7

619 50 14
                                    

Yazar notu:
Bölüm sonu yaşayacağınız şoku merak ediyorum. Tepkilerinizi yazın 😁

"Evet!" diye bağıran damatla alkış sesi yükseldi. Kübra'yı ve Hakan'ı da kaybetmiştik. Gerçekten çoğu sınıf arkadaşımız evlenmişti. Tek tük kalmıştı evlenmeyen sayısı. Kübra ve Hakan da bizim gibi sınıf arkadaşı olarak başlamıştı ilişkiye. Ama bizden güzel bitirmişlerdi.

"Ne takacaksın?" dedi Barış. "Annem çeyrek almış. Onu takacağım. Galiba Emine teyze de çeyrek almış." dedim. Kafasını salladı. Arkadaşları biz olduğumuz için takıyı bizim takmamız gerektiğini söylemişlerdi. Haklılardı.

"Sıraya girelim mi?" dedim ona doğru. O etrafa bakıyordu, ben ona. Daha dün kavga edip bugün yine iyi anlaşmaya başlamıştık. Belki gece sonu tekrar kavga edecektik. Belki de daha da iyi anlaşacaktık. Allah bilirdi bizim duygu değişimlerini.

Aynı anda ayaklandık."Biz sıraya girelim. Takınca geliriz." dedi Barış. Annesinden altını almayı da unutmamıştı. Sıradayken etrafı süzüyordum. İki önümüzde Caner vardı. Yüzüne bile tahammül edemiyordum. Arkamızda ki kadını görünce heyecanla "Hocaam." dedim.

Barış da dönüp bakmıştı. Matematik hocamız, Esra hoca. Yaşlı bir kadındı. Çok iyi ders anlatıyordu. Sayesinde güzel yerlere gelmiştik. "Deli kız." dedi sarılmadan önce. Çok severdik birbirimizi. "Ooo bizim deli yürek oğlan da burada." dedi, Barış'a da sarılarak. "Sizi gördüğüme çok sevindim çocuklar. Ne güzel hâlâ böyle yan yana olmanız." dedi kadın. "Biz de çok sevindik hocam. Özlemişiz vallahi." dedi Barış. Sıra ilerleyince Barış'ı çektim biraz. "Takılarımızı takalım, öyle konuşalım çocuklar." dedi hoca önümüze dönmemiz için.

Barış'la gülmüştük. "Hatırlıyor musun, ön sıramda otururken hep arkanı dönüyordun. Esra hoca elli kere önüne dön Barış, diyordu." dedim gülerek. O da güldü. "Senin yüzünden. Hocam Barış susmuyor." diye taklidimi yaptı gülerek. "Beni deli ediyordun. Senin yüzünden dersi dinleyemiyordum ben be." dedim gülmeye devam ederken.

"Ne yapayım kızım? Yüz vermiyordun. Ben de başka şekilde şansımı deniyordum." dedi göz kırparak.

Lise 2 ilk dönem:

Yanımdaki Ecrin'e soruyu anlatmaya çalışıyordum. Kız sınavdan önce soruyu göstermemi istemişti. Ama sınıftaki gürültü yüzünden kendi sesimi duyamıyordum. Hoca sınav kağıtlarının fotokopisini çektirmek için sınıfı bırakıp gitmişti. Ben de kahkaha atan grupta olabilirdim, bir sonraki ders sınav olma derdim olmasaydı eğer.

"BİRAZ SESSİZ OLUR MUSUNUZ? KENDİ SESİMİ DUYAMIYORUM!" diye bağırdım. Barış anında bana dönerken "Sınava mı çalışıyorsunuz?" dedi. Kübra, Ecrin ve ben yan yanaydık. "Evet, biraz az bağırırsan konu anlatmaya çalışıyorum." dedim Barış'a. Nedenini bilmediğim bir sinir vardı üzerimde ona karşı.

"Bana da anlatırsan, olurum." dedi çapkın bir şekilde sırıtarak. "Ben bahçede çalışırken gezmek yerine yanıma gelseydin anlatırdım." dedim. Benimle ders çalışmak yerine başka arkadaşlarıyla buluşmaya gitmişti. Grupta nefret ettiğim Melisa da vardı. Bile bile gitmişti. Hakan'ın ıslık sesiyle arkadaşları ooo yapmaya başlamıştı. Klasik lise saçmalığı...

Ecrin'e dönüp soruyu anlattım. Tek seferde anladığı için mutluydum. Tekrar önümdeki örneklere baktım. Yaş problemlerinden nefret ederdim ben. Ona rağmen Ecrin'e konu anlatabilmem, büyük bir başarıydı bence.

Yanımdaki hareketlilikle kafamı kaldırdım testten. "Ne oldu?" dedim bana beklentiyle bakmasını kastederek. "Niye bu kadar kızgınsın? Seni de davet ettim oraya." dedi.

İkinci Şans?|Barış Alper Yılmaz|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin