Shorty |Emirhan Topçu|

10

Emirhan'dan:

Tam çaprazımda oturmuş, annemlerle gülüşen kıza bakıyordum. Kısa bir süre önce hayatıma girmiş, bende birçok şeyi değiştirmişti. Devam da ediyordu buna. Daha mutlu, daha çok gülen bir Emirhan olmuştum şu son iki ayda.

Ela'dan bahsediyordum tabii ki. Onu ilk gördüğümde içimde garip bir his oluşmuştu. Hoşlantı değil, ilk görüşte aşk vesaire değil. Zaten ben inanmazdım öyle şeylere. İçimden gelen sesi dinledim sadece. Onunla uğraşmamı söyledi, uğraştım. Ona içini dök, güven ona dedi, güvendim. Motor olayında içimden sarılmak gelmişti, sarılmıştım. Benim için korkması gözümün önüne gelince yine gülmüştüm istemeden.

Bana karşı ne hissettiğini bilmiyordum. Belki benim gibiydi hisleri, belki de herkese karşı düşünceli bir yapısı vardı. İkilemde kalmak beni öldürüyordu. Beni, benim onu gördüğüm gibi görüyorsa kimse beni durduramazdı.

Ben sevince tam severdim. Ela'ya karşı çoktan hoşlantıyı geçmişti benim hislerim. Bunu engelleyememiştim, engellemek de istememiştim zaten.

Talha, elinin tersiyle karnıma vurunca transtan çıkmış gibi kafamı salladım. Ona baktığımda sırıtıyordu. "Ne var?" dedim ona. Gözleriyle Ela'yı işaret edip "Havalar nasıl orada?" dedi gülerek. Ben de güldüm. "Bilmem. Sorsak mı?" dedim Talha'ya.

İlk o fark etmişti.

"Hayırdır lan sen? Ne gülüp duruyorsun iki gündür?" deyip enseme geçirdi Talha. "Eline koluna sahip çık amına koyarım. Ne güleceğim? Gülmüyorum, aynı duruyorum." diye reddettim onu. Annem de aynısını demişti. Allah neşeni eksik etmesin, demişti.

"Tanımasam inanacağım amına koyayım. Manita buldun da haberimiz mi yok?" dedi gülerek. Ben de gülmüştüm. "Nereden bulayım? Gökten mi yağıyor?" dedim dalga geçerek.

"Gedson!" çığlığını duyunca kafamı çevirip baktım. Gedson elinde suyla, Ela'ya koşuyordu. "Gökten yağmıyor da belki şu kapıdan çıkıp çığlık falan atıyordur." dedi Talha gülerek. Ben de gülmüştüm dediğine. Değişik bir kızdı Ela. Ne yapıp edip sevdiriyordu kendini karşısındakine.

"Allah seni kahretsin Gedson! Bir de sorry diyor!" diye bağırmaya devam ediyordu. "Huh!" çığlığı geldi Gedson'dan bu sefer. "Come here Gedson!" diye bağırdı Talha. Gedson anında bizim tarafımıza koşarken Ela da peşinden geliyordu.

"Emirhan bırakma onu." diye benden yardım istedi. Ben şimdi sana yardım etsem Gedson'un dilinden kurtulamam ki Ela. Arkama kaçan Gedson'a baktım. "What the fuck bro?!" diye bağırdığında seçimimi Ela'dan yana yaptığımı anlayabilirdiniz.

"Anne sen kızları sevdin galiba." dedim ona takılarak. Gülmesini kesip bize baktı hepsi. "Sevdim valla. " dedi yanındaki Neşe'nin dizine vurarak. "Ben getiririm yine." dedim gülerek. Hepsini getirir miydim bilmiyorum ama Ela'yı tekrar getireceğim kesindi.

"Biz kendimiz gelemez miyiz Emirhan?" dedi benimki. Benimki, ne güzel hitap lan. "Hatta biz bir buluşma daha ayarlayalım." dedi İrem de. Harbiden iyi ekip olmuştuk biz.

"Kızlar haklı. Kimsenin senin bakıcılığına ihtiyacı yok." dedi annem. Ela kahkaha atmıştı. "Konuş Pınar teyze." diye de gaz vermişti. Talha koluyla omzumu patpatlayıp "Geçmiş olsun kardeşim.'' dediğinde gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

"Yarın annem olmayacak Ela hanım. O zaman kime satacaksın beni?" dedim sanki tehdit ediyormuş gibi. Gözlerini kısıp baktı bana. "Biz adam satmayız aslan parçası." deyip göz kırptı yine. Bunu da iyi huy edinmişti.