Ultraviolence || Rafe cameron

Boşanamazsın

*05.00*

Rafe su içmeye uyandığında ses çıkarmadan sunday'in odasına girdi. Yatağın yanındaki tekli koltuğa oturdu ve kızı izledi. Dün sadece üstünün ıslanmasına neden bu kadar tepki verdiğini merak ediyordu.

Meraklı gözlerle kızı izlemeye devam etti.

Gözümü açtığımda karşımda rafe'i gördüm. Hızla yatakta oturur pozisyona geçtim.
Rafe ayağa kalktı.

Sunday: ne yapıyorsun burda?
Rafe: sadece..

Sunday: ne?
Rafe: kötü görünüyordun. Seni merak ettim.
Diye itiraf etti.

Sunday: yok bişey. Gider misin? Uyumaya devam edicem.
Rafe: neden bu kadar tepki verdin?

Sunday: Rafe. Sadece git lütfen.
Rafe: çözücem seni.
Sunday: çok beklersin.
Rafe: görücez. İyi uykular.
Dedi ve odadan çıktı.

Neydi bu şimdi? Ne zamandır odadaydı?

Soruları kafamdan atıp uykuma geri döndüm.

~

*10.00*
Birinin saçımla oynamasına uyanmıştım.
Topper: günaydın.
Dedi yanıma yatmış abim.

Sunday: beni bırakıp gittiğini biliyorum. Hiç gitmemiş gibi davranma.
Topper: rahat et istedim.   
Sunday: tamam kızmadım bu sefer.

Topper: iyi misin?
Sunday: evet
Topper: istersen dönebiliriz.
Sunday: hayır. Gerek yok ben iyiyim.
Topper: peki tamam.

~

*20.00*

Bugün denize gitmiştik. Geldiğimizde ise gemen duş alıp yemek yemiştik ve şuan da ise salonda oturuyorduk. Rafe 15 dakika önce telefonu çaldığı için bahçeye çıkmıştı.

Topper: nerde kaldı bu? Bakıp gelsene.
Dedi bana bakarak.
Başımla onaylayıp koltuktan kalktım ve bahçeye çıktım. Ön tarafta yoktu. Arka tarafa doğru ilerlediğimde rafe'in sesini duydum.

Rafe: size onu tutun dedim! Nasıl kaçırırsınız!?

Neysen bahsediyordu?
Duvarın arkasına saklanıp onu dinlemeye devam ettim.
Rafe: eğer o piç öterse onunla beraber sizide öldürürüm!

Rafe'in bu halleri bana babamı hatırlatıp duruyordu. Onunla aynı cümleler aynı haraketler..

Rafe telefonu kapatınca hızla arkamı döndüm. İçeriye koşacaktım ki rafe beni fark etti.
Rafe: ari?

Hızla olduğum yerde durdum ve arkamı döndüm.
Sunday: rafe? Bende seni arıyordum.
Rafe: beni mi dinliyordun?
Dedi sinirli olmamaya çalışarak.
Sunday: hayır. Hayır kesinlikle.

Rafe: ne duydun
Sunday: ben seni dinlemiyordum.
Rafe: niye kaçıyordun o zaman?
Sunday: abim sana bakmamı söyledi bulamayınca geri dönüyordum.
Rafe: bulamadın öyle mi?

Sunday: neyse rafe hadi gidelim.
Rafe: ne duyduğunu söyle.
Sunday: Hiç bir şey. Rafe.

Rafe sesli bir şekilde nefes verdi.
Rafe: öğrenirim nasıl olsa. Yürü.
Arkamı dönüp hızla içeriye gittim. O da arkamdan geldi.

Topper: nerdesin kaç saattir film bitti
Rafe: babam aradı da.
Dediğinde hızla rafe'e baktım. Ve bu bakışım o orda konuşurken bir şeyler duyduğumun kanıtı olmuştu.

Rafe sinirle bana baktı. Gözlerimi ondan kaçırdım.

*önceden*
Annem babamın onu aldattığını düşünüyordu. Bu yüzden beni onun odasına gizlice dinlemeye göndermişti. Odasına giderken salondan sesini duydum. Kapının arkasına saklanıp dinlemeye başladım.