tavuklar ve öpücükler

50 10 28
                                    


Yarı açık koyu kırmızı panjurlardan, içeri sızan güneş ışığı yeni bir günün başladığının habercisi niteliğinde gözlerini yakmıştı.
Başı çatlıyor, midesi sayısını unuttuğu kez bulanıyordu. Hayır alkolden değil. Bazen o kadar çok düşünür ve kendini zorlardı ki insanın midesi bulandırdı işte.

Eylül bitmişti ve Ekim ayı Eylülü geçmek istercesine daha çok canını yakıyordu sanki.

Burda tıkılmak veya sevdiği adam değildi canını yakan aslında. Tamamen kendisiydi.

Sirius'u böyle yıpratan kendi hayalleriydi. Bir insanın kendi hayalleri nasıl olur da kendisini yıpratırdı? Fazla mı imkansızı istiyordu? Fazla mı zorluyordu bazı şeyleri? Belki de her şeyi akışına bırakmalıydı.

Remus'u görmesinin üstünden neredeyse 1 ay geçmişti.

O gece.

Koyduğu kadehler pek bir işe yaramadığı gibi Remus niyetini anlamıştı. Ve onu tanıdığından bu yana ilk kez bağırmıştı ona.

"Çocuk gibi davranmayı kes Sirius! Hala Azkaban'a girdiğin zamanki gibi davranıyorsun. Anla artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Harry için endişelen kendin için endişelen! Böyle saçma sapan oyunlar oynama. Ne sen ne de ben Hogwarts'a okuyan iki öğrenci değiliz artık."

Ve bum. Bir şey demesine izin dahi vermeden çıkıp gitmişti Remus. 1 hafta sonra başka bir yoldaşlık toplantısı olmuş ve Sirius onu görebilmeyi ummuştu ama Remus gelmemişti. Ve sonraki toplantıya da gelmemişti.

Yoldaşlıkta Tonks hariç kimse ile bir yakınlığı yoktu. Ama gidip Tonks'a, "Remus nerde biliyor musun?" Diye sormaktansa ölmeyi yeğlerdi.

Arkasından gelen tıkırtı ile uzandığı koltukta dikeldi. Kreacher elinde Gelecek Postasının yeni sayısı ile girmiş ve bir şey söylemeden baş ucuna bırakarak gitmişti. Bu cini çocukluğundan beri sevmiyordu.

Azkaban'dan Toplu Kaçış

Sirius isimlere göz gezdirirken bir isim gözünden kaçmamış ve hatta kendisi ile ilişkilendirildiği için sinir olmuştu. Bellatrix. Ve aptal gazete onun bu konuda deneyimli olduğunu Bellatrix'e de kuzeni olduğu için yardım ettiğini yazmıştı. Aptal sürüleri. Voldemort'un geri döndüğünü reddetmek için her şeyi yapıyorlardı.

Yazıyı okumaya devam ettiğinde Bellatrix'in Hogwarts'a yakın bir yerde görüldüğünü okuyunca kaşlarını çatmıştı. Onun nasıl bir deli olduğunu çok iyi biliyordu ve Harry için endişelenmeye başlamıştı. Voldemort'un favorisi olan kuzeni vaftiz oğluna bir şey yapmaktan hiç çekinmezdi. Ama Sirius'da boş duracak değildi. Bu kadarı yetmişti! Son kez Bellatrix'in görüldüğü yeri okudu ve paltosunu alıp düşünmeden dışarı çıktı.

☆°•○●°•

Sonbaharın serinliği yüzüne vurduğunda rahatlamış hissetti. Londra sokaklarında bir yoğunluk vardı. Muggle'lar sıkışan trafiğe sövüyor veyahut hızlı hızlı bir yerlere gidiyordu.

Sirius'da bazen onlar gibi dertleri olsun isterdi. Paltosunun yakası ile yüzünü gizleyerek yürümeye başladı. Her ne kadar mugglelar içinde daha güvende olsa da riske atamazdı.

Aslında ne yapacağına dair bir planı yoktu. Sadece artık hiçbir şey yapmamak canını sıkmaya başlamıştı. Diagon Yoluna gidecek ve ordan da Knockturn Yolunda bazı bilgiler edinmeye çalışacaktı.

the black dog - wolfstar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin