KRK - 1. BÖLÜM

195 26 15
                                    

Multimedyada Açelya var Sarenin kardeşi . Bu bölümü destekçim canım kuzenimine itafen yazıyorum .

Kimsesizliğin verdiği acı bütün bedenime düşerken boğazımdaki yumruyu yutmaya çalıştım . O minicik kalbim kendinden beklenmeyecek şekilde büyüyüp daha nice acılara göğüs germişti . Ruhuma aldığım yaralar derindi . Biliyordum silemezdim o yaraları sadece üstünü kapatıp iyileşmesini beklerdim ya da umardım . Ama hiçbir zaman tam olarak iyileşmezdi o yaralar . İzi kalırdı hep . Sanki bana acımı tekrar hatırlatıp ayakta kalmamı sağlar gibi .

12 Mart . Tam 13 yıl olmuştu . Bugün kimsesizliğime bir yıl daha eklenmişti . Annem iyi kadındı , güzel kadındı . Hep severdi beni değer verirdi . En çokta saçlarımı severdi benim . Saçlarımın ondan bana yadigar olduğunu söylerdi . İlk başlarda bunu anlamazdım . Sonra fark ettim ki saçlarım aynı anneme benziyordu . Bu yüzden çok iyi bakmamı söylerdi saçlarıma . Bende çok iyi bakardım . Hâlâ öyle yapıyorum . Telefonumun alarm sesiyle bağdaş kurduğum bacaklarımı ayırıp masadaki telefonuma uzandım . Alarmı kapatıp telefonu yerine koydum . Masada soğumuş olan kahvemden son bir yudum aldım . Sare Duru ' nun yasıda bu kadardı işte . Sandalyeden kalkıp balkon demirine yaslanıp son bir kez bu güzel manzarayı seyrettim . Balkon kapısını açıp odama doğru ilerledim . Dolabımdan siyah tişörtümü eteğimi ve kırmızı ekoseli gömleğimi çıkarıp yatağa attım . Çıkarttıklarımı hızla giyerken gömleğimi belime bağladım . Saçlarımın örgüsünü açıp salık bıraktım ve siyah bandanamı saçıma taktım . Dün geceden beri uyumadığım için mor göz altlarıma kapatıcı sürdüm ve hafif makyaj yaptım . Çantamın içine rastgele birkaç defter ve kitap koyup çantamı omzuma astım . Merdivenlerden aşağı inip kapının önüne vardığımda diz altı siyah çoraplarımı giyerek siyah ayakkabılarımı giydim . Kapıyı çekip evden çıktım . Annem öldüğü gün eski evimizden taşınmıştık . Bu eve bizi dedem yerleştirmişti . Yıllardır bu evde yaşıyorduk Açelya ' yla . Mart ayındaydık . Hava ne çok bunaltıcı sıcaktı ne de çok soğuk . Ilımandı bugün hava . Benim kasvetli ruh halime nazaran güneşliydi hava bugün . Ağır adımlarla okula yürüdüm . Okulun önüne geldiğimde çantamdaki telefonumu çıkardım . Geç kalmıştım ama sorun değildi . Dersin yarısında içeri girdim . Ayza ' nın yanı boştu . Ayza tek arkadaşımdı . Kimseye kolay kolay güvenmezdim . Ayza ' yı çok severdim o da beni çok severdi . Canımı istese verirdim . Sınıfa girdiğimde yaşayan ölü gibiydim . Çantamı sıraya koyarak oturdum . Hocayı dinlemediğim için boş boş etrafa bakarak geçirmiştim zamanı . Bir kaç dakika sonra zil çaldı . Ayza bana dönüp gözlerini kedi bakışı yapınca anlatacağı birşeyi olduğunu anlamıştım . " Anlat bakalım " dediğimde güzünde kocaman bir gülümseme oluştu . " Biliyormusun .
Bugün bir çocuk bizim okula geliyor .
" Eee Ayza ne olmuş ? " . Ayza cevap vermek için ağzını açmıştı ki kapıdan giren çocuğu görmesiyle kapaması bir oldu . Bu çocuk sanırım Ayza ' nın bahsettiği çocuktu . " Ben belayım " diye bağıran bir edayla sınıfa girdi . Şimdiden bile bir çok kız aralarında fısıldaşıp gülüştüklerini duyabiliyordum . En arkadaki boş sıraya oturdu . Bu şimdi bizim sınıftamıydı ya . Aman ne güzel bütün okulun kızları bizim sınıfta dolaşaktı . Bananeyse artık ! . Sınıfın kapısından yine yayvan yayvan sırıtan Bora girdi . Bana bakıp ilerlediğinde sırıtması iyice genişledi . Ahh ! bu çocuk hiç mi bırakmayacaktı benle uğraşmaktan . Yanıma gelip elini sıranın üstüne koydu .
" Naber küçük yetim ? "
" Ne istiyorsun Bora " . Bir süre düşünüyormuş gibi yaptı .
" Senle biraz eğlenmek . "
" Defol git Bora " . Bora' nın hızla nefes alış verişinden ve kırmızı yüzünden sinirlendiğini hissetmiştim . Kolumdan çekip beni sertçe ayağa kaldırdı .
" Gitmezsem ne olur ? " . Ben tam cevap verecekken yeni gelen çocuk " Bu olur deyip " . Boranın yüzüne art arta yumruklar atmaya başladı . Yaşadığım şokun etkisinden ağzımın aralanmasına engel olamadım . Şoku üstümden atıp " Dur " diye bağırdım . Çocuk durdu ve Bora yerden kanlar içinde inleyerek sınıftan çıktı . Yere baktığımda her yer kandı . O an aklıma geldi birden ellerim kanlar içinde Açelya hıçrırarak ağlıyor . Bir kez daha kandan nefret ettim . Yüzümün bembeyaz olduğuna emindim . Yerdeki kanlara , ellerime ve çocuğun yüzüne baktım . Sonra koşarak sınıftan çıktım . Tuvalete girdiğimde ellerimi ve yüzümü soğuk suyla yıkadım . Merdivenlerden inecekken kolumdan sertçe çekildim . Bu o çocuktu . Nazik ses tonuyla " İyimisin ? " diye sordu . Bir an içim titredi gibi oldu .
" Bak gerçekten yaptığın için teşekkür ederim ama bir daha yapma . Gerek yok . Kendimi korurum ben . " .
" Neden ?" diye sordu .
" Bana acıyarak bakan bir çift göze daha ihtiyacım yok . Çevremde yeterince var zaten . Kimsesizim ben koruma beni .
" Sana acımıyorum . Ama senin için yapmadım . Anne acısını bilirim o piçin ağzının payını verdim sadece . " dedi . Beni sinirli halimle başbaşa bırakıp gitmişti .

KARANLIK RUHLARIN KURTULUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin