Adamlar hızlandılar ve Luna'ya yetiştiler. Aniden Luna'yı tuttular ve duvara sert bir şekilde yasladıkları için Luna'nın elindeki saat yere düştü. Camı kırılmıştı. Luna hiçbir tepki vermedi. Hayattan bezmiş gibi duruyordu.
"Oo güzelim, ne işin var buralarda bu saatte?" diyerek gülüştüler.
Luna yine tepki vermedi. Sadece yere gözlerini dikmiş bakıyordu. İki adam da ellerini Luna'nın üstünde gezdirdi. Luna, çok geçmeden bir adamın karnına vurdu. Bunun üzerine adamlar Luna'yı dövmeye başladı.
"Hem güzel, hem cesaretlisin" dedi Luna'nın karnına vurduğu adam.
Luna hiçbir şey yapmadı ve onu fena dövüyorlardı. Luna'nın amacı intihar etmekti. Bundan dolayı kendisini dövdürüyordu. Karnına, omzuna, yüzüne yumruk atıyorlardı. Luna, ayakta durmakta zorlanıyordu. Kendisini öldüresiye dövsünler diye ayakta durmaya çalışıyordu. Böylece adamlar onu sağlam görünce daha çok dövmek isteyecekler diye düşündü.
Bir anda yağmur başladı ve gittikçe hızlanıyordu. Bu sırada Luna'nın hemen dibindeki yoldan lüks bir araba geçti. Arabanın farları, yere düşen yağmur damlalarını aydınlatıyordu. Arabayı Jack sürüyordu. Jack, onu gördü. Fakat umursamadan yoluna devam etti. Nasıl olsa Luna, isterse onları kolayca halledebilirdi.
Jack, Luna'nın yüz ifadesini hatırladı ve bir terslik olduğunu sezdi. Üstelik adamlara karşıda gelmiyordu. Jack, dayanamadı ve arabayı geri sürdü. Önlerine gelince hemen arabayı durdurdu. Adamlar, hiçbir şeyi umursamadan hâlâ Luna'yı dövüyorlardı. Jack, arabanın kapısını açtı ve kapıyı kapamaya gerek duymadan hızlıca arabadan indi. Hemen yanlarına geldi. Adamlara bilerekten duvara karşı tek yumrukla vurarak kısa süreliğine bayılttı. Adamlar yerde yatıyordu ve ikisininde burnu kanıyordu. Jack'in çok öfkeli bir yüz ifadesi vardı. Luna'ya baktı. Ona bakarken yüz ifadesi normale döndü.
"Ölmek istiyordun herhalde. Gel benimle" diyerek kolundan tuttu ve arabaya yöneldi. Luna kıpırdamadı. Bunun üzerine Jack tekrar Luna'ya baktı. Luna, gözyaşlarını tutamadı.
"Neden beni kurtarıyorsun? Evet ölmek istiyorum. Sadece tek bir dileğim var, lütfen öldür beni. Artık insanların pisliklerini görmekten yoruldum. Lütfenn"
Jack, ona şaşkın bir şekilde bakıyordu. Böyle bir tepki beklemiyordu. Luna'nın ağlarkenki yorgunluğu yüzünde belli oluyordu. Gözleri, burnu, yanakları ve dudağı kızarmıştı. Siyah saçları ıslanmış ve dağılmıştı. Ağlamaktan gözlerini açamıyordu.
Jack'in kalbinde küçük bir yanık oluşmuştu ve daha çok büyüyordu. Luna'yı böyle görünce ona sarılmak istedi. Sarılması Luna için yanlış olurmu diye düşünürken dayanamadı ve sarıldı. Luna'nın kafasını göğsüne yasladı ve saçını okşadı. Kendisini çok kötü hissetti. Ona karşı kötü davranışlarından pişman oldu. Onu üzdüğünü hissedince daha da kötü oldu. Ne kadar özür dilesede geçmeyeceğini biliyordu.
"Her ne kadar özür dilesemde geçmeyecek biliyorum ama gerçekten çok özür dilerim"
Luna ona sarılırken ağlıyordu. Kolları aşağı sarkmış ve Jack'in kollarıyla yüzü kapanmış bir şekilde duruyordu. Luna'nın kollarında ve yüzünde morluklar oluşmuştu. Giydiği kıyafeti kir içindeydi. Jack, onun kollarını tutup nazik bir şekilde uzaklaştırdı ve yüzüne baktı. Yüzündeki yaraları ve yorgun yüz ifadesini görünce kalbi daha da acıdı.
"Bak, biliyorum kötü şeyler yaşadın ama... Seni mutlu edeceğim. Lütfen kendine zarar verme. Sen değerlisin"
Jack'in ona yaptığı şeyler hiç de böyle düşündüğünü göstermesede Jack bir anda aydınlanmış gibiydi. Değişik hissediyordu. Luna'ya karşı kıyamıyordu ve onun kötü şeyler yaşaması onu kötü hissettirmişti. Nedenini bilmesede ona güzel bir hayat yaşatmak istemişti. Sanki onu daha önce hiç tanımamış gibi ve sanki başka bir hayata başlamış gibi hissediyordu. Gerçekten çok değişik duygulardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Owopsa Bölgesi (Mafya +18)
Action"Yaşadığın yer çok savunmasız" hafif alaycı şekilde gülümsedi Luna. Jack sırıttı. "Şuan sende öylesin küçük hanım..."
