Keyifli okumalar dilerim oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum ❤️
---
Gece, İstanbul’un karanlık köşelerine sinsice yayılıyordu. Şehrin altında, gizli bir malikane, sessizliğin en ağır tonunda yankılanıyordu. Her köşesinde lüks ve tehlikenin iç içe geçtiği bu mekânda, soğuk duvarlar, aralarındaki karanlık sırları saklamaktan bıkmış gibi titriyordu. Bu malikane, şehrin bilinmeyen krallığını yöneten bir adama aitti: Aras Kavaklı. Sert, acımasız ve ölüm kadar soğuk bir mafya lideri. Bir kez onun yüzünü gören hiç kimse bir daha gün ışığını göremezdi.
Geniş, loş ışıklandırılmış toplantı odasında uzun bir masa, gerginliğin doruğuna ulaşmış insanlarla doluydu. Masanın başında oturan Aras, sırtını geriye yaslamış, sessizliği adeta bir silah gibi kullanıyordu. Yüz hatları keskin, bakışları buz kadar donuktu. Yanındaki adamlar, onun her nefes alışını dahi kontrol eden sadık korumalarından başkası değildi. Kimse konuşmaya cesaret edemiyor, o konuşmadan bir hareket bile edemiyordu.
O sırada, kapının kenarında, yanlış zamanda, yanlış bir yerde olduğunu çok iyi bilen biri daha vardı: İrem. Bir hata yapmıştı, hem de ölümcül bir hata. Bir anlık dikkatsizlikle, bu toplantının ortasına düşmüştü. Tertemiz beyaz elbisesi ve masum yüzü, bu dünyaya ait olmayan bir safiyet taşıyordu. İrem, kalbi deli gibi atarken, buradan sağ çıkamayacağını biliyordu. Ancak panik yapacak zaman yoktu. Kendi aklıyla bu kâbusun içinden çıkması gerekiyordu.
Birden, Aras’ın eli kalktı. Sessizlik bir bıçak gibi kesildi. O an herkesin üzerine ölümsüz bir gerilim çöktü. Odaya keskin bir emir yayıldı: “Herkesi temizleyin.”
Silahlar çekildi, mekanik tıkırtılar odada yankılandı. İrem’in gözleri genişledi, nabzı hızlandı. Ölüm, her saniye ona daha da yaklaşıyordu. Kaçacak bir yer yoktu, bir çıkış da yoktu. Ancak aklına bir fikir geldi, çaresizliğin verdiği bir ilhamdı bu. Elini hızla çantasına attı, o an yanındaki koyu renkli gözlüğü buldu. Titreyen elleriyle gözlüğü yüzüne yerleştirdi ve derin bir nefes aldı.
“Körüm,” dedi kendi kendine, kimse duymadan. Onu görmezlerse, öldüremezlerdi, değil mi?
Odanın ortasında hareketsiz durdu, hiçbir şey görmüyormuş gibi… Ellerini dikkatlice önünde birleştirdi ve bakışlarını yere çevirdi. Bedenini gevşetti, ama içerideki korku onu çılgına çevirmemek için savaşıyordu. Çevresinde patlayan silah sesleri, her birini kalbine bir çivi gibi çakıyordu. Herkesi bir bir öldürüyorlardı. Fakat o, sanki bu dünyanın dışında, başka bir gerçekliğe aitmiş gibi sakin kalmaya çalıştı.
Bir süre sonra, odaya tekrar sessizlik çöktü. Aras’ın sert ayak sesleri yankılanarak İrem’e doğru yaklaştı. Ayaklarının tam önünde durdu. Gözlüğün ardından onun soğuk bakışlarını hissedebiliyordu, teninde gezinen ürpertici bir merakla. Aras eğildi, onun masum yüzüne bir an dikkatle baktı. Bir anlık tereddüt…
“Kör mü?” diye fısıldadı. Sesindeki alaycı ton İrem’in tüylerini ürpertti. Ancak dudaklarının köşesinde beliren hafif gülümseme, işlerin daha karmaşık bir hal alacağının işaretiydi. Aras, etrafındakilere döndü ve sessizce bir işaret yaptı. Korumalar, İrem’in yanından geçip çıkmaya başladılar.
Aras, bir süre daha kıza baktı. Onu vurabilirdi. Yüzünü gören herkesi öldürüyordu; bu onun en temel kuralıydı. Ama içindeki merak ağır basmıştı. Gerçekten kör müydü? Yoksa bu, daha önce hiç karşılaşmadığı bir cesaretin göstergesi miydi?
“Körlerin görmediği çok şey olur,” dedi, yavaşça. Ardından arkasını dönüp korumalarına seslendi: “Takip edin. Bakalım nereye kadar körmüş.”
---
Hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz?
1. Bölüm'de görüşmek üzere ♡
![](https://img.wattpad.com/cover/378124486-288-k371954.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zincirli Kalp (Mafya Kurgusu) 1.Kitap Bitti (Kitap Olacak)
AksiGece, İstanbul'un karanlık köşelerine sinsice yayılıyordu. Şehrin altında, gizli bir malikane, sessizliğin en ağır tonunda yankılanıyordu. Her köşesinde lüks ve tehlikenin iç içe geçtiği bu mekânda, soğuk duvarlar, aralarındaki karanlık sırları sakl...