Bölüm 8

189 15 2
                                    

(bölüm parçası: christina perri-burning gold)

Ne zamandan buyana ben buydum? Ne yapıyordum? Durdurulmazsam neler yapacaktım?

Sevebilir miydim? Sevilebilir miydim?

İyileşebilir miydim?

...

Kafam çok karışıktı. İyiyle kötü birbirine girmişti. Kime güvenmem gerektiğini zaten bilmiyordum. Yeniye alışamadığım Gibi

eskisinde yokluğumun hissedildiğini hiç zannetmiyordum. Kafam patlayacak gibi olduğunda içkimden daha büyük bir yudum aldım. Salonun dışarıdaki geceye açılan balkonunda elimde bir şarap şişesiyle unutmayı planlıyordum ama sanki hiçbir etkisi yoktu. Sadece şarabın tatlı aromatik tadını alabiliyordum. Canavarım unutmamı bile engelliyordu artık. Artık unutamıyordum. İtekleyemiyordum. Unutamıyordum. Artık derin acı sonsuza kadar benimdi. Bu beden her şeyi öyle kolay kolay unutmak için tasarlanmamıştı. Sanki acımı körüklemek, beynimi tuz buz etmek için anıları taze tutmak gibi bir özelliği vardı.

İstemiyordum. Bu bedeni de hatıraları da acıları da istemiyordum. Yüzüme bakarak yalan söyleyen dostları, beni sevmek için yaratılmış ama bunu bir türlü beceremeyen ailemi de istemiyordum.

Sadece ölmek istiyordum. Bitsin istiyordum. İnsanken yeterince kötüydü. Bana umut veren sınırlı ve diğer etkenlerin de yardımıyla kısaltılabilecek sonlanacak ömrümdü. Şimdi nasıl yaşardım?

Yere oturdum ve dizlerimi kendime çekerek yavaş yavaş sallandım. Rüzgar hafif hafif esiyordu. Göz yaşlarımı götürmek istercesine gözlerimin hemen altını gıdıklıyordu. Ağlıyordum. Bu okula geldiğimden beri ilk defa ağlıyordum. En son ne zaman ağladım bilmiyordum ama şu an sadece damlalar kendiliğinden akarak zemini ıslatıyordu. Ağlamak rahatlatıcıydı. Çünkü elimde başka hiçbir şey yoktu. Ne hesap soracak biri ne yardım edecek biri yoktu. Sadece elimden gelen tuzlu ılık göz yaşları yapmaktı. Elimden gelen sadece ama sadece buydu. Çocukluğumdan beri hep bir kurtarıcı beklemiştim. Herkes beklemiştir. Bende bekledim. Ama hiç gerçekleşmedi. Masallara bile inanmıştım bir ara... hiç kızı kurtarmaya gelen olmadı, hem de hiç... tesadüfler sadece trajikomik aşk hikayelerindeydi, son anda elinizi tutacak kimse çıkmıyordu gerçek hayatta.

Gerçek hayatta sadece acı vardı. Aşk yada sevgi yoktu.

Sadece buna inandıran yalanlar ve yalancılar vardı.

Tam pes ettiğinizde uçurumdan aşağı baktığınızda elinizi kimse tutmuyordu.

Biri tam zamanında gelip her şeyiniz olmuyordu.

Kötüler iyi çıkmıyor, iyiler bile kötü çıkabiliyordu.

Gerçekti bunların hepsi. Gerçek acı demekti. Eğer acıyı hissediyorsanız gerçek demekti. Gerçek hayatta ise sadece mutlu sonları kendiniz yazarsınız. Sadece siz mümkün kılabilirsiniz.

Kafamı hafifçe kaldırdım. Sığındığım yerden... bu gerçekti. Belki unicornların çişi gök kuşağı renginde değildi ama bu gerçekten gerçekti. Acıtıyordu, kırıyordu çünkü gerçekti.

Ve sadece ben, beni kurtarabilirdim.

7܊)|ٷ

cadı kanından bir vampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin