8

207 28 18
                                    

"Tamam abi, hallederim ben." dedim İbrahim abiye. Verdiği dosyaları düzenlememi istiyordu. "Güveniyorum sana Ela. Kaçtım ben." deyip çıktı. Bir süredir beni yalnız bırakıyordu odada. Her gün bir yere gidiyordu. Zamanı gelince söyleyeceğim, deyip geçiştirmişti sorduğumda.

Odada iki saat kaldıktan sonra kahve almak için ayağa kalktım. Ayaklarım açılsın biraz. Odadan çıkıp kafeteryaya geçtim. Bizimkiler masada oturmuş gülüşüyorlardı. "Ela! Come in, come in!" dedi Gedson. Gülüp yanlarına gittim. Boş sandalyeye oturdum. "Emirhan nerede?" dedim. Babası eve geçmişti artık. Yarın maç vardı. Duyduğum kadarıyla eski formunu yakalayamamıştı. Ama toplardı o.

"What?! Seni ben cağirdim. Not Emirhan." dediğinde güldüm. "Sorry Gedsonn." dedim tatlı tatlı. "No problem sis." dediğinde gülümsedim.

"Antrenman erken mi bitti?" dedim Talha'ya doğru. Onun da morali bozuk gibiydi. Kafasını sallayarak onayladı. Saatime baktım onlar konuşurken. Bu kadar mola yeterdi. Odamda yapacak işlerim vardı. "Ben odadayım. Gelmek isterseniz beklerim." dedim kalkerken. "Kahve mi alacaksın?" diye yükseldi Talha aniden. Evet, dedim şaşkın şaşkın. "Alma bu sefer." dediğinde kaşlarımı çattım. "Neden?" dedim.

"Kahve makinesi bozulmuş. Ablalar vermiyor." dediğinde yüzümü astım. Bugün sadece bir kez içmiştim. "Olmadı bu. Neyi bozulmuş?" dedim.

"Bozulmuş işte kızım. Sorgulama da odana git." dedi Talha. Masanın üzerinde ki peçeteliği ona atmıştım. Anında kahkaha atmıştı. "Hadi odana, hadi." dediğinde atacak başka bir şey aradım ama bulamadım. "Pislik." deyip odama doğru yürüdüm.

Koridorda karşılaştığım bedenle gülümsedim. Ama o beni görmemişti. Ya da görmezlikten gelerek yanımdan geçip gitmişti. Salak mı be bu? "Aptal" diye mırıldandım.

Odama girip kapıyı kapattım sertçe. İbrahim abinin masasındaki dosyaları kendi masama taşırken, masanın üzerinde gördüğüm paketle duraksadım. Dosyaları kenara bırakıp pakete yöneldim. İçinde çeşit çeşit çikolata vardı. Hemen yanında da her zaman içtiğim kahvem. Ağırlıklı olarak Godiva olan poşeti elime aldığımda birkaç gün önceki konuşma geldi aklıma.

"Ben her geldiğimde çay, kahve bir şey getiriyordum. Nerede kahvem, çikolatam?" dedim. "Eşeklik ettik ya. Kusura bakma. Bir dahakine ful ekip, Godiva paketleriyle geliriz." dedi Emirhan. Diğerleri gülerken ben ona kilitlenmiştim.

Şaka yapıyor olmalıydı. Ben onu espri amacıyla demiştim. Telefonumun titremesiyle arka cebimden çıkardım.

Emirhan Topçu:
Aptal mı
Çok ayıp

Ela:
Çayını al odama gel
Bekliyorum

Mesajıma görüldü attığında geldiğini anlamıştım. Birkaç dakika sonra kapı tıklatıldı. Gel, komutu verdiğim gibi içeri girmişti. Yüzü güzel, ifadesi mutluydu. Onu böyle görmek hoşuma gitmişti.

"Hoşgeldin." dedim yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum. Kupasını masama bıraktı. "Naber?" dedi o da gülerek. "İyidir. Senden naber?" dedim ben de. Neden bu kadar salak gibi konuşuyorduk bilmiyorum.

"İyi." dedi sadece. Sepetimi ona uzattım. "İster misin? Gizli bir hayranım var galiba. Çikolata kahve getirmiş. Sonra da kaçmış." dedim bilmezlikten gelerek. "Erkek adam kimseden kaçmaz kızım. Şartlar onu gerektirdi." dediğinde kahkaha attım. O da gülmüştü kendi tepkisine.

"Şaka bir yana baban nasıl oldu?" dedim. "Eskiye döndü. Daha az yorulmaya çalışıyor. Bir de dikkatli besleniyor. Yani kendi öyle diyor en azından." dediğinde güldüm. Daha tanışma fırsatımız olmamıştı kendisiyle ama Emirhan'ın anlattıklarına göre çok komik bir adamdı.

Shorty |Emirhan Topçu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin