Gece yüzümün okşanmasıyla uyandım. Daha uyumadan önce okuduğum korku hikayelerinin etkisinde olduğumu düşünerek umursamadım. Bir süre sonra yüzümde bir ten hissettim. Yataktan doğrulup etrafı taradım.
Yatağın arkası dahil her tarafa baktım. Yatağım pencerenin önündeydi. Büyük sayılabilecek eni ve boyu vardı. Yatağın yanındaki komodinin üzerindeki saate baktım. Alarmın çalmasına daha 5 saat vardı ve saat şu an 2'yi gösteriyordu. Bende odada bir şey bulamayınca kendi hayal ürünümdür diyerek devam ettim.
Bir süre sonra yüzüme değen soğuklukla uyandım. Etrafıma baktığımda bu sefer pencerenin açık olduğunu ve tüllerinin uçuştuğunu gördüm. Oysaki yatmadan önce pencereyi kapattığıma emindim. Pencereyi tekrar kapattım ve yatağıma uzandım. O şey her neyse tekrar geleceğini düşünerek uyumadım.
Biraz zaman geçtikten sonra yüzümde yine bir ten hissettim. Sanki bir şey kokumu içine çekebildiği kadar çekiyordu. Burnu boynuma dokunduğu an ürperdim. Ürpermemle o şeyin benden uzaklaşması bir oldu. Ama hala orada olduğunu biliyordum, hissediyordum. Bir süre sonra gayet tatlı ve yumuşak bir ses tonuyla bana seslendi.
"Artık gözlerini açmayı düşünmüyor musun miniğim?"
Bende merakıma yenik düşüp gözlerimi açtım. Ses tonu bu kadar tatlıysa kendisi nasıl olurdu kim bilir? Gayet güzel ve tatlı birini karşımda beklerken gördüğüm manzarayla eş zamanlı ağzımdan bir çığlık yankılandı. Çığlığımı duyan adam sırıtmaya başladı. Sırıtmasıyla beraber kafasını "Boku yedin" anlamında salladı. İnsan demeye bin şahit isterdi.
Buradan bile tek gözünün kırmızı tek gözünün mavi olduğunu fark etmiştim. Siyah ayakkabılar, siyah pantolon, siyak polar... Poların kapüşonunu kafasına kapatmıştı bir şeyi gizlemek ister gibi. Yüzü ayan beyan ortadaydı. Dudaklarının ortasında kocaman bir yarık vardı. Yanaklarında ise dik yarıklara paralel bir şekilde duran enine yarıklar vardı. Burnunun yarısı yanmıştı ve şu an kemiği görünüyordu. Elinde ise bir hançer vardı. O an anladım ki bana ilk dokunan şey eli, ikinci dokunan şey hançeri ve üçüncü dokunan şey isi kemikli burnuydu. Tuhaftır ki kemikli burnu bana çok yumuşak gelmişti. Ben bunları düşünürken adam kendi görüntüsüne tezat bir ses tonuyla son cümlelerini söyledi.
"Burnun gerçekten çok hoş."
-Napolitan
Yorum yaparak beğenip beğenmediğinizi belirtebilirsiniz. Teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Korku Hikayeleri
HorrorKorku hikayelerimizi beğenmeniz umuduyla yazıp çeviriyoruz. Keyifli okumalar!