-
Semih.
Pasta malzemelerini poşetten çıkartırken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. O kadar abartmıştı ki gören pastane açıyoruz zannedebilirdi.
"Kaç tane pasta yapacağız?" Dedim ciddi kalmaya çalışarak. "Karnımızı doyuracak kadar." Dedi tezgaha doğru yaslanırken. Hâlâ dalga geçtiğimi anlamamış olmalı ki ciddi surat ifadesiyle devam etti. "Sen sadece pasta yapacağız deyince ben de fazla yaparız diye düşündüm. Anca öyle doyarız."
"Fazladan kastın ne kadar mesela?" Gülmemek için kendimi inanılmaz zorluyordum fakat onun normal normal anlatışı hiç yardımcı olmuyordu. "Ben iki tane gömerim, sen kaç tane yersin?"
"Oha." Dedim ve omzuna vurdum. "İkimiz de sporcuyuz hatırlatırım." Omuz silkti. "Normalde şekerle pek aram yok ama seninle yapıyoruz diye yerim."
Gülerek yanağına doğru uzandım ve büyükçe öptüm. "Ne kadar yalancı oldun sen. Sırf Emirhan abiyi kıskandın diye pasta yapmak istedin biliyorum. Hem şekerle aranın olmamasına sevindim, aran olsaydı obez olurdun herhalde."
Gözlerini devirerek "Emirhan'ın sıfatına sıçayım." Diye mırıldandı. "Duyamadım?" Dediğimde durumu toparlamak için poşetten çıkarttığı malzemeleri tezgaha doldurdu. "Bir şey demedim."
O malzemeleri açarken ben de durmuş onu izliyordum. Karşımdaki manzara o kadar güzeldi ki gözlerimin parladığına emindim.
Tüm malzemeler hazır olduğunda durup bir süre dolup taşan tezgahı izledi. "Doğruyu söylemek gerekirse, ne yapacağımız hakkında hiçbir fikrim yok."
"Tahmin ediyordum." Diyerek önüme aldığım kaba yumurtaları kırdım. Üzerine toz şeker ekleyerek Barış'a doğru uzattım. "Önce kekini yapalım, sen bunu karıştır."
Yönlendirmem ile önündekileri hızla karıştırmaya başladı. Çırpıcıyı dengesiz bir biçimde kullandığında bir kısmı üzerine gelmişti. "Dökmeden Barış, insan gibi karıştır."
Bana doğru dönerek ne yaptığımı izledi. "Çok biliyorsun sen." Şakayla karışık bir ses tonuyla konuştuğunda ben önümdeki krem şantiyi hazırlıyordum. "Biliyorum tabii, bu eller sadece pasta yedirmiyor."
Onu taklit ederek alaycı bir ses tonuyla konuştuğumda suratı düştü aniden. "O eller yerinde dursun o zaman." Huysuzca konuştuğunda alt dudağımı ısırarak önümdeki krem şantiyi karıştırmaya devam ettim.
"Anlaşıldı mı?" Diyerek üstelediğinde sahte bir masumluk ile ona döndüm. "Ne demek istiyorsun anlamadım?"
"O gereksize bir daha pasta yedirme diyorum. Hatta yakınında olmasın bile." Gülerek önümdeki işi bıraktım. "Emirhan abiye aynı takımdayız, nasıl yakın olmayalım?" Sorduğum soru ile sıkıntıyla nefesini dışarıya bıraktı.
Yüzüne doğru uzanarak yanağından uzunca öptüm. Dudağım hala yanağındayken yüzünü çevirerek dudaklarını dudaklarım ile kısaca birleştirdi. "Sikicem şimdi Emirhan abini. Alma şunun adını o güzel ağzına." Kaşlarım havalandığında uyarırcasına bir bakış attım.
Bununla birlikte boğazını temizleyerek toparlamaya çalıştı. "Tamam takım arkadaşısınız ama en azından benim yanımda onun hakkında konuşma." En çok kendisinin konuştuğunun farkında değildi fakat yine de bozmadım.
Ellerini belime sardığında alnımı alnına yasladım. "Konuşmak istiyorum diyelim, ne olur?" Elini tişörtümün altından geçirerek belimi yavaşça okşadı. "Beni sinir etmek hoşuna gidiyor."
Umursamaz bir şekilde omuz silkerek dudaklarımı dudaklarına sürttüm. "Artık alıştım kıskançlıklarına. Hatta tatlı gelmeye başladı." Alt dudağımı dişleri arasına alıp çekiştirdiğinde ellerimi omzuna çıkartarak ensesindeki saçlarla oynadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/377133937-288-k251086.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay Site
General Fiction-Tamamlandı- Semih, Barış'ı dalga geçmek için gay sitesine kaydeder.