Bölüm 3

381 25 1
                                    

(playlist-imagine dragons-monster, skillet-monster)

Gözlerim hiç bu kadar iyi görmemişti,hiç bu kadar iyi koku almamış hiç bu kadar duyguları hisleri aşırı dozda hissetmemiştim. Gözlerim her ayrıntıyı yakalıyor gibiydi. Reflekslerim mükemmeldi. Ben yaşayan bir ölüm makinesiydim. Harika tasarlanmış bir vahşi, bir canavardım.

Kafamda ki sorular uçmuş gibiydi. Gereksiz insanları, duyguları beynimden atmış gibiydim. Zaaflarım kalmamış, her şeye hazırdım. Sadece kendini memnun etmeyi düşünen, mükemmellikten başka her şeye kapalı, bencil bir canavardım. Dünyam tersine dönmüştü sanki... kendi mükemmel evrenimin üzerine danteller örtüp, kapılarını kilitleyip örümcek ağları ve toz tutmaya bırakmıştım adeta... etrafım gözlerimi açtığım günden bu güne kadar hiç bu kadar kalabalık olmamıştı. O etrafımdaki insanlara eskiden verdiğim değerin binde birini vermiyordum. Neredeyse hiçbirinin adını bilmiyor, bundan ise ne bir utanç nede kötü bir his çıkarıyordum. Etrafım değer vermediğim,vazgeçmekte hiç zorlanmayacağım bedenlerle çevriliydi.

Dönüştüğüm şey kesinlikle saf bencildi.

...

Son dersten çıkmak çok kolay ve bir o kadarda zor olmuştu. Uyumak zorunda kalmayınca boş zamanınız o kadar oluyordu ki, kitapların pek çoğunu bitirmiştim, dizilerin pek çoğu da bitmişti. Yalnızlığım hiç bu kadar zor gelmemişti. Kendimle yalnız kalmak, boş kalmak istemiyordum. Deri sırt çantamın içindeki mataramı almak için durdum koridorda. Metal fermuar açılırkenki en küçük sesler bile çok netti. Elimle matarayı kavradığımda, başka birinin varlığını hissettim çok yakınımda... havayı içime çektiğimde, bu oydu...

Başımı kaldırıp ona bakamadım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Her zaman el altında bir plan olan plan-B yi seçtim. Yüzüme kendini beğenmiş bir gülümseme yerleştir, umursama, onun bir hiçmiş gibi hissetmesi için elinden geleni yap.

Başımı hafifçe kaldırıp, mataramı tepeme diktim. Kan-tuz-pas-zevk. Gözlerim ve yüzüm alay aynı zamanda umursamazlık içermeliydi. Gözlerimi hafifçe kısarak ona baktım. Gözleri tam gözlerime odaklanmıştı. Üzerine giydiği şeydeki kurukafaya odaklanmaya çalıştım.

"bir şey mi var?"

Cevap vermedi. Uzun süre beklemekten ve sessizlikten bu kadar hoşlanan başka kim olabilirdi? Gözlerine baktım. Sıfır duygu. Sıfır zaaf.

"evet, bir partiye davetlisin."

"ne partisi?"

"vampirliğe geçişin için, senin için"

"kim yapıyor bunu?"

Arkasını döndü. Üç adım attı. Durdu. Başını hafif yana çevirdi.

"ben."

cadı kanından bir vampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin