6

146 17 3
                                    

"Aslansın sen, aslan." dedim araba süren abime. Göz devirdi dediğim cümleye. "Yalakalık yapma." dediğinde yüzümü astım. Dün akşam bizde kalmışlardı. Bugün okuldan alıyordu, yarın da işe bırakacaktı. Arabamın hava filtrelerinde sorun olduğu için sanayideydi. Abim de servis şoförlüğümü üstlenmişti. Bu yüzden iki gün boyunca bizde kalacaklardı. Eve gidip Bade aşkımla oyun oynamak istiyordum.

"İş nasıl, iyi geçiyor mu?" dedi abim. "İyi valla. Hiç böyle bir ortam hayal etmemiştim. Çok resmi bir yer hayal etmiştim." dedim. "Allah Allah nasılmış ortam?" dedi abim de. Merak etmişti muhtemelen.

"Yani herkes çok iyi, cana yakın. Bu cumartesi pikniğe gideceğiz ekiple. Bir terslik çıkmazsa tabi." dedim heyecanla. Aslı ablayla tanışmıştım yüz yüze. İrem, Neşe, Nur ablayla da Elif'le de gruptan konuşuyorduk ara ara. Eğlenceli bir ortam yakalamıştık. Yüz yüze tanışmak için hevesliydim yani.

"Ekip? Ekibi de varmış bunun ya." dedi abim şaşkın ve eğlenen yüz ifadesiyle. "Necip abi, Salih, Tayyip Talha, Emirhan, Mert abi, Onur, Mustafa, Semih, Ersin, Neşe, Nur , Aslı abla, Elif... Daha sayayım mı?" dediğimde şaşkın bakışlarını daha net görmüştüm. "Sevindim senin adına. Arkadaşlık kurman beni mutlu ediyor. O kıl Arda'dan da uzaklaşırsın belki." dedi.

Abim Arda'dan nefret ederdi. Yıllardır bir kez bile iyi bir şey duymadım ondan, Arda hakkında.

Kısa sürede eve gelmiştik. "Benim badem gözlüm nerede?!" dedim abartılı bir şekilde. Kıkırdayarak üzerime koşan minik yeğenime kollarımı açtım. "Bade'm gelmiş." dediğimde kahkaha atıyordu. Tombul yanaklarını öptüm. "Mis gibi kokuyor bu ya. Neyle yıkıyorsun annesi sen bunu? Ben de böyle kokuyum." dedim. "Payfümden deyil ki. Benim kokum miş gibiymiş jaten." dedi Bade. Çok komik konuşuyordu. Yine gülüp, kucağıma aldım onu. "Bak seen. Şen mi miş gibiymişsin? Yeyim ben şenin miş gibi olmanı." dedim onun konuşmasını taklit ederken.

Annemle Yaren masayı hazırlamıştı. Yaren'e yenge demiyordum. Aynı yaştaydık ve abim bizi tanıştırdığı zaman bir arkadaşlık ilişkisi kurmuştuk. Gelin görümce olayı bize uymamıştı. Kendisi de böyle istiyordu. Yenge deyince araya mesafe giriyormuş. Bence öyle değildi ama. Annemi babamın kardeşleri çok severdi, yeğenleri de aynı şekilde. Yenge olmayı ben anneme gösterilen sevgiden ve annemin aynı şekilde geri verdiği sevgiden görmüştüm.

"Naber aşkım?" dedi Yaren bana sarılırken. "İyidir, senden naber bebeğim?" dedim. "Aynı valla. Bade hanımla uğraşıp duruyoruz." dedi bıkmış gibi. "Yoruyor mu?" dedim. Aşırı yorgun görünüyordu gerçekten. Kafasını salladı aşağı yukarı. Bu sırada biz de masaya oturmuştuk. "Büyüdükçe daha az yorulacaksın, diyorlardı. Tam tersi oldu. Sürekli konuşmak istiyor, koşma diyorum koşuyor, sonra da düşüyor. Gece üçte uyanıp aramıza geliyor. Orada da konuşuyor uzun uzun. Geçen gece saatin dördünde apartman ne demek onu konuşuyorduk." dediğinde üzülmüştüm. Ama son dediği gülmeme de sebep olmuştu.

Bade zor bir çocuktu. Küçükken de zordu. Şimdi de aynı şekildeydi. Çok tatlı, cana yakındı ama merakı ve enerjisi insanları yoruyordu. Beni yormadı hiç ama annesinin hali ortada...

"Bize bıraksana öyle zamanlarda. Çok yorgunsan ara beni, gelir alırım. Hem annem çok özlüyor hem de ben yorulmam ondan. Siz de abimle vakit geçirmiş olursunuz." dedim gülümseyerek. "Abinle en son vakit geçirdiğimde Bade oldu. Bir daha tövbe yani." dediğinde kahkaha atmıştık. Diğerleri de masaya geldiğinde önümüze döndük. Bade benim kucağıma oturmuştu. Bir ona tutuyordum, bir kendim yiyordum.

Yemek yiyip kalkmıştık masadan. Sohbetin ortasındayken telefonum çalmıştı. Ekranda gördüğüm Semih Kılıçsoy yazısı şaşırmama sebep olmuştu. Semih beni aramazdı, mesaj atardı hep.

Shorty |Emirhan Topçu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin