2

204 15 26
                                    

"Ve son olarak Emirhan. O da senin gibi yeni. Çok olmadı transfer olalı." dedi İbrahim abi. Emirhan'la da el sıkıştık. Diğerlerinde bu kadar uzun temas halinde durmamıştı ellerimiz. "Biz tanıştık kendisiyle." dedi Emirhan. Yalancı bir gülümsemeyle "Evet, çok yardımsever biriymiş, kendisi." dedim.

Elimi çektim, elinden. Elleri sıcacıktı. Sıcak elleri severdim, garip bir şekilde rahat ve güvenli hissettirirdi bana. Talha gülünce, anlattığını fark ettim. Değişik bir çocuktu. Sert görünümünün aksine şakacı ve konuşkan biriydi.

Takımla karşılıklı olarak şans dilemiştik. Sezon başından birbirimize iyi dileklerde bulunmamız güzeldi. Hepsi tatlı ve samimi insanlardı. Daha önce de demiştim sanırım, aile sıcaklığı vardı.

Benim favorim kesinlikle Gedson olmuştu. Çok komik ve hareketliydi. Ciro da çok sempatik biriydi. Ünlü Mustafa diğerlerine göre biraz daha utangaçtı. Diğerleri onu övdüğünde falan gülüyordu ama utandığı da belli oluyordu. Semih'le çok yakınlardı. Tayyip Talha da çok güler yüzlüydü. Seviyordu ortamı sanırım. Genel olarak iyilerdi. Emirhan'ı çözememiştim. Hep bir itiraz havası vardı. Dışarıdan görünenin aksine gülüyordu ama.

***

Masaya oturup yemeği bekledim. İlk gün olmasına rağmen uzun ve yorucu geçen bir gün olmuştu. Cemil abi şaka yaptı, sanıyordum. Yanıldım muhtemelen. "Nasıldı ilk gün?" dedi babam. Akşam masasında biz gün içinde yaptığımız şeylerden bahsederdik.

"Çok yorucuydu. Tüm ekiple tanıştırdı İbrahim abi. Herkes çok hoş karşıladı. Samimi ve sıcaklardı." dedim heyecanla. Babam ve annem de gülümsedi. "Ortamı sevdin anlaşılan." dedi annem soru sorar gibi. Yine gülümsedim "Sevdim valla." dedim.

"Sen neler yaptın? Nasıl geçti günün?" dedi annem, babama. "Biraz sıkıntı çıktı. Yeni yapılan konutların gelir payları yüzünden. Berk'le Yavuz aniden sinirlendi, adamların üzerine yürüdü. Onlar da karşılık verdi. Bayağı bir gerilim oldu sabah, ben girdim araya." dedi babam.

Babam ve Mehmet amca iş ortağıydı. İnşaat, mimari tarzında bir şirketleri vardı. Berk, Mehmet amcanın oğluydu ve Yavuz da benim abimdi. Berk'le ben aynı yaştaydık. Abimle aramızda da 4 yaş vardı. İlkokuldan beri birlikteydik Mehmet amcalarla. Berk'le de aynı sınıfta olurduk hep. Üniversitede artık ayrılmıştık. Ben Bahçeşehir Üniversitesi'ni tam bursla kazanmıştım, o daha basit bir özel üniversitede ücretli okumuştu. Stajını da babamların şirketinde yapmıştı. Aile torpilini kullanmayı seviyordu. Çok ters düşüyorduk bu konularda. Ben bir şeyi başaracaksam herkesle eşit şartlar altında mücadele ederek kazanmak istiyordum. Abim de benim gibiydi. Ailemiz bizi böyle yetiştirmişti. Ben İbrahim abiyle iletişim kurmak yerine, babama deseydim zaten beni anında yerleştirebilirdi. Önemli olan kendi gösterdiğim emek olmalıydı.

Biz varlığın içine doğmuştuk, yokluk da görmemiştik. Ama babam tırnaklarıyla kazıya kazıya gelmişti bugüne. Anlattığına göre okula giderken, defter alacak parası bile olmuyormuş bazen. Kendinin zor günlerden geçerek geldiği bu geleceği bizim için kurmuştu. Buna rağmen şımarık çocuklar olarak büyütmemişti bizi.

"Yavuz demişken Yaren'e yazayım da bir yemeğe gelsinler. Özledim torunumu." dedi annem. "Daha dün buradaydı ya anne." dedim şaşkın şaşkın.

"Her gün olsun. Çok özlüyorum ben bebeğimi." dedi annem. "Anne Bade artık bebek değil." dedim onu kızdırmak için. Torunu annemin en kıymetlisiydi. Ve kaç yaşına gelirse gelsin bebek, diye nitelendirecekti onu. "Beş yaş ne oluyor Ela? Ergen mi? Erişkin mi?" dedi kızarak. Babam da şakama gülmüştü. Az daha masada oturup kalkmıştık. Ben odama geçerken onlar dizi izlemeye başlamıştı.

Shorty |Emirhan Topçu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin