprağa civar beylerin çoğu gelmişti gelemeyenler ise elçi göndermişti başsağlığı için germiyanoğulları ise Mehmet beyi göndermişti çünkü Mehmet bey uzun zamandır kayılar ile germiyan arasında köprü görevi görüyordu tuhaf bir şekilde önceden sinir olduğu şehzade Alaeddin ile de arasını düzeltmişti hatta bazen bir araya gelir uzun uzun sohbet eder fikir alışverişinde bulunurlardı ayrıca Yakup bey rahatsız olduğu için Mehmet bey gelmişti defin işlemleri bitip misafirler bir bir ayrılmış Yenişehir sessizliğe gömülmüştü herkes kendi kabuğuna çekilmişti Bala hatun ise günlerdir ağlayıp duran torununu sakinleştirmeye çalışmış ancak başaramamıştı kimin kucağına verse çocuk çırpınıp duruyordu süt anne aramışlardı ancak Hızır hiç birinin sütünü içmiyordu artık vazgeçmişlerdi aramaktan keçi sütü ile beslemeye devam ediyorlardı Bala hatun torununun karnını doyurup ardından getirip Alaeddine bırakmıştı zira biliyorduki torunu tanıdık bir koku arıyordu bu kokuyu ancak babasında bulabilir diye düşündü Bala hatun aslında Nilüfer Hatun Gonca hatunun kucağında nasıl sustuğundan bahsettiğini savaş meydanında yaşanan olayı anlatmıştı kendisine Bala bu durumu tuhaf bulmuş ama bir anlam verememişti ayrıca şimdi Gonca hatun yoktu ve biliyordu ki torunu Hızırın babasına ihtiyacı vardı çoğunlukla ağlıyordu Hızır annesinin kokusunu arıyordu ama nafile
şehzade biraz izledi yatakta kıpırdanan oğlunu sonra kalkıp kucağına aldı sıkıca sarılıp bir süre oğluyla birlikte ağladı şehzade karmakarışık duygular içindeydi neye yanacağını şaşırmıştı artık sonra oğlunu omzuna yatırıp biraz odanın içinde gezdirdi sırtını sıvazladı çocuk babasının kokusunda uyumuştu kısa süre içinde onu yatağa yatırıp üstünü örttü "destur varmıdır ağabey" diye seslenen bacısı Fatmanın sesine kapıya dönüp "gelesin bacım" dedi "ağabey atam seni divana bekler" dedi içeri giren Fatma Bacısına yatakta uyuyan bebeği işaret edip "başına güvenilir birini gönder" dedi ve divanın yolunu tuttu destur isteyip içeri girdiğinde bacısı Fatma hariç bütün aile üyeleri buradaydı az vakit sonra fatmada gelende divanı açtı osman bey "evlatlar bilirsiniz son olanların ardından Bizans tekfurları harekete geçti Moğol ile gizli ittifak peşindeler amaçları türkün yüreğine korku salıp parçalamaktır bundan dolayı saldırgan davranır güçlü görünmek isterler amma biz onların oyununa gelmeyeceğiz Boran tez elden beylere ulak çıkar görüşmek istediğimi bildir" diyip gönderdi "Malhun Bala sizler de yeni şehir ve söğüdün güvenliğinden mesulsünüz Fatma kızım sen bacıyanlara yeni katılan herkesin ilk eğitiminden sorumlusun bu konuda detayları Bala anan sana aktaracaktır Orhan sen en mahirlerin başına geçeceksin Nilüfer kızım sen kervanların emniyetini denetlemekle ve bizimle ticaret yapan gayrı Müslim tacirlerden sorumlusun bu konuda Orhan dan ve analarından destek alabilirsin sana severek yardım edeceklerdir Alaeddin sen şimdilik pazarların teftişinden ve güvenliğinden sorumlusun bilirsin ki uç pazar artık germiyan ile kayının ortak mülküdür ve oranın teftişiyle güvenliği de sana aittir" deyip divanı bitirmiştir Orhan beye dönüp "hazırlığını yap uç pazara gideriz varıp şu Yakup bey ile bizzat görüşmeliyiz hem hasta diye duydum başsağlığına gelecekti ben durdurdum o da Mehmet beyi göndermişti Varıp bi geçmiş olsun diyelim" diye talimat vermiş sonra çıkmıştı
Alplar hazır olunca yola çıktılar iki yıl içinde bir çok gürüşmeleri olmuştu aslında bunların çoğu kırgın ve soğuk muhabbetlerdi ancak son aylarda ki görüşmeleri daha ılımlıydı Herkes ettiği hatayı kabul etmişti bir nevi Yakup bey eşi Saadet Hatunu iyice azarlamıştı Gonca meselesinden ötürü Araları hala tam düzelmiş sayılmazdı Mehmet bey ise Alaeddinden önceleri çok hazzetmese de sonradan aralarından su sızmaz olmuştu o da tepkiliydi anasına hala geçmemişti onunda öfkesi zira bacısına yapılanları hazmedememişti çünkü bir çok kez Gancanın ağlamalarına şahit olmuştu Alaeddin ile konuşurken bile ona karşı bir yanı hala mahcuptu
Gonca hatun uç pazara geldiğinden beri anasına doğru düzgün bakmamıştı bile Atası Yakup bey ile iyice hasret gidermiş ağabeyi ile dertleşmişti bir hayli Kayıların başına gelenlerden o bahsetmişti Atasına Yakup bey biraz rahatsız olduğu halde başsağlığına gitmek niyetindeydi ama yola çıkmadan bir saat kadar önce gelmişti Osman beyin ulağı "Osman bey rahatsızlığından haberdar olduğunu geçmiş olsun dileklerini ve kendisiyle görüşmek için geleceğini bildirmişti" Yakup bey bu haberden sonra gitmekten vazgeçip Oğlu Mehmet beyi elcisi olarak göndermişti ardından Osman beyi beklemeye karar vermişti zaten Alaeddin ile karşılaşmaya hala hazır değildi
Gonca sabah erkenden kalkmış sabah aşından sonra çok beklemeden hemen yeni vazifesinin başına geçmişti Yakup bey kendisine yeniden uçpazarın güvenliğinin ve nizamının sorumluluğunu vermişti Pazarı dolaşmaya başladı kimin eksiği varsa gidermeye çalışıyor nizama aykırı iş yapan varmı diye kontrol ediyordu çalan haberci davullarının sesini duyduğunda kapıya döndü yüzünü ve içeri giren Osman bey ile ardındakileri gördü bey ortağına doğru ilerliyordu gelen kafile Gonca farkedilmemenin verdiği rahatlık ile işine geri döndü zira hala hazır değildi kayılar ile yüzleşmeye ancak kısa bir süre sonra bir haberci gelip "Yakup beyin kendisini divana çağırdığı söylemesi" üzerine o da bey otağına ilerledi her ne kadar o farkedilmediğini düşünsede osman bey görmüştü onu pazar ahalisi ile ilgilenirken
Destur isteyip içeri girdiğinde Atası ağabeyi anası ile Osman bey ve oğlu Orhan bey vardı misafirlere "hoşgeldiniz"deyip geçip ağabeyinin yanına oturdu müsaade isteyip söze girdi Osman bey" kızım evlatlarımın zor zamanında yardım etmişsin var olasın" dedi Goncaya bakarak ardından ekledi "kızım bundan böyle Yenişehirin ve dahi Osman bey mülkünün kapıları sana ardına kadar açıktır Gonca kızım iyi belleyesin ki bundan gayrı benim için kızım Fatma ne ise sende aynısın" Gonca başı önde dinlemişti osman beyi
"Estağfurullah efendim teveccühünüze teşekkür ederim ancak bende her türk gibi yapılması gereken ne ise onu yaptım ayrıca Atamın ve ağabeyimin önünde burada bütün kayılardan ve sizlerden özür dilerim" diye ekledi Osman bey gerçekleri az çok öğrenmişti Ülgen hatun anlatmıştı bala hatuna Goncanın vazifeyi yapmamak için anasına karşı direnişini sadece Alaeddine sevdalı olduğunu dememişti kimseye kayı hanesinden bir Nilüfer birde Ülgen biliyordu gerçeği Osman bey bundan sebep Goncaya dönerek "kızım bizimde yanlışlarımız oldu o konuda sende bizi affedesin öyle ulu orta söylemek doğru değildi senin üstüne çok fazla gelmememiz gerekiyordu" başı öndeydi hala genç kızın geçmişin pişmanlıkları sarmıştı içini zaten buraya gelmek hiç iyi gelmemişti ona lakin buyruk bey babasınındı ve onun iyi niyetini suistimal etmek istemiyordu Gonca gözleri dolmuştu yaşananlar aklına üşüşünce sakin tutmaya çalıştığı sesi ile tekrar Osman beye ithafen "estağfurullah Osman bey" deyip müsaade istemiş atasının izni ile divanı terketmişti başı önde Otağdan çıktığında gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı...Evet yeni bölüm geldi 987 kelimelik nasıl buldunuz bakalım bölümü okuduktan sonra yorumlarda buluşalım o zaman 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda büyüsü algon
عشوائيSevgili wattpad okurları bu benim ilk hikaye deneyimimdir hatalarım olur ise şimdiden affola