-²⁵

3.7K 249 87
                                        

-

Antrenmana geç kaldığım için üstümü büyük bir hızla değiştiriyordum. Dağılan saçlarımı beceriksizce düzelttikten sonra tamamen hazır olduğuma karar vererek kapıya doğru ilerledim.

Soyunma odasından antreman için giyindiğim üstler ile alelacele çıkarken kapının benden önce açılması ile bir adım geriledim.

Kapıyı açan kişi Barış Alper olduğu için nefesim aniden kesilecek gibi oldu. Onu görmem ile elim ayağım birbirine dolanırken kapının önünden çekilip bana yol vermesi için içten içe dualar ediyordum. Çünkü onunla konuşmaya cesaretim falan yoktu.

Nitekim istediğim gibi olmadı ve tuttuğu kapıyı bırakmadığı gibi önümü kesmek adına kapı aralığının tam ortasına yerleşti. "Günaydın kardeşim." Üzerine bastırarak kardeşim dediğinde gözlerimi kaçırdım.

"Günaydın Barış, izin verirsen çıkabilir miyim?" Başını iki yana sallarken yüzünde alay edercesine bir gülüş belirdi. "Çok saygısızsın, abi demen gerekmiyor muydu senin?"

Israrla kaçırmaya çalıştığım gözlerimi, hasret kaldığım gözlere dikerken onun bakışlarının üzerimden hiçbir şekilde ayrılmadığını fark ettim. Ben ne kadar kaçarsam o da o kadar kovalıyordu.

"Üzgünüm, izin verirsen çıkabilir miyim Barış abi?" Gözlerinin içine baka baka onunla inatlaştığımda çenesi kasıldı ve içeriye girerek soyunma odasının kapısını üzerimize sertçe kapattı.

"Ne oldu?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. "İstediğini yaptım işte." Başını iki yana salladı. "Sabrımı zorluyorsun Semih."

Omuz silktim sadece. "Artık cevap da vermiyorsun." Derken gerilen yüz hatlarını izlediğimde göğsümden ittirildiğim gibi sırtım giyinme dolaplarından biriyle buluştu.

Fazla sert itmemeye çalışsa da elinin ayarı olmadığı için dolaba sülük gibi yapışmıştım. Âni gelen hareketi yüzünden acıyla inlememe engel olamadım.

Aramızdaki mesafeyi kapattı ve beni dolap ile arasına alarak derince iç çekti. "Böyle saçma sebeplerden dolayı benden uzaklaşmana izin vereceğimi mi zannediyorsun?"

"Zorundasın." Dedim sesim sanki içime kaçmış gibiydi. Dudağının kenarı kıvrılırken üzerime doğru biraz daha eğildi. "Hiçbir şeye zorunlu değilim, değiliz."

Dudaklarımı araladığımda baş parmağı ile alt dudağımı nazikçe okşadı. "Bu dudaklara ayrılık konuşması hiç yakışmıyor Semih'im." Okşayışı öyle bir özlem doluydu ki kendimi ona teslim edip 'Ayrılmayalım.' dememek için oldukça zor duruyordum.

"Bu dudaklar sadece benim dudaklarıma yakışıyor." Derken nefesi git gide yakınlaştı ve sıcak nefesi bütün bedenimi eriyip bitirecek kadar büyük bir etkiye sahipti.

Dudakları bir milim uzağımda durduğunda nefes alışverişlerim hızlandı ve aralanan dudaklarım onun dudaklarına kavuşmak için yanıp tutuştu. "Barış.." dedim dudaklarım onun dudaklarına yavaşça sürtündüğünde. "Abi dersen seni hemen burada sikebilirim Semih."

İnip kalkan göğsüm onunkiyle birleşmiş ve bedeni beni tamamen kamufle etmişti. Öylesine sıkıştırmıştı ki, onun dışında hiçbir şeyi göremiyordum.

"Barış.." dedim tekrardan ve devam ettim. "Eğer hemen şimdi uzaklaşmazsan, kendimi tutamam."

"Tutmanı isteyen kim?" Derken dudakları, dudaklarımı esir aldı ve sıcak öpücükleri altında eriyip bitecek kıvama getirdi beni.

İlk defa nazikçe öpüyordu dudaklarımı. Tadını çıkartmak istercesine ağır ağır hareket ediyor fakat hissettiği yoğun arzuyu da gölgeleyemiyordu.

Gay Site Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin