Owopsa Bölgesi (Mafya +18)

2. Bölüm

"Merak etme sana zarar vermeyeceğim, tabii sözümden çıkmazsan" dedi ve kafasını duvarın köşesinde duran tabureye çevirdi. Tek eliyle tabureyi Luna'nın önüne çekerken diğer elide cebindeydi. Tabureye oturdu ve Luna'ya bakarak hafif eğilip kollarını dizlerinin üstüne koydu. Ellerinin karizmasıyla birlikte kol saatide onu havalı gösteriyordu.

Luna ona bakarken etrafıda iyice anlamaya çalışıyordu. Çok geçmeden konuşmak istedi. "Benden ne istiyorsun?"

"İsmin ne?" diyerek sözünü kesti Jack.

"Bir şey sormuştum" dedi Luna.

"Soruma cevap ver!"

"Luna...Luna Roth"
Jack'de bu ismi daha önce buralarda hiç duymamıştı.

"Kimlerdensin? Ne arıyorsun burada?"

Luna, tabikide kendisinden bahsetmek istemiyordu. Bundan dolayı susmuştu ve ne demesi gerektiği hakkında düşünüyordu.

Luna'ya bakarak kafasını öne doğru eğdi. "Cevap bekliyorum"

"Yılan dövmesi...Boynunda yılan dövmesi olan mafyaları tanıyormusun?" diyerek şansını denedi Luna. Jack, bir anlığına duraksadı.

"Burada soruları ben sorarım. Şimdi cevap vermen için son kez şans veriyorum"
Luna, tam konuşacaktıki kapıya biri tıktıkladı. Jack, kafasını kapıya doğru çevirdi. "Gir"

Kapı açıldı. Adam, içeriye girmediği için Luna kim olduğunu göremedi. "Jack bey, önemli bir şeyi görmeniz gerekiyor". Jack rahatsız edilmekten bıkmış gibi tabureden kalktı ve kapıdan çıktı. Arkasından kapı kapandı.

Jack, adamları ile alt kata inerken arkasındanda adamı geliyordu. Aşağı indiğinde en köşedeki odada adamları toplanmıştı ve endişeyle bir şeyi halletmeye çalışıyorlardı. Jack'de yanlarına geldiğinde gördüğü şey ile gözleri açık kaldı. Duvara sabitlenmiş bir saatli bomba vardı ve bir kablosu tavana doğru uzanıyordu. Anlaşılan sadece bu odada yoktu. Bunu yapan kişinin adamlarından biri olduğu belliydi çünkü bir yabancı bu işi tek başına yapamazdı. Bu kişinin dışarıdan biriyle bağlantısı olmalıydı. Yani bu kişi kendi mafya ordusuna ihanet etmişti. Jack, aşırı sinirlenmişti. O sırada bombanın yedi dakikası kalmıştı. Yedi dakika sonra malikâne tamamen patlayacaktı.

Jack hemen adamlarına görevler verdi. Önemli olan herşeyi toplamaya başladılar. Jack'de kendi odasındaki önemli eşyalarını topluyordu. Son 3 dakika kalmıştı. Hepsi dışarıdaydı. Herşeyi bagaja yerleştirip arabalara binmişlerdi. Toplamda 4 araba vardı. Jack, tam arabaya bindiğinde Luna'yı hatırladı.

Hemen adamlarına beklemesini söyleyip arabadan indi ve içeri girdi. Hızlıca merdivenlerden üst kata çıktı. Kapıyı açtı ve hızlı bir şekilde içeri girecekti ki Luna ile çarpıştı. Kısa süreliğine birbirlerine şaşkın bir şekilde baktılar. Luna, ipleri duvarın kenarındaki masada bulduğu kanlı bıçakla kesmiş ve kurtulmuştu. Kapıyı dinlemek için geldiği an Jack kapıyı açmıştı. Luna hemen kaçacaktıki Jack onu kolundan tuttu. "Ölmek istemiyorsan benimle gel"

Luna, hemen elindeki bıçağı çıkardı ve ona tam saplayacaktıki Jack bunu fark etti ve refleksiyle bıçağı tuttu. Eli fena kesilmişti, kanıyordu. Bıçağa bakarken gözlerini Luna'ya doğrulttu. "Ciddi diyorum ölmek istiyorsan burada kalabilirsin çünkü birazdan patlayacak burası". Luna her ne kadar güvenmesede ona inanmak zorunda kaldı. Jack, onu kanlı olmayan eliyle kolundan tuttu ve beraber aşağı indiler. Kolunu tutarken nazik ve acıtmadan tutması Luna'nın dikkatini çekti. Hemen arabaya bindiler ve uzaklaştılar. Yaklaşık bir dakika sonra büyük bir patlama sesi geldi.

Arka koltukta sadece ikisi oturuyordu. Luna, alaycı bir şekilde konuştu. "Malikânen patladı, şimdi nereye gidiyoruz?". Jack kanayan elini sararken sinirli yüz ifadesiyle kafasını cama çevirdi. Tekrar Luna'ya baktı. Kaşları çakıktı. "Merak etme, benim malikânem başka bir yerde. Burayı başka işler için kullanıyordum. Çok da önemli değildi zaten"