Mitomani

5 3 0
                                    

- Şey artık konuşabilir miyiz acaba ?

Kesinlikle çevre kontrolü yapıyordu. Yarım saatten fazladır etrafı süzmesini başka olumsuz şeylere yorumlamak istemiyorum. Şanslı olduğumu artık biliyorum. Beni gördüğü için gözlerinin aşkla yudum yudum dolduğunu düşünüyorum. Fakat o daha çok kimsenin duymasını istemediği şeyleri söylemek için sanki doğru saniyeyi bekliyor.

Aramızdaki mesafe sanki bizi ayırmak için sürekli artan bir sayı. Kurdu yüzeye çıkmak ile çıkmamak arasında kalıyor.
- Lycan kralı Gabriel'in bana verdiği görevi yerine getirmekten daha büyük hedeflerim olamaz.
Bu cümlenin anlamı eş istemiyor demek. Bunları bana söylemesi için etrafı süzmesi yersiz. Niye sanki başka sırlar var gibi hissediyorum.
- Ama ben senin eşin oluyorum. Kurtlar sebepsiz yere eş bağından kaçmaz. İkimizi Tanrıça bir araya getirmek istedi.
Başını sallıyor ve beni onaylıyor.
- Evet. Seninle eş olduğumuz doğru. Fakat lycan kralı güçlerini bana aktaracak olduğunu bugün herkesin arasında söyledi. Artık lycan ırkına mensup bir savaşçı oldum. Damarlarımda akan kan inanılmaz.

Gözyaşlarım gözümü yakarken eşim kesilmiş olan avucunu gösteriyor büyük gururla.
- Kral bana kanından bir parça sundu. Lycan olarak doğmadan beni kabullendi. Onun için seni benimle buradan götürmem söz konusu olamaz.
Güç için sevgilisinden ancak aşağılık bir kurt vazgeçmiş olurdu.
Ağladığımı görsün istemiyorum. Çöp torbalarını ve eldivenimi alıyorum. Sırtımı ona dönüyorum. Her karanlık yıldıza aşıktır. Güneş, doğduğu gökyüzüne sevdalı büyür. Gemilerin tek aşkı limanda bulunan fenerdir. Işığınız yoksa gözlerinizin bebekleri yeter.

Eğer benim kaderim siyahta kaybolmak ise bu defa kabul etmiyorum. Asla olmayacak. Mitomani veya başka hastalık benim beyazıma dokunmayacak.
- Anlıyorum. Hedefinizin ayak bağı olan bir eş size ekstra yük demektir. Ama kuşkusuz lycan kralı size istediğiniz kriterlere sahip eşte bulacaktır. Filmlerde boşul boşul boşul sahnesi vardır. Yavaş yavaş artık sizi istemediğimi anlıyorum. Tanrıça'nın seçtiği sıradan birisin.
İlk defa konuşmuş olduğum yalan yüreğimi toz buz ediyor. Bıçak sanki kalbimin orta yerinde dimdik ayakta. Eşim biraz daha konuşur ise asla kapanmayan yaralarım beni götürecek başka diyara.

Gitmesini istiyorum. Salyangoz Sürüsü beni istemediğinden dolayı beyaz atlı prensimin bambaşka olacağını düşünmüştüm. At beyaz ama prensim salak çıktı. Gücümü babamdan alan alfa kanım kurt formuna dönüşüp boğazını parçalamak istediği için süzülen gözyaşım eldivene damlıyor. Damlaması iyi. Kurdum yüzeye çıkmak yerine insan şeklinde kalmayı isteyecek. Acılara direnen bana terk edilmek koymamalı. Eray gitmeden önce son sözünü söylüyor.
- Eşim olduğunu kimseye söylemeyi düşünme. Yoksa lycan olarak ilk kurbanım sen olursun.

Babamın beni sevmediğini biliyorum. Ama kızının ölüm tehditlerine boyun eğmesi onu çok agresif bir alfaya dönüştürür. Ya da dönüştürmez. Evin yolunu nihayet buluyorum. Akşam çöküyor. Yemek sonrası başarısız olacak planım için hazırlık yapıyorum. Eğer beta kurtların nöbet saatlerini tam ayarlar isem sürüden çıkarım. Gece nöbette olan betalar iki saat sonra uyumaya gelecek. Yerlerine başka beta kurtlar binadan çıkıp gidecek. Rutin kaçış planımı bozan detay ise gümüş teller. Haydut kurtları uzak tutmak için babam tel aldı. Fazla yüksek olmayan tellerden atlarken ayağım takılır ise yara alırım. Alarm çalar. Babam beni gördüğünde hapis eder. Telleri kesmek için makas var.

Annemde sadece deponun anahtarı var. Anahtarı çalmak için hızlı davrandım. Yemek sırasında onu aldım. Ama yerine koymak için salona dönmem şart. Depoyu gören binada lycan kralı Gabriel ve adamları yatıyor. Babam, kurtlara tüm gece nöbet tutmasını söyledi. Yemekhaneden kahve alacaklarını bildiğim kurtlar için uyku ilacı sürprizim hazır. Esneyen ama bir türlü uyumayan kurtları pencereden görüyorum. Kral ve ekibinin ışıkları kapandı.
Yaklaşık bir saatin sonunda depodan makası alıyorum. Anahtarı bırakıp doğru tellere koşuyorum. Ama geç kalıyorum. Yeni beta kurtlar çoktan ateşin etrafında toplanmış şekilde oturuyor.

Geri dönmek zorunda kalınca tereddüt etmeden misafirhanenin arkasında bulunan telleri makasla kesiyorum. Babamın zayıf oldu teller dediği yerden geçiyorum. Gümüş tellere dokunmamam lazım. Makası beraberinde götürüyorum. Çıktığım telleri makasla tekrar sıkıştırıp gecenin büyüsüne doğru yürüyorum. İnsan önünü görmeden koşar ise kaçtığına perişan olur.

Sürüden kaçar kaçmaz makası ormana saklamayı düşünüyorum. Böylece geri döner isem bana yardımcı olacaktır. Ormana adım atar atmaz kurt forumda bulunan babamın sağ kolu olan beta Guard ile burun buruna geliyorum.
- Mitomani. Seni bugün lycan kralı Gabriel'in kanını verdiği kurt adamla birlikte gördüm.

Kurt adamların kulakları iyi duyduğu için umuyorum ki tüm konuşma deşifre olmamış olsun. Fakat o cevabımı vermeden sırrımı ifşa ediyor.
- Eşini bulduğunu babana söylemedim. Karşılığında oğlum ile evleneceksin. Eşin seni istemiyor. Oğlum, alfanın kızı ile evlenir ise güçlenip sürüyü yönetme hakkını elime alırım.
Beta Guard kabul edeceğimi düşünüyor. Fakat ben yalancı bir dişi kurt isem avıma şöhret yetkisi tanımış olmaktan sadece zevk alacağım.
- Beta çok haklısın. Oğlun ile evleneceğim. Babam bana kötü davranıyor. İster isen sürüye birlikte dönebiliriz. Saat geç ama oğlun boynumu ısırır ise onun eşi olduğumu babam kabul eder.

Beta Guard inanıyor ve insan formuna dönüşüyor. Dönüşümü tam bittiğinde makası başına vuruyorum. Böyle kolay bir ölüm görmemiştim. Beta Guard aldığı darbe ile yere yığılıp kaldı. Az önce kendi sürümden birinin canını aldım. Başından akan kanın kokusu civarda bulunan tüm kurtları başıma toplayacak. Eğilip suç aletim olan makasla toprağı kazımak istiyorum. Ama başına toprak attıkça kan daha fazla akıyor. Gece olmasına rağmen akan kan neredeyse ayakkabıma bulaşıyor.

Başka çare beta Guard'ın cansız bedeni bana bırakmadığı için makası alıp derenin olduğu yöne doğru koşuyorum. Makası yıkıyorum. Ama o sırada nöbet tutan beta kurtların sesi geceyi aydınlığa dönüştürüyor.
- Beta Guard cevap vermiyor ve kan kokusu geliyor sağ taraftan herkes pusuya karşı hazırlıklı olsun.
Eray ile konuşma yaptığımız tarafa doğru gidiyorum. Makasta kan yok ama giysilerime kanı sıçradı elbette. Eve doğru yürüyorum. Her tarafta beta kurtlar ve binaların ışıkları yanıyor.
Kırmızı alarm çalıyor. Kütüphanenin yanındaki ağaç dikkatimi çekiyor. Makası çıkardığım atletimle bağlıyorum ayağıma. Ağacın tepesine tırmanıyorum. Atleti söküp önce makası atıyorum sürünün topraklarına. Sonra boşluğa kendimi bırakıyorum. Ayakkabılarımın içindeki ayaklarım çok acıyor. Ama olduğum yerde ışık az.
Atletin içine makası koyup evimin yolunu tutuyorum. Alfa olan babam çoktan olay yerine gitti. Annem ise insanları sakinleştirmeye gitmiştir. Odam bıraktığım şekliyle duruyor. Kargaşa içinde deponun kapısını açık görüyorum. Depoda ise kimse gözüme çarpmıyor.
Atletin içindeki makası bırakıp gelecektim sadece.
Atletin içinden tam makası bıraktım yerine.
Eray'ın arkadaşı Ace'nin sesi depoda yankılandı.
- Bu saatte genç bir dişinin elinde makas ne arıyor acaba ? Sizi gördüm. Makası alıp sürüden ayrıldınız.
Sakince döndüm.
- Kümeste bulunan tavuklara sansar geliyor. Annem, bekle ve onu öldür dedi bana. Makas, demir kestiği için ağır. Atlet ile makası sakladım. Biliyorsunuz sürü beni dışladı. Sansar gelmedi.
Ace deponun önüne doğru ilerledi.
- Peki, kan nereden üstünüze damladı ?
- O mu ? Akşam yemeğinde annem tavuk yaptı bize. Tavuğu annem kesti. Kanatlarını yondum. O esnada olmuş olabilir.
Ace ise inanmamıştı bana.
- Psikiyatri uzmanı olan Koliko ile görüşmeniz yarın mıydı ? Bu gece gördüklerimi ona anlatacağım.
Koliko'ya sansar öldürmeye mi gittiğimi anlatacaktı ? Yoksa katil olduğumu biliyor muydu ?

PolkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin