6. bölüm

24 3 85
                                    

Hello kukilerim!!!

Nasılsınız?

Bu gün çok normal bir başlangıc yapcam

what? Dediğinizi duyar gibiyim...:)

Neyseeee hadi başlıyalım....

Uzun zaman sonra normal biri gibi uyumuş ve sabah alarmla kalkmıştım. Aslında okulun olmamasına rağmen alarm kurmak çok normal değilde neyse...

Yerimden artık rahatça kalka biliyordum. Ayağımdaki hafif bir çatlakdı ve çabuk iğileşmişti...

Yerimden kalpıp tuvaletdeki işlerimi hall etdim. Bu gün içimdeki ses her şeyin daha iyi olacağını diyordu...

Umarım öyle olurdu:)

Aşağı iniyordum. Karşıma Beratın çıkmasıyla ona "Günaydın" dedim. Ama sanki ona gün aymamış gibiydi. Çünki, gördüğüm kadarıyla gece uyumamış gibiydi...

Ona bakmağı kesip aşağıya inmeğe devam etdim. Bu gün fışarıya çıkacakdım. Artık bu depresif halimden kurtulmam lazımdı yaklaşık 3 haftadır ki, evdeydim. Sadece bahçeye çıkıyordum. O da akşamdan akşama...

Ama bu 3 hafta içerisinde, Sisu hanım bana çok yardımcı olmuştu. Hakkını yiyemezdim...

(Açıklama: Babamız hakkında yazmak bana çok zor geliyor. Kafamda ilgili bir baba oluşturamıyorum çok üzgünüm )

Selim beyse, sert mizacına eağmen odama tez-tez uğruyordu. Abi takımıylada normal bir ilişkimiz vardı. Ama resmi bir şekilde sadece Mahiyle Yiğidi  kabul etmiştim...

Bu işi sonraya burakmıştım. Çünki, normalda asla vermiyeceğim kararları vere vilecek bir evredeydim ve şu aralar ihanete uğramak isteyeceğim en son şey bile değildi...

Şu dönemimde kabul etdiğim Mahi, Yiğit ve Polatdan bana karşı ihanet geleceğini düşünmüyorum. Umarım düşencelerim beni yanıltmaz...

Bu gün Nazlıyla buluşacağız. Dün Büşra nineyi aradım ve Nazlınında günlerdir benden farklı olmadığını öğrendim. Nazlıya yazdığımdaysa resmen mesajlardan bile onun sesini duyuyordum...

Bu yazıların sesi vardı resmen...

O kadar özlemiştimki tüm sınıfın dedikodusu etdiğimiz o günleri...

Belkide artık normele dönmem lazımdı...

Aşağıya ulaşdığımda düşüncelerimi bur kenara itip, Sisu hanım ve Selim beye günaydın deyip, tek boş yer olan Kaanla Mahinin arasına oturdum...

Kaanın kötü biri olduğunu asla idda etmiyorum. Benim travmalırımdan haberi yoktu sonuçta. Çok şeydün haberleri yoktu. Onlara çok şeyi söylemeliydim. Ama şimdi değil...

İlk günde şimdi değil dedin, 2 ci hafta da şimdi değil  dedin, yine şimdi değil diyorsun. Ya zamana karşı kayp edersen?

Bilmiyorum... ama kendimi hazır hiss etmiyorum...

Yimek her kesin bana günaydın demesiyle sessiz geçiyordu. Taa ki, Yiğidin odasından gelen sesi duyana kadar...

Yiğidin odasından gelrn cam sesiyle, hemen yerimden mermi gibi fırladım...

Kayp etme korkusu...

Sevdiğini, zamana karşı kayp etme...

Yiğidin odası 3 cü katda olmasına bakmayarak o kadar hızlı çıkmıştım ki, nasıl çıktığım bike aklımda değil. Odanın kapısı açıktı ve karşımda eli kanayan ve kanayan eline bakan iki çökük gözlü yıkılmış birini görmeği beklemiyordum....

Onlarsız...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin