Bölüm 4

343 18 7
                                    

(okurken dinleseniz güzel olur...

Yüz yüzeyken konuşuruz-adam)

Ben... bu onun dilinde her anlama gelebilirdi. Her şeyi ima edebilirdi. Şaka bile yapıyor olabilirdi. 17 yıllık hayatımda bu kadar tahmin edilemez davranan bir sonra ki adımını çözemediğim kimse olmamıştı. Uzaklaşmadan yakalamak için arkasından koştum. Sormalı mıydım? Ne cevap vereceği o kadar belirsizdi ki. Beni utandırabilir, üzebilir yada hayal kırıklığına uğratabilirdi. Elena olsa şimdi risk al, derdi. Elenayı dönüşüm geçirdiğimden beri hiç görmemiştim. Aslında yanından ayrıldığımı da hatırlamıyordum ve umurumda bile değildi. Cesaretimi topladım.

"hey! Dur. Sana bir şeyler sormam lazım."

Durdu, ultra yavaş bir şekilde arkasını döndü. Dudaklarını araladı.

"evet, seni dinliyorum?"

İlk defa bu kadar "normal" bir tepki vermişti. İlk defa... ki, bu da ne demem konusunda beni daha kötü durumda bırakmıştı.

"neden benim için bir parti düzenliyorsun ki?"

"senin için mi? Kendini o kadar üstlerde görme kızım. Ben sadece yaptığım bir yanlışın bedelini ödemek zorundayım. Sen benim için hiç önemli değilsin."

"kendimi önemli gördüğüm falan yok. Senin yaptığın şeylerden ne çıkarmam gerekirdi Einstein? Egolarını ben konuşurken sustur. Sana bir şey daha sormam gerek. Beni nasıl ve nerden kurtardın?"

"bunu bilmemen daha iyi olur. Ve partiye katıl. Düzgün bir şey giy. Elbise falan. Elbisen yoksa halledebilirim."

"hayır, gerek yok. Şimdi sen ondan da başka anlamlar çıkarabilirsin?"

"biliyor musun, sevgilimmiş gibi trip yaptığında keşke kurtarmasaymışım diyorum. Hatta kendim bizzat öldürseymişim seni."

Bu kadar yıkıcı ve umursamaz konuşmayı nasıl beceriyordu. Yapacağı ve yapabileceği şeyleri büyük bir soğuk kanlılıkla tehlikeli bir tatlılıkta söylüyordu.

"bu arada. Seni ben dönüştürdüğüm için bana bir tür bağlılığın oluşmuş olabilir, onun için uyarıyorum seni. Benim yanımdayken zayıfsın. Ne düşündüğünü rahatlıkla okuyabiliyorum. Merak etme genelde okumamaya çalışıyorum. Rahatsız edici şeyler düşünüyorsun."

Düşüncelerimi mi okuyabiliyordu? Ve rahatsız edici buluyordu. İşte bu kalbimi paramparça etmişti.

Elbise konusunda ise umutsuz vakaydım. Şık bir şeyler bulmalıydım.

"iyi. Tamam."

Bulunduğumuz yerden hızlı adımlarla uzaklaştım. Gerçekten insanı nasıl harabe haline getireceğini biliyordu.

Odama kadar resmen maraton koşmuştum. Anahtarı deliğine sokmakta zorlanmam ise neredeyse dakikamı almıştı.

Çantamı yere attığım gibi üstümdekileri banyodaki çamaşır makinesine doldurdum. Artık soğuk su beni üşütmese de sıcak suyu haşlayıcıya getirdim. 5 dakika sürmeyen kısa duşumdan sonra havluya sarınıp gardırobumun karşısına geçtim. Şık şeylerin sayısı azdı. daha önce hiç giymediğim bir vitrinde görüp beğendiğim uzun elbise aklıma geldi. Annem ilk gördüğünde şapkanı da kafana geçir tam bir cadı oldun demişti.

Uzun siyah-kırmızı elbise sade ama şıktı. Uzun kolları ve yerde sünen hafif uzun bir kuyruğu vardı. İşlemesi ağ şeklindeydi. Kırmızı astar ve kurdeleler eşsiz hala getiriyordu. Üzerime geçirdim ve bin bir zorlukla fermuarını çekebildim. Saçlarım çok düz kalmıştı. Saç fırçamı alıp hafif kabarttım. Maşa ile hafif dalgalar verdim ucuna. Hobi olarak yaptığım lana del rey tarzı siyah plastik güllerden bir tacım vardı. Onu da başımda sabitledikten sonra ayna da kendime baktım. Aşırı mı olmuştum. Belki biraz. Ama ona karşı ve özellikle belirttiği halde zombiyim ben kılığımla gidemezdim. Dilini yutmalıydı.

Gözlerime kalın bir eyelenar (?)

Çektim. Hafif bir rimel ve koyu kırmızı azcık da bordoya kaçan ruj ile kesinlikle tamamdım.

Daha çok vakit vardı. Elime Harry potter'in 7. ve son kitabı ölüm yadigarlarını aldım ve okumaya başladım.

4

cadı kanından bir vampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin