Sun Wukong

20 4 36
                                    

MK duvarı çekiçlerken Mei oturmuş Macaque ile beraber meditasyon yapıyordu.

MK niye Mei'nin güzel ve rahat eğitimler alırken kendisinin neredeyse bir köle gibi çalışmaya bırakılmasını anlamıyordu.

Macaque'ın ona tek yardımcı olduğu an Red Son ile Meteoroloji İstasyonunda savaştıkları andı, ondan sonra ona erişte getirmek gibi basit görevler yaptırmaya başlamıştı.

Sırf onun asasını kaldırabiliyor diye yanında tuttuğundan emindi.

MK: "Biliyor musun, Monkey Warrior, Gölgelerin Efendisi, tarafından eğitileceğimi öğrendiğimde, burada günde 12 saat duvarları çekiçleyeceğimi bilmiyordum!"

MK çekici kenara fırlatığında sinirden zıplamaya başladı. Bu meditayson yapan Mei'yi korkutmuştu.

MK: "Bunu neden yapıyorum ben?!"

Mei de arkadaşını onaylarcasina akıl hocasına bakarken Macaque bahane bulmaya çalıştı.

Macaque: "Ah, böylece güzel bir kahvaltı köşesi hazırlayabilmem için. Buraya biraz ışık getireceğim."

MK: "Ama benim Monkie Kid olmam gerekiyor. İnşaatçı Çocuk değil. Dövüş şeylerini bilmezsem kahramanlık işini nasıl yapacağım?"

Mei de hak vererek başını salladı.

Mei: "MK haklı. Neden o da benimle beraber meditasyon yapmıyor?"

Macaque bahane bulmak için etrafına bakarken yanında Altın Asa'yı gördü ve gülümsedi. Ardından asayı alıp döndürdü ve çocuğa altın renkli gözleriyle bakıp sinsice sırıttı.

Macaque: "Ah? Demek "dövüş şeylerini" bilmek istiyorsun, öyle mi? Bunun gibi mi?"

Macaque'ın gözleri mor renginde parlıyor. Ardindan asasını fırlatıyor, MK son anda kaçıyor ve asa duvar resminde bir delik açıyor.

MK: "Ha?"

Mei: "Vay canına."

MK  ve Mei hayranlıkla deliğe bakar, ardından MK gözleri parlamış ve dizleri üstüne çökmüş bir vaziyette akıl hocasının önüne gelir.

MK: "Evet, tam da bunun gibi. Artık biraz harikalik için hazırım ben."

Mei de başını sallayarak ayağa kalkarken Macaque alay edercesine gülmeye başladı ve elindeki asayı döndürüp ögrencilerine sırtını döndü.

Macaque: "Bak MK. Bu işi aceleye getiremezsin. Oraya varacaksın. Sadece pratik yapmaya ihtiyacın var."

MK: "Ama bu pratik değil."

Mei sessizce onları izlerken Macaque sinirle alnını ovusturur ve tekrar ögrencisine döner.

Macaque: "Sana asla bilmen gerekmeyen bir şeyi öğretmeyeceğim, tamam mı?"

MK hayal kırıklığıyla kırıklığıyla yere bakarken Mei arkadaşı için üzülmüştü ama sesini çıkarmadı. Macaque ise buna iç çeker ve ardında tekrar gülümseyerek bir adım geri çekilir.

Macaque: "Tamam. Artık bu paha biçilmez, antik duvar resmi kendi kendini yok etmeyecek. Unutma: Vururken adım atacaksın. Ve Mei, biz de-"

Bir anda MK'nin telefonu çalar. Bay Tang'ten bir çağrıydı. Mei de dostu ile beraber akıl hocasından biraz ayrılıp telefonu açtı.

Ama Macaque neler olduğunu hala duyabiliyordu.

Tang: "Çocuklar, gerçekten yardımına ihtiyacımız var."

Bay Tang onlara mavi renklerde ve sol gözünde bir çizik olan bir canavarı gösterirken MK ve Mei heyecanla gülümsedi.

Mei: "Şehre saldıran bir canavar mı? Bu çok korkunç ve heyecan verici!"

Nuwa'nın Şampiyonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin