Bugün canım çok sıkılıyo bir sürü bölüm Atıcam 🙇🏻♂️
-
Barış, elinde tuttuğu kırmızı gülü Semih'in kapısının önünde evirip çevirirken romantizmden oldukça uzak durduğunun farkında değildi.
Hafifçe öksürerek belini dikleştirdi. Sanki sopa tutuyormuş da kavgaya gidecekmiş gibi görünse de amacı Semih'e gül vermek ve gönlünü almaya çalışmaktı.
Gülü tuttuğu elini yumruk yaparak gülü daha sıkı tuttu ve diğer eliyle kapıyı tıklattı. Birkaç saniye sonra Semi'in sesi geldi. "Kimsiniz?" Gelen ses ile kapı kulpunu tuttu fakat kapıyı açmadı. "Barış Alper."
Verdiği yanıtla birlikte Semih'in sesi çıkmadı. Büyük ihtimalle ne yapacağını düşünüyor ya da üzerini düzeltiyordu. Barış daha fazla bekleyemedi ve kapı kulpunu aşağı indirerek kapalı kapıyı araladı.
Önündeki kapı engeli kalktığında yataktan çıkmaya çalışırken yere kapaklanan Semih'i görmesi ile dudaklarını birbirine bastırdı.
Ayağına dolanan çarşaf ile yere kapaklanan çocuk oldukça komik görünse de gülerek onu kızdırmak istemedi Barış.
"İyi misin?" Dedi gülmesini tutmaya çalışır bir hâlde. İçeriye girerek arkasından kapıyı kapattı. Sinirli bir biçimde bacaklarına dolanan çarşaftan kurtulmaya çalışan Semih, nihayetinde bunu başararak çarşafı üzerinden attı ve ayaklandı.
"Yine niye geldin?" Dedi Semih kollarını önünde bağdaştırdıktan sonra. Barış, bu kısmın gülü vermesi gereken kısım olduğunu anladığında yüzündeki gülümseme silindi ve istemsizce heyecanlandı.
Önceden sevgilisi olmuştu fakat hiçbirine çiçek vermemişti. Bu yüzden elindeki gülün kendisi üzerinde eğreti durduğunu biliyordu ve nasıl vermesi gerektiğini kestiremiyordu. "Niye geldim.. güzel soru."
Hafifçe öksürerek boğazını temizledi ve Semih'e doğru yaklaştı. "Seni kırdığım için özür dilemeye geldim." Elindeki gülü Semih'e uzattığında Semih, şaşkın bir biçimde gözlerini güle indirdi. Bu asla Barış'tan beklediği bir hareket değildi. Üstelik Barış gülü, gerçekten de sopa tutuyormuş gibi tutuyordu.
Önünde bağdaştırdığı kollarını ayırdı fakat gülü almadı. "Bu ne Barış?"
"Gül getirdim işte, alsana amına koyayım. Beğenmedin mi?" Semih tam gülü alacaktı ki Barış'ın cevabı ile geri çekilip yatağının uç kısmına oturdu. "Hayvan herifin tekisin, almıyorum lan. Git başkasına ver."
"Hayda." Dedi Barış sinirli bir biçimde. Her ne kadar barışmak istese de romantiklik ruhunda yoktu ve ister istemez ânın büyüsünü bozuyordu. "Semih çıldırtma beni, kime vereyim? Sana getirdim işte."
Semih omuz silkti. "İstemiyorum." Barış derin bir nefes alarak Semih'in tam önünde durdu ve küçüğün avucunun içini zorla açarak gülü yerleştirdi ve yine aynı şekilde zorlayarak kapattı. Semih, bu şekilde zorla da olsa gülü almış oldu.
"Hastasın sen." Dedi Semih elini Barış'tan kurtarmaya çalışarak. "Sana hastayım." Dedi Barış bir başka kroluk yaparak.
Elini küçük olanın elinden çekti ve sarı saçlarını karıştırarak yumuşak tutamları okşadı. Semih, Barış'ın eli çekilse de gülü elinden bırakmadı ve onun saçlarını okşamasına izin verdi.
"Asla romantik falan da değilsin." Dedi Semih, elindeki güle bakarken. Her ne kadar sinirli de olsa içten içe hoşuna gitmişti bu yapılan. Kendine itiraf edemiyor olsa da Barış'ın onun üzerinde olan etkisi sinirinin önüne geçiyordu. Fakat yine de inadını bırakmadı ve yataktan kalkarak Barış'ı ittirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay Site
General Fiction-Tamamlandı- Semih, Barış'ı dalga geçmek için gay sitesine kaydeder.