8.BÖLÜM

126 17 9
                                    

Gözlerimi açtığımda Nuray abla bana"uyansana tembel kaplumbağa.Sofrada sayamayacağın kadar insan var.Ben bile sayamadım.Seni bekliyorlar"
"Bana ne ya.Uyicam ben"
"Ne yapim geleneğinizmiş."
Sabahın köründe uyandırılmamı geleneklerimize borçluyum.İlk önce gelin tarafından daha sonrada damat tarafından aileler sofrada buluşur.Ardından her iki taraftan bir kaç arkadaş ve ailesi gelir sofraya.Böylece Çin'i bile yenecek kadar bir ordu oluşur sofrada.Tabi birbirlerini katletmek yerini benim uykumu katlederler.Tamda içi çikolata dolu bir küvette(havuzda)banyo yapıyordum.Sağolsunlar tıpayı çektiler.
Umutsuzca banyoya girdim ve bir duş aldım.saçlarımı toplayıp sade mavi bir tişört ile siyah bir pantolon giyip aşşağıya indim.Pelin ile Ahmet'bir selam Özgür'ün sandalyesine bir tekme ardından İpek'e pis bir bakış.
İpek Özgür'ün kız kardeşidir.Ondan oldum olası nefret ederim.Özetle salak biri.Nuray ablanın dediği gibi çok kişi varmış sofrda.Çin gibi resmen.
Yemeğimi bitirir bitirmez bahçeye çıktım.Ağabeyim dün "Biz Nazlı ile arkadaşız Sevgi"demişti.Uyuz şey.Odama girdim ve bir kitap okımaya başladım.Okuduğum kitap"Kaybolan Ben"*adlı bir kitaptı.Kısa bir süre sonrada uykuya dalmışım.
Hasibe Akdiş'in etkileyici bir romanı.Evlatlık bir kızın hayatını anlatıyor.

KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin