Merhabaaaağ ❤
Pamuk parmaklar yıldıza efenim😇
KEYİFLİ OKUMALAR!
🌹🌹🌹
Yeni günün ilk ışıkları Hancıoğlu konağını aydınlatırken, Narin, gece boyunca dönüp durmanın yorgunluğunu üzerinden atamıyor, kendine gelmekte güçlük çekiyordu. Uyuyamamıştı. Uyuyamadığı gibi Ferman Bey asabını ciddi anlamda bozmuştu ve iki gramlık uykusu da kaçıp gitmişti. Bacağı da ağrımıştı zaten. Tüm hırsıyla yeni günü karşılayan genç kadın üzerindeki kaliteli kumaştan yapılmış pikeyi hırsla itekledi.
"Kuduruk," dedi uzandığı yerden kalkmaya çalışırken. "Neymiş? Bekleyenin var mıymış? Sana neydi yahu? Sana neydi! Attırdın tepemin tasını, uyuyamadım da. Dön babam dön, dön babam dön!" Bacağına destek vererek yataktan aşağıya sarkıtırken çalan kapıyla bakışlarını kaldırdı.
"Narin abla, uyandın mı?"
"Hiç uyudun mu diye sor hele," diye mırıldanan Narin, kapının ardında bekleyen Berfin'in duyabileceği ses tonuyla, "Gel gel," dedi. "Uyandım."
Berfin kapıyı hafifçe aralayıp eşikten başını uzatırken gülümsüyordu fakat Narin'in somurtan suratını görmek dudaklarındaki kıvrımı aniden yok etmişti. Aralık tuttuğu kapıyı tamamen açıp odaya girdiğinde, panikle, yatakta oturan genç kadına doğru ilerledi. "Narin abla, iyi misin? Gözlerin kan çanağı. Ağrın mı oldu gece? Ya ben sana demedim mi, ağrın olursa, uyuyamazsan seslen bana diye? Of! Tüm gece döndün durdun değil mi ağrıdan?" Peş peşe sıraladığı soruları dinleyen Narin gözlerini kocaman açıp, "Hele bir dur," dedi yeni bir soru tufanına daha yakalanmaktan korkarak. "Kız az bi motorun soğusun. Taramalıya bağladın iki saniyede. Az nefeslen."
Berfin kıkırdamasına engel olamazken, "Panikleyince çeneme hâkim olamıyorum," dedi sevimli bir bakış atarak. "Kusura bakma lütfen."
Narin, giyindiği geceliğin eteklerini aşağıya doğru çekiştirip açıkta kalan baldırlarını kapatırken, "Benlik bir kusur yokta," dedi muzipçe. "İlerle kocan olacak adama acımadım değil hani. Velev ki kavgaya tutuşsanız adam sana yetişemez ula. O bir söylerken sen çoktan onuncu lafı bitirmiş olursun. Allah kolaylık versin herife vallahi." Genç kadın kendi söylediğine kendi gülerken kaçamak bakışlarla Berfin'i izledi. Az önce ki keyfinin tamamen yok olduğunu görmek dilini ısırmasına sebep olurken, "Hah yine tutamadın o çeneni! Kim bilir hangi lafına alındı kızcağız." içinden içinden söylenmekle meşguldü.
Durumu toparlamak için, "Kız ballı lokma," dedi Narin sevecen bir ses tonuyla. "Ettiğim kelamlara mı darıldın? Niye asıldı muncurların? Hem kelin merhemi olsa ilk kendi kafasına sürermiş. Benim çenem var ya çenem, evlerden ırak. Bu çeneyle başıma gelmeyen kalmadı bizim oralarda."
Berfin, Narin'e baktı. "Muncur ne demek?"
Gülümsedi Narin. "Surat demek." İpek gibi yumuşak saçlarını okşadı genç kızın. "O hekim bey için mi sönüyor gözlerindeki pırıltılar yoksa?"
Berfin'in gözleri kocaman açılırken oturduğu yerde kıpırdandı. "Hekim mi? Ne hekimi, hangi hekim? Niye hekim yüzünden gözlerimin parıltısı kaybolsun ki? Niye hekim yüzünden olsun yani?" Panikle sıraladığı cümleler Berfin'i daha açık ederken Narin dudaklarındaki kıvrıma engel olamadı. Daha fazla onu utandırmak istemediği için kendisi konuyu açana kadar bir şey söylememeye karar verdi.
"Tamam. Bir şey demedim say."
Berfin yenilmişlikle omuzlarını düşürürken bakışlarını kucağında birleştirdiği ellerine indirdi. "Nereden anladın?" diye sordu, utançla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL GÜZELİ
ChickLitDönem hikâyesidir. 🌹 Bir köprüde iki inatçı keçi. Biri Çamlıhemşin yaylalarının Laz kızı Narin, diğeri Çukurova'nın güzide Bey'i Ferman. 🌹 Narin, teyzekızının yapacağı doğum için hiç bilmediği Çukurova'ya gittiğinde bir anda kendini içinde buld...