Mitomani

1 0 0
                                    

Sadece yedi gün önce Eray beni alt katta bulunan misafirhaneye yerleştirdi. Vukuat ekibinin tüm üyeleri ihtiyacım olan şeyleri temin etmişti. Kahvem vardı. Okumak için kütüphaneden iki koli kitap getirmişti onlar bana.
Tam bir prenses olmuştum sürüde. Kimseyi görmüyor ve Eray'ın iyileşecek olduğuna inandığı bileğime gün içinde daha az bakıyordum.

Eray, gece iki olduğunda odamın kapısını çaldı. Lycan kralı Gabriel'in yanına acilen gitmesi gerektiğini anlattı.
- Eşim olarak arkadaşlarıma seni teslim ediyorum. Peşinde olduğumuz hırsız çetesi batı yönünde görüldü. Ondan dolayı odadan çıkma ve iyileşmeye bakmalısın. Unutma ki artık sürü zarar veremez sana.
Babamın zararı o gittiğinde başlamıştı. Ertesi sabah Halis odaya uğradı. Babamın onları gece nöbetine göndereceğini anlattı.
- Biz erken dönmeye çalışacağız. Baban odaya gelmez ama yine de kapıyı kilitlemelisin.

Babamın gelmeyeceğini biliyordum. Vukuat ekibi gider gitmez odamın penceresinin karşısında beta Simpson gözüme çarptı. On dakika sonra kapıyı çaldı ve açmaz isem kıracak olduğunu söyledi.
- Babanız gönderdi beni hanımefendi. Yemekhanede yemek dağıtmaya geleceksiniz. İyi olduğunuzu biliyoruz. Hem artık ekipte yok. Beslenmesi gereken sürü üyeleri sizi bekliyor.
Yemekhaneye gittiğimde beta Simpson'un benimle geldi. Akşama kadar elimde kepçe çorba dağıtımı yaptım. Kurt adamlar için dolunay daima önemlidir. Sürüde herkes akşama dönüşmenin güzel olacağını söylüyordu birbirine.
Ben ise aşçı bir kıza dönüşüp herkes eğlenirken çorbamı içerdim artık. Yemekhanenin kapanma saati geliyordu. Gece yarısına yarım saat kala sürünün son beta üyeleri sıcak çorba içmeye gelecekti.
Onlara çorba verdim. Misafirhaneye gitmek için önlüğü çıkardım.

Beta Simpson'da kolumu yakaladı.
- Dolunay gecesinde yemekhaneden çıkmayacaksın.
Bıraktığım önlüğü yerinden alıp bana fırlattı.
- Tak önlüğünü. Sürünün bulmadıklarını yıkayacaksın.
Öfkesinin sebebi sadece babamın emri olamaz. Eşim yüzünden böyle.
- Beta Simpson. Öfkeli yüzünüz vukuat ekibinin liderinin karşısında maskeli.
Dişlerini sıkıyor ve benim yanımdan geçiyor.
- Kurt adam patlaması benden görmeyeceksin mitomani. Baban seni sürüsünün içinde istemiyor.
Ama yemekhane kapısının önünde eşimin heybetli duruşunu gördüğünde bana tükürdüğü cümlesi midesine dönüyor.
Zar zor yemekhanenin çıkış kapısına doğru titrek ayaklarla yürüyor.

Beta Simpson'un giyindiği mavi spor ayakkabıların zeminde ses çıkarmadığını görüyorum. Oysa bana bekçilik yaparken oturduğu yerde sürekli ayakkabılarıyla oynuyordu. Eşimden yayılan gücü hissediyor beta. Ve elektrik akımında ölmek istemediğine göre açıklama yapmalı eşime.
- Duyduğunu sanıyorum. Babasının emri. Yoksa misafirhaneden onu çıkartıp iş vermek istemezdim.
Eşimin bakışları beni buluyor. Öfkesinden dudağı titriyor.
- Gümüş kelepçelerin izini taşıyor bilekleri. Ve sen ona iş verdin öyle mi ? Tüm gece bulaşık yıkamasını söyledin. Dolunay gecesinde kurtlar dönüşüp sarmaş dolaş gezer. Tanrıça, yeni yavruların müjdesini verir sürüye. Dişi kurtlar, eşlerini arar. Geceyi onlarla geçirir. Babasının, cinsel hayatına müdahale etmesi normal mi ?

Beta Simpson'un hareketsiz şekilde eşime baktığını görüyorum.
- Salyangoz Sürüsü, dolunay gecesinde dönüşür ama herkes bir arada kalır. Alfa, kızının evden taşınmasına izin verdi. Onu misafirhaneye sizin yanınıza gönderdi. Ama aileden olmak isteyen eğitim için sahada olur. Antreman yapmıyor. Kahve ile kitaplar arasında kalıyor. Dişi kurtlar, sürüde iş bölümüne katılır.
Eşim'in dönüşümü ile birlikte beta Simpson'un kırılan burnunun sesini duyuyorum. Önlüğümü çıkartıyorum. Beta Simpson karşısında lycanlara benzeyen eşimi gördüğünde öksürüyor.
- Yarı lycan yarı insan olman gerekmez miydi ?
- Lycan kralı Gabriel bugün bana kanından bir miktar daha verdiği için tamamen lycanlara benziyorum. Kurdum ise alfa kadar enerji dolu.
Pençelerini eşim çıkartıyor ve beta Simpson'un kurt adama dönüşmesine bakıyorum.
Mini buzluk bizim beta. Eşim ise iki tane üst üste konulmuş buzdolabı sanki.
- Onu yokluğumda çalıştıran herkese ölüm.
Kükreme sesi ile birlikte yemekhanenin kapısından içeriye betalar ve babam geliyor. Ne yazık ki pençesi betanın boynuna geçiyor. Tırnakları ile vücudunu eşim parçalamaya başlıyor. Kan kokusu yüzünden gözlerim kararıyor.
Oluşan kargaşayı zor seçiyorum. Eşimi beta kurtlar tutmaya çalışıyor. Babam ise öldüğüne emin olduğum beta Simpson'un eline dokunuyor.
Beta kurtlardan kurtulup babama doğru pençesi geldiğinde bağırıyorum.
- Yapma. Lütfen babamı öldürme.

Babam önce bana bakıyor ve sonra pençesi havada bekleyen eşime yöneliyor. Acı bir ses tonuyla yerde yatan beta Simpson'un elini bırakıp konuşuyor.
- Yıllarca bana hizmet eden bir adamı kafan esti diye öldürme hakkın yok. Beta Simpson'un kanına karşılık arkadaşlarında birisi ölecek.
Babamın cümlesi eşimi güldürüyor.
- Ölmedin. Çünkü; kızın seni yaşattı. En ağır cezayı kesti babasına. Şimdi kaldırın cesedi ortadan.
İnsan formuna dönüşüp beni kucağına alıyor. Beta Simpson'un kanına basıyor. Babamın yanından oldukça yavaşça ilerliyor. İç çekiyorum. Bulaşıkları yıkamayı tüm gece düşündükçe eşim dışında seçeceğim kalmadı diye gülümsüyorum.

Kucağında olan olayları düşünüyorum. Bakışları beni eşimin bulmuyor. Sürünün üyelerinin bana kötü kız bakışı atmasına sessiz kalıyorum.
- Beta Simpson'u öldürmeyi istedin mi ? Dolunay olduğu için mi öldürdün onu ? Kurdun kontrolü mü kaybetti ?
- Seni üzen herkesi öldürmek istedim. Baban birinci sırada.
Beni arazinin dışına geldiğimizde bırakıyor. Gece gece niye ormana geldik acaba diye düşünüyorum.
Eşim ise yürümeye başlıyor.
- Ormana niye getirdin beni ?
- Baban, beta Simpson'un cesedini mumyalama yapmayacak. Ekip cenazeye katılmak için sürüye dönüyor. Vukuat ekibi sürüde ise bize vakit kalsın istedim.
Bize mi dedi az önce. Yoksa yanlış mı duydum diye düşünüyordum. Eşim, döndü geriye.
- Artık yürür müsün ? Hoşuna gideceğini düşünüyorum.
Eşim elimi tutuyor. Beni yabani otların arasından geçiriyor. Arazinin tamamen dışında kalan yolda park edilmiş siyah arabayı görüyorum. Eşim cebinden anahtar çıkartıyor.
- Atla. Dolunay gecesini gerçekten kutlamayı bilenlerin arasına gideceğiz. Halis, rezervasyon yaptırdı bize.
Arabaya biner binmez eşim bana gri bir paket uzatıyor.
- Sana dolunay gecesi için elbise, ayakkabı ve makyaj seti aldım. Partiye gitmeden önce giysilerimizi değiştirmek için otele uğraşacağız.
Bir saatlik araba yolculuğunun sonunda otelin önüne eşim park ediyor arabayı. Bize ayrılmış olan otelin C bölümüne gidiyoruz. İki numaralı kapıdan içeriye giriyoruz. Yatağın üstünde takım elbise var.
- Takım elbisemi giyinip birazdan seni almaya geleceğim. Hazırlanman için on dakika veriyorum.
- Olmaz. Yarım saat istiyorum.
Eşim gülümseyip odadan çıkıyor. Duş alıyorum önce. Ardından elbiseyi giyinip saçıma havluyu sarıyorum. Saç kurutma makinesi bulamayınca mecburen saçımı topuz yapıyorum. Bana aldığı kırmızı elbiseyi giyiniyorum. Sırt dekoltesi beni biraz rahatsız ediyor. Çünkü; sanki dekolte yüzünden ön tarafta bulunan göğüslerim açılacak. Üstüme tam oturmadı diye eşime haber vermek için odanın kapısını açıyorum. Siyah takım elbise içinde bana bakan eşimi görüyorum. Gülümseyip elbisemi inceliyor.
- Sana biraz bol mu oldu elbise ?
- Evet. Değiştirme şansımız var mı ?
Eşim, giyindiği ceketini çıkartıp bana veriyor.
- Katılacağımız partiye herkes davetli. Ondan dolayı eşimi bir alfa alıp gitsin istemiyorum. Haydut kurtlar yine orada olacaktır. Ceketimi üstünden çıkartma.
Arabaya biniyoruz ve otele on dakika uzaklıkta olan bir villanın önünde duruyoruz. Eşim, arabadan inen bana elini uzatıyor. Villanın girişinde iki kurt adam bizden bilet istiyor. Eşim cebinden biletleri çıkartıyor. İyi eğlenceler dileyen kurt adamları geçiyoruz. Villadan garsonlar çıkıyor.
Her masada bir numara olduğunu görüyorum. Yaşlı bir garson bize doğru geliyor.
- Masa numaranızı öğrenebilir miyim ?
Eşim ona cebinden çıkardığı yuvarlak bir madeni para gösteriyor.
- Çok özür dilerim efendim. Orman sizleri bekliyor.
Ormana doğru ilerleyen basamaklar var. Onlarda yine rakamlar olunca soruyorum.
- Neden masalarda numara vardı?
- Biletleri alan kişilerin oturacağı yeri işaret ediyor numaralar.
Bastığımız rakamları ayakkabı ile gösteriyorum.
- Peki bunlar ne anlama geliyor ?
- Ziyaretçiler az ötesine geçemez. Madeni parası olanlar ise ormanda takılacak. Kurdunuz on dönümlük arazide koşabilir bu gece benimle.

PolkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin