"Geldik inin bakalım"
Araba kocaman müstakil bir evin önünde durduğunda sıra sıra arabalardan indik. Eymen koşarak köpek kulübesi olduğunu düşündüğüm yere giderken kulübeden de bir köpek çıkmıştı.
"Oğlum, nasıl özlemişim be" Eymenle köpek yerde debelenirken yüzümde istemsiz bir gülümseme oluşmuştu. Babam da köpekleri çok severdi, hep bir köpeğimiz olsun istemişti ama annemi ikna edememiştik.
"Eymen! Eymen o benim üzerime koşmuyordur inşallah Eymen!" Köpek eymenin yanından ayrılıp üzerime doğru koştuğunda bende aksi yönde koşmaya başladım.
"Abla kaçma yabancı sandığı için geliyor, Ablaa kaçmasana ya!" Eymen ve diğerleri kahkahalarla gülerken ben kaçmaya devam ediyordum.
"Ama havlıyo eymen" ağlamaklı çıkan sesimle Alpay gülmeyi bırakıp bana doğru gelmeye başladı. Bi anda yerden havalanmamla çığlığı basmıştım.
"Ayçıl"
"hıı"
"Kulağımı patlattın galiba abim"Ben saf saf Alpaya bakarken gözüm dibimizdeki köpeğe kaydı. Dili dışarda nefes nefese bana bakıyordu. "Kara, otur oğlum" Eymen yanımıza gelip köpeği tuttuğunda Alpay da beni yere indirmişti.
"Abla, elini uzat" başta tereddüt etsem de elimi yavaşca Kara'ya uzattım. Elimi kokladıktan sonra yavaşca başını elime sürttü. "Oy sen ne güzelsin öylee" birbirimize biraz daha alıştığımızda yere çöküp mıncıra mıncıra sevmeye başladım.
"Kız zilli madem sevebiliyorsun niye turladın bahçeyi" ben karayla oynarken dışarıda sadece Arın kalmıştı. "Ama üstüme koştu" gayet haklı bir savunma yaptığımda Arın ikna olmuş gibi başını salladı.
"Doğru dedin maykıl. Hadi içeri geçelim de evi gezdireyim sana" Kara kulübesine doğru giderken biz de Arınla içeriye girdik. Evin tahta zemininde yürüdükçe çıkan ses hoşuma giderken gözlerimi evden ayıramıyordum.
Yerdeki halılardan tut duvarlardaki tablolara kadar o kadar güzel düzenlenmişti ki anlatamam. Kapının hemen karşısında asılı geyik kafası biraz ürkütücü de olsa hoşuma gitmişti.
"Arın, bu evi annen mi düzenledi" Arın cevap vermeden önce yan odadan annem çıktı. "Beğendin mi kızım?" Başımı salladığımda yüzünde gerçekçi bir gülümseme oluştu. "Çok güzel olmuş, elinize sağlık"
Evi inceleye inceleye üst kata, kalacağım odaya çıktık. Annem yerleşmem için beni yanlız bıraktığında odadaki banyoda elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı açtım.
Telefonumdan şarkı çalarken camın önündeki koltuğa oturup evin karşısındaki dereyi izlemeye başladım. Ekran fotoğrafındaki babamla göz göze geldiğimde titrek bir nefes çektim içime.
"Selam babacim, yine mükemmelim merak etme. Bugün bi köpek kızını kovaladı baba! Korkmadım ama merak etme" beyaz yalandan bir zarar gelir miydi? Sanmıyorum.
"Geldiğimiz ev tam hayallerimdeki ev biliyor musun babaa, geyik kafası bile var!" Kendi kendime kıkırdarken dudaklarım büzüldü. "Bir de seni çok özledim babacım" ekranı kilitleyip telefonu tekrar cebime koyduğumda kapım tıklatıldı.
"Ayçıl geliyorum, 1 2 4" Arın içeri yine gözleri kapalı girmişti. "Aç aç" gülerek konuşmamla Arının gözleri açıldı.
"Kalk kız oturmaya mı geldik hadi gezmeye gidiyoruz" Arın koluma girip odadan çıkarken bende ona ayak uydurdum. "Biz kaçarotti!!!" Kimseden cevap beklemeden evden çıktığımızda Arın nereye sürüklerse oraya ilerlemeye devam ettim.
"Nereye gittiğimizi söylesen mi acabaa?" Arın 'cık'larken bir anda durdu. "A mı B mi?" Sorduğu soruya anlam veremezken sorusunu tekrarladı.
"B" geldiğimiz yönün tersine ilerleyeme başladık bu kez de. "B bahçeydi, bahçeyi göstericem sana gel" kol kola beş dakika kadar yürüdüğümüzde kocaman ağaçlarla bitkilerle dolu bir alana geldik

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste | Seçilmiş
Ficção AdolescenteBen Ayçıl, Ayçıl Akın ya da Meyra Erkal. Yalan içinde gerçekle geçirdiğim 20 yıl, kim verecek bunun hesabını? Kendimi ait hissettiğim yer kalmadı. Belki de hiç yoktu? Bu saatten sonra olur muydu? Zaman gösterecekti.