y/n: naber 😉😉😉 350 sınırını unutmayın lütfen. kitap 34k olmuş mecburen saxo
"İlkut."
Gürcan'ın iç gıdıklayan, aynı yüzü gibi yakışıklı sesi birkaç kişi bulunduran kafede rahatsız edici olmayan bir yükseklikte yankılandığında birkaç kafa elinde kask tutan yakışıklı adama dönmüştü. Deri ceketi, içindeki jilet takım elbisesi, elinde tuttuğu kaskı ve kask yüzünden dağılmış siyah saçlarıyla aman Allah'ım her cinsiyet için korkunç bir tehlike arz ediyordu Gürcan. Tezgahın arkasındaki İlkut siyah gözlerini adama çevirdi ve sertçe yutkunmak zorunda kaldı. Görüntü sanki ona balyoz darbesi indirmiş gibiydi. Kalbi şimdi hazırladığı latte'ye fırlayacaktı utanmasa.
Başta İlkut ne yapacağını bilememişti. Kafası çalışmaya devam edince yanında tezgahı silen Sercan'ı dürtmüş, yerine geçmesi için başıyla bir harekette bulunmuştu. Heyecandan terleyen ellerini refleksle önlüğüne kuruladı ve arkasında Gürcan'ın yakışıklılığıyla hasetten kavrulan Sercan'ı bırakarak onun için gelen adamın yanına gitti.
"Hoş geldin alçak herif. Bu ne yakışıklılık?" İlkut hafif utançla, hafif de tatlılıkla sorduğunda Gürcan dayanamadan 9 kişiyi bayıltabilecek o gülüşünü sundu ve ona yaklaşan çocuğun belinden tutup kendisine çekti. Dudakları çok normalmiş ve hep yaparmış gibi esmer yanağa sıkıca bastırılmıştı.
"Senin için hazırlık yaptım yavrum."
Yalandı. Toplantıdan gelmişti. Öpücük de yalan mıydı? İlkut'un dizleri titriyor, öpüldüğü yerden cayır cayır yanıyordu. Sanki İstanbul o an birkaç derece ısınmıştı, küresel ısınma kritik bir ana gelmişti. Gencin içinde bir yerler aşktan kasılıp geriliyor, ruhu vücudundan çekiliyor gibi geliyordu. Sürekli adam böyle belinden tutup kendisine çeksin, sonra da onu öpsün istiyordu artık. Korkunç bir bağımlılık olacaktı bu ona.
Esmer olmasına rağmen kıpkırmızı olan yanaklarla yeşil gözlere baktı ve utançla başını öne eğdi. Allahtan kafedeki insanlar kendi işlerine döndüğünden bu öpücüğü bir Sercan görmüştü. Gerçi müşteriler görse de queer friendly bir kafe olduklarından sorun çıkacağını düşünmüyordu İlkut. Parmaklarıyla oynarken ofladı. Bu utanmış hâli Gürcan'ın inanılmaz hoşuna gitmişti.
Biraz daha esmerle oynamak istediği için yakınındaki çocuğun şakağına burnunu sürttü ve önce biraz gülerek soluklandı. Farkında olmadan alışkanlık kazandığı İlkut'un kokusu çok hoştu ve anında Gürcan'a evinde hissettirmişti. Çocuğun bu ufak temaslarla ne kadar gerildiğini fark ettikçe daha da ileri gitmek, içindeki korkunç istekleri gerçekleştirmek istiyordu Gürcan. Yutkunup çocuğun kulağına ilerledi ve sessizce mırıldandı.
"İyi gidiyor muyum?"
"Boşalacağım biraz daha bu kadar iyi gidersen." İlkut'un bu dediyle bu sefer de istemsizce kahkaha atan yeşil gözlü, sesiyle esmer genci nasıl mest ettiğini bilmiyordu. O gülerken yeşilleriyle ona sıcacık bakan siyahlara bakıyor, içinde çok güzel hisler yetiştiriyordu.
Bu sefer İlkut uzandı ve beyaz yanaktan Gürcan'ın aksine minikçe öptü. Nedense çekiniyordu Gürcan'dan. Adamın bir şey demeyeceğine emindi ama utanıyordu. Bazen kendisini yakıştıramadığı oluyordu, gözünde yeşil gözlüyü çokça büyütüyordu. Şimdiye dek böyle bir ilişki içinde olmadığından nasıl hareket etmesi gerektiğini de bilmediğinden mayınlı tarlada yürüyüşe çıkmış gibi görüyordu kendini. Hep Gürcan'ın adım atmasını bekliyordu. O adıma göre yoklaya yoklaya ufacık bir adım atıyor, tepkiler üzerine büyük kumarlar oynuyordu. Mesela şu küçücük öpücük, kalbini ellerine vermişti. En ama en büyük oynayabileceği koz gibi gelmişti o an ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
operasyon komşu avı [gay]
ChickLitÜst komşularını kendilerine ayarlamaya çalışan en yakın arkadaşların operasyonu. !Texting!