20

2.5K 505 203
                                    

y/n: 250 sınırını unutmauın lütfen. 20k için teşekkür ederim yorumlara gelin orda sizi şapır şupur öpücem

Apartman 8 katlı, eski bir apartmandı.

Sağlamlığı, çöken tavandan zaten belliydi ancak bazen insanların elleri kolları bağlı olurdu ve bu yüzden diledikleri gibi diledikleri evlere birdenbire taşınamazlardı. Özellikle beş parasız olan Çiçeksu ve İlkut'sanız, ya da tek mal varlığı o ev olan Gürcan'sanız. Çoğu zaman insanlar için bu tür felaketin iyi bir yanı olmasa da şaka gibi yüce Allah'ı İlkut'a çöken tavana ek olarak çok güzel bir şey kazandırmıştı.

Aşk.

24 senelik yaşamında sadece ortaokul zamanı aşık olduğunu düşünmüştü. Bu çocuk sınıfın en çalışkanı, fırlaması ve en sarışınıydı. Üstelik basketçiydi de. İlkut'un ufak kalbi anında bu çocuk için atmaya başlamıştı ve yönelimini bu şekilde öğrenmiş olmuştu. Her zaman imkansız olduğunu bilse de belki de en cesur olduğu yıllar o yıllardı. Tabii ki aralarında dostluk bile kurulmamıştı.

İlerleyenki senelerde herkes günübirlik flörtlerini, abartılmış aşk acılarını, şu an yaşadıkları "destansı" sevda hikayelerini anlatırken İlkut hep elini çenesine yaslamış, uzaklara dalarak ortaokuldaki ilk aşkı Berke'yi düşünmüştü.

Berke büyümüş müydü? Ne yapıyordu? Nasıldı? Neden İlkut kimseye aşık olamıyordu? Neden onun beğendikleri onu geri beğenmiyordu? Neden gaydi ve İlkut neden hep yalnız hissediyordu?

Çiçeksu dışındaki neredeyse tüm dostları onun bu yalnızlığını her zaman çok garipsemişti. Sonuçta onlara göre İlkut zeki, komik, yakışıklı ve eğlenceliydi. Mutlaka biri onu severdi, sevmeliydi. Ama sevmemişlerdi. Arkadaşlarından birkaçı çocuğun gay olduğunu bilse de bilmeyen de vardı ve esmer genç her seferinde nasıl bir açıklama yapacağını şaşırır kalırdı. Türkiye toplumunda gay olmanın ne kadar zor olduğunu anlatmak ya da artık insanların aşk için değil boş kalmamak için beraber olduğundan ilişkilerin içinin çok boşaldığı hakkında uzun uzun konferanslar vermek istemiyordu.O yüzden bazen kendisini çok da ezik hissetmemek adına özellikle bir daha çok haşır neşir olmayacağı insanlara ortaokul aşkı Berke'yi yaşını, gerektiğinde cinsiyetini değiştirerek ve yalandan birkaç olay ekleyerek ballandıra ballandıra anlatırdı. Gurur duyulacak bir şey olmasa da artık aşksız kalmaktan çok sıkılmıştı.

Berke en son ne zaman aklına gelmişti? Baya oluyordu. Şahsen instagram'a girmese ve çocuğun ona istek attığını görmese uzun bir süre daha aklına gelmeyeceğine emindi İlkut. Artık çocukluk aşkı, onu birçok durumdan farkında olmadan yıllardır kurtaran yoldaşı, bir karanlığın içerisinde hafızasında bölük pörçük kalan yıllar önceki gülümsemesiyle ve yana yatırılı sarı saçlarıyla uzaktan el sallıyordu. Bu veda sahnesi ona nostaljik hissettirmekle birlikte Berke'nin omuzlarından tutan, yaşça büyük Gürcan ise kalbini heyecanla dolduruyordu. Şimdi de muhtemelen 40'larına kadar atlatamayacağı yeni bir erkek sendromuna kapılıyordu İlkut. Yine ve yeniden aşık oluyordu. Berke'nin isteğini anında reddetti.

Evin bir numaralı kuralı kar yağmadığı sürece kombiyi yakmamak olduğundan oturma odasındaki koltukta yumuşacık bir sweatshirt içinde, üstündeki daha da yumuşak Barbie'li yorganla Yemekteyiz seyrediyordu. Yarışmacılar varoş varoş kavga ediyor, İlkut bomboş bir şekilde ekrana bakarak yakışıklı Gürcan'ı düşünüyordu. Eve geleli yarım saat olmuştu ve Çiçeksu yine ortalarda yoktu.

Heralde iyi insan lafın üstüne, sokak kapısı büyük bir gürültüyle açıldığında kafasını hızlıca o tarafa çevirdi. Uzun zamandır bu kadar mutlu görmediği Çiçeksu aynı çişi gelmiş bir ilkokullu gibi olduğu yerde zıplıyor, tatlı tatlı gülüyordu. En yakın arkadaşı ile göz göze geldiğinde ayakkabılarını ayağından siktir edip koşarak çocuğun üstüne atladı heyecanlı kız. İki dana kadar genç koltukta boğuşurken, esmer genç içeri giren Gürcan'ı daha fark edememişti.

operasyon komşu avı [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin