3.Bölüm - Kulübe -

50 21 33
                                    

Bir mafya malikânesinin tuvaletinden hiçbir yere kaçılamayacağını hepimiz biliyoruz bu yüzden Luna bu seçeneği düşünmemişti bile. Tuvaletteki dolaplarda işine yarayacağı bir şeyler var mı diye bakındı. Buraya tuvaleti olduğundan gelmemişti. Çok fazla zaman geçmeden buradan kurtulmak istiyordu. Daha önce bir mafyadan kaçabilmiş olsada bu kadar büyük malikânede biraz zaman alabilirdi. Üstelik bütün ordusu buradaydı. Kaçabilmesi imkansız gibi gözüksede Luna için imkansız diye bir şey yoktu. Fırsatlarına sonuna kadar değerlendirmeye çalışıyordu.

Lavobonun altındaki dolapta bir makas buldu. Makasın ucu keskin duruyordu. İyi işe yarayabilirdi. Luna, makası pantolonunun iç cebine koydu. Biraz daha bakındı fakat işine yarayacağı başka bir şey yoktu. Dolabın kapağını kapattı. Ses olsun diye sifonu çekti. Ellerini yıkadı ve çıkmak için kapı kolunu indirdi. Adam Luna'yı gördüğü gibi kolundan tutup kendine çekti. Arkasından da kapıyı kapadı. Birlikte ilerlemeye başladılar. İkisinin arasındaki soğukluk kutuplarda bile yoktu. Adam yine kolunu sert tutuyordu. Luna cebindeki makası ona saplamamak için kendisini zor tutuyordu.

Odaya varmışlardı. Kapıyı açtıklarında karşılarında Jack ve adamları duruyordu. Jack koltukta arkasına yaslanarak oturuyordu. Bir ayağını diğerinin üstüne koymuştu. Jack, duvara bakan gözlerini Luna'nın yanındaki adamına çevirdi. Luna'yı tuvalete götüren adamın gözleri açıldı. "Özür dilerim Jack bey, tuvaleti geldiğini söylemişti". Her ne kadar korksada asilliğini korumaya çalışıyordu fakat sesinin titremesinden korktuğu belli oluyordu. Anlaşılan Jack pek de iyi davranmıyordu. Bir mafya babasından adamlarına iyi davranması zor ihtimaldi zaten...

Jack, gözleri ile adama, Luna'yı sandalyeye oturtması için işaret etti. Luna, Jack'in karşısındaki sandalyeye oturuyordu. Jack ise odadaki koltuğa oturuyordu ve yanındaki iki tane adam da ayakta duruyordu. Luna'nın yanında da kolunu sert tutan adam vardı ve o da ayakta duruyodu. Jack, kumaş pantolonunun cebinden bir şey çıkardı ve elindekini gösterdi. "Şifreni söyle". Elindeki Luna'nın telefonuydu. Luna istemesede şifresini söylemek zorunda kaldı. O telefonda aldığı notlar vardı. Şimdi hepsi bir mafya tarafından çalınacaktı. Luna gerçekten de aşırı sinirlenmişti. İntikamı fena olacaktı.

Jack, öne eğilip telefonu karıştırmaya başladı. Luna sadece ona sert bir şekilde bakıyordu. Yüz ifadesinden öfkesi belli oluyordu. Jack, Luna'ya bir tane fotoğraf gösterdi "Bu kim?". Fotoğrafta Luna'nın o günkü gördüğü siyah poşet taşıyan adam vardı. "Tanımıyorum, takip etmiştim ama kaybettim"

Jack tekrar telefonu kendine çekti ve bakınmaya devam etti. "Anladığım kadarıyla iyi izleyiciymişsin. Topladığın bilgiler için sağol" diyerek telefonu adamına verdi. Luna, ilk kez birine bu kadar sövüyordu. "Telefonumu vericekmisin?"

"Şimdilik telefonunu unut". Luna, Jack böyle deyince yine sövmeye başladı. İçindeki nefreti zaman geçtikçe artıyordu.

"Hiçbir yakının yokmu?" diye sordu Jack.

"Yok"

"Emin misin?"

"Telefonumdaki fotoğraflar eski. Şuan kimsem yok". Luna, telefondaki fotoğrafları Jack'in gördüğünü anlamıştı. Galerisinde sadece babasıyla fotoğrafları vardı. Arkadaşları ile olan fotoğrafları diğer telefonundaydı ve o telefonda evindeydi. Tabikide arkadaşlarından bahsetmiyecekti.
İkiside susup birbirine bakıyordu.

"Beni ne için kullanacaksın?" dedi Luna.

"Seni daha çok birilerini izlemen için kullanacağım ama bunun dışında başka
İşlerde de kullanabilirim"

Yine sessizlik oluştu.

"En son çekildiğin fotoğrafta bir adam vardı. O kim?"

Luna'nın yüzü soldu. Yutkunduktan sonra "Babam" dedi.

Owopsa Bölgesi (Mafya +18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin