Bölüm 4: Adaletin Gölgesinde

8 2 2
                                    

"Geciken adalet, adaletsizliktir."

Adalet. Çoğu zaman gölgesini bile bulmak zor. Herkesin umutla beklediği, bir türlü gelmeyen adaletin varlığı, kadınlar için her geçen gün daha da silikleşiyor. Kadın cinayetlerinin her biri, adaleti bir daha sorgulatıyor. Her ölüm, her kayıp bir adım daha geriye atıyor toplumları. Ama kim sorumludur bu adaletsizlikten? Şiddeti uygulayan kişi mi, yoksa bu şiddete göz yuman sistem mi?

Dünya genelinde kadınlar, yalnızca fiziksel şiddetle değil, adalet sisteminin yavaşlığı ve bazen kayıtsızlığıyla da mücadele ediyor. Bir kadının hayatı sona erdiğinde, onu koruyamayan hukuk sistemi de aslında bir sınavı kaybetmiştir. Çoğu zaman bu sınavın bedelini yalnızca kurbanlar öder.

İkbal'in hikayesi, yalnızca onun değil, binlerce kadının hikayesidir. Hayatları ellerinden alınan, hayalleri yok edilen kadınlar. Ancak bu öyküler sadece birer haber manşeti, kısa bir sosyal medya paylaşımı olarak kalıyor. Adalet, bu hikayelerin ortasında sessizce bekliyor. Ama her bekleyiş, her gecikme aslında adaletsizliğin ta kendisidir.

Bir toplum, adaleti yalnızca ceza vermek olarak tanımladığında, o adaletin gölgesinde kalır. Gerçek adalet, suçu önlemek, haksızlıkların köküne inmek, kadınların haklarını korumak için aktif bir mücadele gerektirir. Ama bu mücadele çoğu zaman yavaş işler, ya da hiç başlamaz. İkbal'in yaşadığı dünya da böyleydi. Şiddet görmesine rağmen, kimse sesini duymamıştı. Adalet, onun için yalnızca uzak bir hayaldi.

SONSUZ SESSİZLİK! (İKBAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin