10

27 11 11
                                    

Aklım hala dündeydi. Söylediği sözler sanki beynime kazınmış ve çıkmıyordu oradan. Bir cümlesi bile içime işlemişti. O cümleyi kafamdan çıkarıp çıkarmak istemediğimi bile bilmiyordum. Sadece nedenini öğrenmek istiyordum.

"Size diyorum." Uzanan hasta sinirle bakmaya başlayınca kafamı çevirdim.

"Kusura bakmayın. Hemen başlayabiliriz." Yüzümü güldürmeye çalışırken aletlerimi çıkardım. Hastanın telleri yenilenecekti. Esma koltukta dönerek bizi izliyordu. İşlemi bitirdikten sonra hasta aynanın karşısına geçerek dişlerine baktı.

"Teşekkürler." Başımı eğdikten sonra çantasını alarak odadan çıktı. Eldivenlerimi çıkararak çöpe attım.

"Sen gerçekten dalgınsın abla. Artık kesinleştirdim." Sandalyesini yaklaştırarak yanıma geldi. Gözlerimi kaçırdım.

"Hadi ama! Yüzüme bak." Gözlerim merakla bakan yüze döndü.

"Efendim Esma, noldu Esma, yine ne istiyorsun?" Hızlıca söylediğim cümlenin ardından masabaşına geçtim.

"Abla." Bıkkınca kafamı çevirdim.

"Efendim?"

"Neyin var?"

"Kafam karışık." Sandalyesiyle yanıma yanaştı.

"Anlat."Elim klavyenin üzerinde durdu. Ona doğru döndüm.

" Anlatılacak bir şey değil ama, Her karanlıkta yanınızda olacağım ne demek Esma? " Gözlerini açarak elini kafasına götürdü.

" Sadece bunu söyleyebilirim. "dedim.

" Yani bu cümle biraz koruyucu havası verdi. Korumak ister gibi. "

Donuklaşarak bir süre zemini izledim. Kafamı sallayarak tekrar ekrana baktım." Fazla kafaya takıyorum. Boşversene." Daha fazla zorlamak istemeyerek sırtıma hafifçe vurdu.

" Kremi boynuma sürer misin? " Çantamdan çıkardığım kremi ona uzattım. Üstümdeki hastane tişörtünü yakası olduğu için çıkararak saçlarımı çekti. Kremi yavaşça yaymaya başladı.

" Acıtmaya devam edersen kapıya atarım seni." Gülerek kremi sürmeye devam etti.

" Abla, engelledim o çocuğu." dedi. Hafif çıkmıştı sesi.

"Aferin benim kızıma!" Gülme sesi tekrar kulaklarıma dolarken elini çekti. " Bitti." Kremi kapatıp ellerini yıkamaya giderken tişörtümü üstüme geçirdim. Eşyalarımı çantama atarak sağ koluma geçirdim.

"Görüşürüz abla."

"Görüşürüz."

"Ha bu arada," Yanıma doğru gelerek elindeki şekeri verdi. "Her şeyi kafana takma." Şekeri alarak gülümsedim.

"Büyümüş de özlü özlü konuşurmuş." Kızgınca kollarını birbirine geçirdiğinde kahkaha attım.

"Görüşürüz Esmoş." Kapıyı açarak hastane koridorunda yürümeye başladım. Bu koridorlarda yürümeye fazlasıyla alışıktım. Her zaman buralardaydım. 2. evim gibiydi.

Arabama geçerken telefonuma düşen bildirime baktım. Yabancı bir numaradan gelen mesajdı. Hızla mesaja girerek okudum.

" İyi günler Lina Hanım. Ezel ben. Müsaitseniz bi kafede oturup konuşabilir miyiz? Sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyorum." Gözlerim delicesine açılarak yeniden okudu mesajı. Yeniden ve yeniden.

Telefonun hata verdiğini düşündüm. Mesajı zihnimin bu şekilde okuduğunu da.

" Bu. "Parmağımı mesaja doğru götürdüm. Arabamın kapısını açarak hızla hastanenin bahçesine koştum. Birinin bana okuması lazımdı. Yoksa hayal gördüğümü düşünürdüm.

Kuyruklu YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin