-¹⁴

4.7K 316 177
                                        

-

Barış, antreman sahasına doğru hızlı adımlarla ilerliyordu. İstemsizce yumruğunu sıkmış ve kaşlarını çatmaktan alnındaki damarları ortaya çıkartmıştı.

Kendi kendine kısık sesle küfürler savururken bir yandan da gözleri ile etrafta Semih ve Kenan'ı arıyordu.

Sahaya vardığında birkaç adım ilerlemesi ile birbiriyle haddinden fazla yakın bir şekilde şakalaşan ikiliyi gördü.

Dişlerini olabilecekmiş gibi daha sert sıktığında çenesindeki kaslar iyice belirgin olmuştu.

Semih'in bir başkasıyla yakın olmasından hiç hoşlanmamıştı. Beyni karşısındaki manzara yüzünden çatlıyordu resmen.

Onu ne zaman bu kadar önemsemeye başlamıştı kendisi de bilmiyordu. Her ne olduysa bir anda bu çocuğu deli gibi kıskanmaya başlamıştı. Deli gibi kıskanıyor ve onu koruma içgüdüsü ile Kenan'ı yerden yere vurmak istiyordu.

Kısa bir süre ne yaptıklarını izledi. Kendisini olay çıkartmamak adına çok zorladı fakat Kenan, tam da Barış'ın önceden söylediği gibi yılışık biriydi.

Semih'i sürekli olarak kendine doğru çekiştiriyor ve kolunu onun omzuna atıyordu. Semih ise saf bir çocuktu. Kenan ne yapsa gülüyor ve onu ittiriyordu, fakat Kenan'dan kurtulmayı başarabildiği pek söylenemezdi. Ne kadar ittirirse ittirsin, Kenan ondan bir türlü uzaklaşmıyordu.

Barış, gözlerini ateş bürümüş bir biçimde ikiliye doğru ilerledi. Yalan bir öksürükle dikkatlerini kendi üzerine çektiğinde ise onlara doğru yürümeye devam ediyordu.

Şakalaşan ikili Barış'ı gördükleri gibi duraksadılar. Semih'in yüzü aniden düşmüştü. Fakat Barış henüz yüzü düşen sarışın çocuğa bakmamıştı. Odağı Kenan'ın, Semih'in omzuna attığı kolundaydı.

Kenan ise Barış'ın delici bakışlarından rahatsız olmuş bir biçimde hafifçe yutkundu. Başına bela almamak için kolunu Semih'in omzundan yavaşça çekti.

Barış'ın ona zarar veremeyeceğini biliyordu. Elbette yapamazdı bunu, yani en azından milli takım maçları bitmeden Kenan'a zarar vermesi mümkün değildi.

Fakat yine de çekiniyordu Barış'tan. Her ne kadar sıcakkanlı, eğlenceli biri olsa da sinirlendiğinde Kenan'ın içinden geçebilecek bir yapıya sahipti Barış Alper. Şakalaşması bile oldukça sertken kavgası elbette korkutucu olmalıydı. Bu yüzden kendisini garantiye almalıydı Kenan.

Ayrıca Semih'in, Barış'a karşı olan hislerinin hâlâ devam ettiğinin farkındaydı ve arkadaşının işine karışmak istemedi. Bu yüzden Semih'ten uzak durmak en mantıklı fikirdi. En azından canını düşünüyorsa öyle yapmalıydı.

Barış, kendisini görmeleri ile suspus olan ikilinin birkaç adım ilerisinde, elleri şortunun ceplerindeyken hesap sorarcasına gözlerini dikmişti ikilinin üzerine. "Bu saatte... Gece vakti ne işiniz var burada?"

Kenan ağzını araladı. "Barış abi.." tam ona açıklama yapacaktı ki Semih'in kendisine olan ters bakışları ile suspus oldu. Elbette Barış'a herhangi bir açıklama yapmayacaktı Semih. Tüm bu olanlardan sonra böyle pişkin bir biçimde gelip de hesap soramazdı.

"Seni alakadar etmez." Dedi semih. Çatık kaşları ile Barış'a baktığında Barış ise odağını Kenan'dan çekerek sarışına baktı. "Etmese sormazdım."

Aldığı cevap ile gözlerini devirdi Semih. Gerçekten pişkindi Barış Alper. Hiçbir şey olmamış gibi gelip de Semih'e hesap sorması oldukça sinir bozucuydu.

"Sordun ama seni alakadar etmediği için cevap alamayacaksın." Barış, gözlerini kendisine kafa tutan çocuğun üzerine diktiğinde nefesini sinirle dışarıya bıraktı. "Kenan, ikimizi yalnız bırak."

Gay Site Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin