Bölüm 12 - Mavi Melek

7 2 0
                                    

Aradan birkaç gün geçmişti, ve her ne kadar kendimi biraz toparlamış olsam da içimde hala bir boşluk vardı. Mine ve Eylül'ün bana karşı tutumu değişmişti. Yanlarına yaklaştığımda gözlerinden belli belirsiz bir kaçış, bir uzaklaşma isteği okuyordum. Girdiğim odadan sessizce, hiçbir şey söylemeden kalkıp gitmeleri canımı acıtıyordu. Sanki varlığım bile onlara yük oluyordu. Ama kuzenim Enes... O bambaşkaydı. Sanki hissettiklerimi seziyormuş gibi bana karşı daha da yakınlaşmıştı, adeta gölgem olmuştu. Sürekli yanımdaydı, ne zaman yalnız kalsam bir bahaneyle yanıma geliyordu. İlk başlarda bu ilgisi beni rahatlatıyordu, kendimi daha güvende hissediyordum. Ama bazen fazla geliyordu, adeta boğuluyordum. Yalnız kalmak istiyordum, sadece sessizlikle baş başa kalmak.

Annem ise bir garipti... Geceleri, ben derin bir uykuya dalmışken, odama süzülüp yanı başımda sessizce af diliyordu. Fısıldadığı kelimeleri duymasam da içindeki pişmanlığı hissedebiliyordum. Bunca yıl bana yaşattıkları aklımdan çıkmıyordu ama bu hali, benden af dileyişi beni karmaşık duyguların içine sürüklüyordu. Belki de ilk kez gerçekten pişmandı. Ama ona hiç cevap vermedim; belki de beni affetmek daha zordu.

Anneannem ise hayatımda bir sığınak gibiydi. Onunla kurduğum bağ bambaşkaydı. Her an yanımda, koruyucu bir melek gibiydi. Bana gösterdiği şefkat, kaybettiğimi düşündüğüm bir sıcaklığı yeniden hatırlatıyordu. İçimde bir yerlerde, kırık dökük bir parça iyileşiyordu.

Enes'le alışveriş merkezine gitmeye karar vermiştik. Ehliyeti olduğu ve o an müsait olduğu için ondan rica etmiştim. Aslında Ali de gelsin istemiştim ama okuldaydı. Beraber evden çıktık, arabanın içine oturduğumuzda gözleriyle beni süzdü ve meraklı bir ses tonuyla konuştu.

"Bana biraz kendinden bahsetsene, Melek," dedi Enes, derin bir ilgiyle.

"Neyi öğrenmek istiyorsun ki ?" dedim, bir an duraksayarak.

"Bilmem, sen konuş, ben seni dinlerim," dedi hafif bir gülümsemeyle.

Düşündüm. Hangi konudan bahsetsem ? Düşüncelerimi dolduran Ayaz'dan mı, yoksa bugüne kadar bana eziyet çektiren babamdan mı ? Bir süre sessizlik oldu, sonra derin bir nefes alıp konuşmaya başladım: "Babam, beni arkadaşının oğluyla nişanlandırdığı gün evden kaçtım."

Enes, bir an için gözlerini büyük büyük açtı. "Yoldan geçen bir arabayı durdurup yardım istedim ve o gün Ayaz'la tanıştım," diye ekledim.

"Ayaz mı ? Hani şu babanı öldüren Ayaz mı ?" diye sordu, şaşkınlıkla.

Kafamı yavaşça salladım. Anlatmam gereken her şeyi anlatmanın zamanı gelmişti. Ona Ayaz'la olan tüm hikayeyi, acımasızca üzerime çöken duyguları, yaşadığım kaçışı, Ayaz'ın bana verdiği o telefon numarasını... Her şeyi anlattım. Sözlerim boğazımda düğümleniyor, bir türlü tam anlamıyla kendimi ifade edemiyordum ama anlatmalıydım.

Enes şaşkın bir ifadeyle bana döndü: "Bizim eve kadar geldi mi ?" diye sordu inanamayarak.

"Evet," dedim, içimde derin bir boşlukla.

Bir an sustu, sonra yüzünde anlamlı bir gülümseme belirdi. "Aşıksın," dedi hafifçe.

"Hayır, değilim," diye karşılık verdim, içimde bir yerden gelen inkarla. Ama cümlem bitmeden dudaklarından yükselen kahkaha arabada yankılandı.

"Kızım, sen o çocuğa belli ki aşıksın !" dedi, hala gülerek.

"Hayır, yani... Aşık değilim... Sadece..." dedim, kelimeleri bulmaya çalışarak. Duygularım o kadar karmaşıktı ki, hissettiğim şey aşk mıydı, yoksa başka bir şey mi, bilmiyordum. "Sadece ondan nefret edemiyorum ve bir yanım sürekli onu düşünüyor. Sanki bedenim burada ama ruhum onun yanında," dedim, derin bir iç çekerek.

Mavi MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin