Oynadığımız doğruluk cesaretlilik oyununda ben Isaac'lerin hepimize ürkütücü gelen ve yaklaşık 12 yıldır kullanılmayan evinde oyun gereği tek başıma kalacaktım. Diğer 9 arkadaşım ise dışarıda çadırda kalacaklardı ve benim evden kaçıp kaçmadığımı kontrol edeceklerdi.
Ben dışardan bakıldığında çok cesur görünen fakat içten içe tırsmış bir şekilde eve doğru ilerledim. Clara, Tim, Kellan, Natasha, Robert, Lissa, Melissa, Mike ve Isaac ise bana gülmek ile meşgullerdi. Eve girdiğimde gerçekten çok pis bir koku vardı. Bu bile tüylerimin kat be kat ürpermesine sebep oldu. Hemen karşımdaki koltuğa atladım ve uyumaya çalıştım.
Şimdi bu izbe yerde değil de sıcacık yatağımda uyuduğumu düşünmeye çalıştım ve uykuya daldım. Gece adım sesleriyle uyandım. Eşit aralıklarla devam ediyordu. Dışardaki arkadaşlarımın şakası olduğunu düşündüm ve tekrar kendimi koltuğa bıraktım. Daha uykuya yeni dalmıştım ki çığlık sesleriyle yerimden sıçradım.
Daha çok kızların çığlığına benziyordu. Erkekler onları korkutmuştur herhalde diyerek kendimi tekrar uykuya hazırladım. İkinci bir çığlıkla rahatlığım yerini korkuya bıraktı. Dışardan gelen kazı sesleri de cabasıydı. Hemen kalktım ve kapıya doğru koştum. Kapı kolunda bir kağıt vardı. Aldım ve okumaya başladım.
"Oyununuz nasıl gidiyor? Sizinkini bilmem ama bizim ki gayet güzel işlemekte..."
Bunların hepsi bizimkilerin başının altından çıkamazdı. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Karşımda Isaac ve Lissa duruyordu. Lissa'nın kolu ve başı kanlar içerisindeydi ve Isaac'in kollarının arasında duruyordu. Isaac ise çok korkmuş ve üstü başı kan halde bana bakıyordu.
"Lissa'nın fazla zamanı yok. Bir şeyler yapmamız gerek." Dedi Isaac.
"İçeri gelin, hemen. Ne oldu?" diye sorarken çoktan onları odaya sokmuştum.
"Sizi buraya getirmemeliydim. Diğerlerini de..."
"Isaac diğerlerine ne oldu?"
"Öldüler. Buraya geldiğimiz için. Burada olmamalıydık. Gitmemiz gerek. Burada olmamızı istemiyorlar."
"Kim istemiyor Isaac? Neler oluyor?"
"Cinler... İnsan kılığındalar. Bu evde yaşamaya başlamışlar. Ve bizi de öldürecekler. Seni almaya geliyordum. Sonra kenarda Lissa'yı gördüm." Dedi bir çırpıda.
Lissa'nın gözleri kapalıydı. Hemen boynuna baktım. Bir hareketlilik yoktu. Ölmüştü. Üzgün gözlerle Isaac'e baktım. Kafasını eğmişti. Hemen kucağından Lissa'yı aldım ve kenara bıraktım.
"Burdan çıkmamız gerek. Hemen."
"Alt katta gizli bir bölme var. Oradan çıkalım."
Birlikte merdivenlerden inmeye başladık. Aşağı kata indiğimizde çamaşır makinesine doğru koştuk. Çamaşır makinesini kaydırıp karşımıza çıkan kapağı kaldırdık. Isaac kendini hemen aşağıya bıraktı. Birkaç saniye ses gelmeyince endişelendim.
"Isaac, Isaac, Isaac!"
"Sakın buraya gelme Elena. Kaç!"
Tam kaçmak için arkamı döndüğüm sırada bir şeyin beni iteklemesiyle aşağı düşerken bir şey beni tuttu.
"Elena sakin ol. Sakın elimi bırakma."
Aşağıya baktığımda bir çok insanın ve Clara, Tim, Kellan, Robert, Melissa, Natasha, Mike ve Lissa'nın bedenleri vardı ve Isaac beni tutmasaydı onların yanına düşecektim. Garip olan şey ise az önce Lissa'nın yanımızda ölmüş olup bedeninin şu an burada olmasıydı. Artık bu işte insan dşı varlıkların olduğu kesinleşmişti.
Benim düştüğüm yerden bir baş uzandı ve "OYUN BİTTİ!" dedi. Zaten gerisini hatırlamıyorum. Isaac'le beraber diğerlerinin yanına düşmüştük ve sırtıma bir baltanın girdiğini hissetmiştim.
-Napolitan
Yorum yaparak beğenip beğenmediğinizi belirtebilirsiniz. Teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Korku Hikayeleri
TerrorKorku hikayelerimizi beğenmeniz umuduyla yazıp çeviriyoruz. Keyifli okumalar!