🎀

553 52 48
                                    

Ladinin annesi kaş göz yaparak kahveyi yapmasını ima etti. Ladin Arafla beraber kahveleri ocağa koyarken Araf sordu.

Tuz koyucan demi?

"Saçmalama Araf, ne tuzu? Ben sevmem öyle şeyler. Hem koysam koysam bal koyarım."

Bak seenn. Nasılda seviyor.

Ladin Arafın sözüne kızararak güldü.

Seni bilmem ama ben benimkine bolca tuz koyucam.

Ladin gözlerini berelterek

"Kuzen bu ne hız? Adam zaten seni istemeğe gelince içicek."

Hayır o zaman kahvenin içinde tuz olduğunu bildiği için rahat rahat içicek. Ben haberinin olmamasını istiyorum. Bakalım beni gerçekten seviyo muymuş.

"Sen varya sen, şeytanın pabucunu ters giydirirsin.
Bu arada yengemin bakışlarını gördüm Vedat ağaya, vallah bir kaşık suda boğucak gibi duruyordu."

Ay evet bende gördüm onu. Evimin direği diken üstünde dururmuş gibi dayanmıştı. Hatta alnından akan her damlasını bile gördüm inanırmısın.

"Onu bunu bırakta, sen neden uzun bir şey giydin onu söyle hele. "

Offf niye olucak, benimki dağ ayısıymış hemde.
Git üstünü değiştir deyip postaladı beni.

İkiside beraber kahkaha atarak gülmeye başladı.
Kahveler piştiğinde Ladin kendininkine bak, Arafsa bolca tuz koydu. Ladin ona göz devirerek kahveleri aldı. Bir bir ilk önce büyüklere dağıttı Arafla beraber. En sonda Baran ağaya verdiğinde utandığından başını kaldıramadı. Baran ağa boş gözlerle oğlanım onun için hazırladığı kahveye baktı. Bismillah diyerek kahvesini içti.

Kahvenin tatlı tadı ağzına geldiğin de şaşırmıştı. Ballı olmasını beklemiyordu. Tek dikişte içti kahvesini. Sonra Ladine baktığında ona tebessümle bakan oğlan göz göze geldiklerinde kafasını aşağı indirdi.

Diğer yandan Vedat ağa kendine servis edilen kahveyi sevdiğine bakarak aldı. Araf ona çaktırmadan göz kırptığında kalbi halay çekmeye başladı. Araf ona dikkatle bakmaya başladı. Vedat ağa kahveden bir yudum aldığında az kalsın yüzünü buruşturucaktı. Gözlerini kıstırarak sarışınına baktığında, ona çaktırmadan kıs kıs güldüğünü gördü. Sonra bir dikişte içti kahvesini. Kahvesini masaya koyduktan sonra Arafa göz kırptı.

Hu hanımağa artık dayanamayıp
-Eh sebebi ziyaretimiz malum, rızanız olursa Allah'ın emri peygamberin kavliyle oğlunuz Ladin'i, oğlum Barana istiyoruz.
Dedi.

Orhan bey ilk önce kendi oğluna baktı. Ladin gözleriyle onay verdiğinde
-Tamam o zaman verdim gitti. Dedi

Sonra hep birlikte ayağa kalkıp Ladin ve Baranı yan yana getirdiler. Ladin ağasının yanına geldiğinde kıp kırmızı kızarmıştı. Baran ağa onun kızarmış yüzünü gördüğünde kısa bir an tebessüm etmişti. Vedat ağa yüzükleri getirdiğinde, bir birinin parmağına takmak için aldılar. Baran ağa Ladin'in minik elini tuttuğunda sıcaklığı içini de ısıtmıştı. Minik parmağına taktığında Ladin'in kendi için olan yüzüğüne içi gidermiş gibi baktığını gördü. Galiba beğenmişti.

Ladin Baran ağanın yüzüğünü aldığında elini tuttu sevdiği adamın. Kahretsin elleri terlemişti. Parmağına takmak istediğinde diğer yüzüğünü gördü. Kalbi paramparça oldu. Ağasına baktığında göz göze geldiler tekrar.

"Ağam? Yüzüğünü nereye takıyım? "

Baran parmağına baktığında eşiyle olan yüzüğünü çıkarmadığını fark etti. Zaten nikah yüzüğüm var diyerek parmağındaki yüzüğü çıkardı ve cebine attı. (Bizim odun o kadarda odun değilmiş ha?)

AĞA'NIN KUMASI [BXİNTERSEX]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin