Varsa Kaderde

57 14 10
                                    

Murat Yürük - Varsa Kaderde

12.06.2012

"Ben verirdim okul harcını.! Of Hilal ,bir işide yarıda bırakma amk.!"

Necip'in sözlerine göz devirdim. Okulu bırakma sebebimin , harç ücreti olduğunu bahane etmiştim. Ama ona , fakülteden bir hoca ile ilişkim olduğu iftirası yüzünden dolayı ayrıldım diyemezdim. Bunu öğrenirse büyük olay olurdu. Neyse ki  fazla irdelemedi. Ama konuşup durmayı da bırakmıyor gerizekalı.!

"Saçmalama.! Bak ne güzel birlikteyiz. Hem ben aslında senin hasretine dayanamadım.! Olmuyordu öyle,  sen burda ben Ankara da."

Yalan değil di. Doğduğumdan beri , ilk kez ayrılmıştık. Benim için çok zor olmuştu. O benim sadece çocukluk arkadaşım değil. Abim , babam ve ailem. Tek çocuk olmamın ve ailemin olmamasının eksikliğini bana hiç hissettirmedi. Ne Necip , nede ailesi. Bu yüzden onlardan ayrılmak bana çok ağır geldi. Belki de böylesi daha iyi oldu.

"Hilal. Başkan seni görmek istiyor.!"

Batu'nun araya girmesi ile , Neco konuşma fırsatı bulamadı. Yerimden kalkıp , çıkışa ilerledim. Sanırım buraya girip çıkmam sorun oluyordu. Bu yüzden de , başkan buna son vermek için beni görmek istiyor. E haklı adam. Zırt pırt geliyordum tesislere. Ama ne yapayım Neco efendi tesislerde kalıyor. Onu görmek için mecbur gelmek zorundayım. Mahalleye uğradığı mi var beyefendinin.?

Ofisin önüne geldiğimde , derin bir nefes aldım. Kapıyı çalıp gir komutunu bekledim. Beklediğim komut gelince , tereddütle kapıyı açıp içeri süzüldüm. Mahçup bir çocuk gibiydim. Fikret abi kesin azarlayacaktı beni.

"Hah geldin mi kızım. Geç otur şöyle. Konuşalım biraz."

Başımı kaldırmadan ilerledim. Karşısına geçip oturdum. Sanırım fırtına öncesi sessizlikdi bu. Fikret abi , kahvesinden bir yudum alıp gözlerini nihayet bana dikti.

"Şimdi başlayabiliriz. Biliyorsun ki , tesislere öyle herkesi almıyoruz. Sen bir istisnasın. Ama bazılarından ufak ufak sesler çıkıyor. Onların yakınları giremezken senin , rahatça girip çıkmandan. "

Az çok tahmin ediyordum o itlerin kim olduğunu. Neyse şimdilik ses etmeyeceğim. Yeter ki Necip huzurlu olsun.

Evet anlamında başımı salladım.

"Bu yüzden seni işe almaya karar verdik.! En nihayetinde Süreyya abinin de bir yardımcıya ihtiyacı var.! Onunla birlikte malzemeci olarak çalışmak ister misin.?"

Ne.? Bir dakika doğru mu duyuyorum.? Ben Beşiktaş'ın malzemecisi mi olacağım..? Heyecanla yerimden kalktım. Masanın etrafından dolanıp , Fikret abinin yanına yaklaştım ve arkadan boynuna sarıldım.

"Olmaz mı.! Olur tabi.! Para bile istemem..! Çok teşekkürler abi. Babasın sen baba.!"

Ellerimi avuçları arasına alıp güldü. Bu benim için çok büyük bir fırsattı. Hayatımı Beşiktaş ve Necip Uysal'a adamaya karar vermiştim. Kararımı verdiğim anda sunulan bu fırsatı asla geri çevirmem.

"Deli kız dur. Boğacaksın beni.! Geç yerine de , sözleşmeyi konuşalım."

Son kez sıkıca sarılıp yanağını öptüm. İstanbul'a döndüğümden beri , tesislerde yatıp kalkıyordum ve artık onlarda benim bir ailem olmuşlar dı.

Kartallar Yüksek Uçar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin