Biri çok seven, biri korkak
Korkak, başım omuzlarına ağır mı geldi?
Bırak bana büyük aşkını anlatma
Ne var senin oyuncağın kırıldıysa?
Benim kalbim paramparça....
"Evet efendim gördüğünüz üzere koca sihir dünyasında buradan iyisi yoktur! İddia ediyorum!" Adamın itici gülüşü kulaklarını koparıp atmak istemesine sebep vermişti. Sabahtan beri gezdiği 7 ya da 8. dükkandı ama hala istediğini bulamamıştı. Aslında o kadar zor değildi ama hala çoğu cadı ve büyücü kendisine kapılarını açmaya pek istekli değillerdi.
Sıkıntılı bir nefes verip adama bir şey söylemeden pis dükkandan çıktı. İstediğini bugün de bulamamıştı. Diagon Yolunda onu gören birkaç kişinin kendisini incelediğinin farkındaydı. Yağan kar şiddetlenmişti bu yüzden hemen evine dönmeliydi. Sinirle oflayınca daha da dikkat çekse de pek umrunda değildi.
Remus'un yanına gitmeliydi. Haftalardır erteleyip durmuştu. Daha fazla yapmazsa onun geleceğinden emindi. Ama hazır değildi. Remus'u şu an görmek onun hem en çok istediği hem de asla yapamayacağı bir şeydi.
Yoldaşlığın mükemmel çifti ilişkilerini açıklayalı 2 hafta olmuştu. Bunun üzerine düşünmemeye çalışıyordu. Her şey belli bir noktada saçma geliyor ya da Sirius'un ağlamasına sebebiyet veriyordu çünkü. O gecenin sonunda herkes gittikten sonra Harry ile de konuşmuşlardı. Eh 15 yaş grubunu bir daha küçük görmeme kararı almıştı böylece. Bir yanı rahattı. Artık Harry'den sakladığı bir şey yoktu. Ayrıca Harry'e göre Remus'a kesinlikle aşk iksiri verilmişti. Bu fikri hatırlayınca bir kez daha güldü. Sokaktakiler kesinlikle kafayı yediğini düşünüyor olmalılardı. Tonks'un böyle bir şey yapmayacağından emindi. Ayrıca çok çocukcaydı. Bu tarz şeyleri en son 6.sınıfta falan görmüştü. Fikir üzerinden Harry ile biraz dalga geçince o da kendisine küsmüş ve evde kendi kendini yemesini söylemişti. Hiçte kendini yemiyordu işte.
Önce düşünmemek için evin her yerini kafasına göre değiştirmişti. (Harry'nin küslüğü daha da uzayacaktı) Ardından Molly'den yemek kitabı almış ve kendini mutfağa atmıştı. Pek başarılı olamadığı için en sonunda kitabı çöpe atmıştı. Bu aralar yoldaşlıkta sakindi. Seherbazlar hariç diğerlerinin pek bir işi olmuyordu. Bu da Sirius'un iş hakkındaki planlarını 1-2 ay önceye çekmesine sebep olmuştu. Hoş şu an bu da pek mümkün değil gibiydi.
Yılbaşında Remus'un hediyesini aldığı esnada aklına gelen bir fikirdi. Safkan grupların çoğunun sevmeyeceği bir iş olacaktı orası ayrı. Diagon Yoluna bir plak dükkanı açma kararı almıştı. Hem muggle doğumlular istediğini alabilir hem de kendisi gibi büyücüler ilgilenebilirdi. Ayrıca Sirius'un istediği tarzda bir işti. Kendisini bakanlığa bağlamak istemiyordu ya da çocuklara sıkıcı kitaplar satmak ona göre değildi.
Daha fazla uzatmayacaktı ve cesaretini toplayıp Remus'un evine cisimlendi. Şehirden uzak yaşamı tercih eden tek kendisi değildi. Sadece bu ev daha eski ve yıpranmış duruyordu. Yeşil boyaları artık sökülmüştü. Bunu yapması gerekiyordu. Remus, ona olan aşkını unutsa da Harry için anı havuzu yapmayı unutmamıştı ve bunu isteyen Sirius olduğu için yapmak zorundaydı. Sadece şu an için Remus ve geçmiş anılar fikri korkunç geliyordu kulağa. Soğuktan üşümeye başlayınca uzatmadı ve kapıyı tıklattı. Çok bekletilmeden kapı açılmıştı. Yüzünde Sirius'un bu aralar görmek istemediği koca bir sırıtış ve üstünde pijamaları vardı.
"Sirius hoş geldin! Bugün de gelmeseydin artık evini basacaktım" Bu ilk kez Remus'un evine gelişiydi. Hiç böyle hayal etmemişti. Eski bir arkadaş olarak giriyordu eve. Beklediğinden farklıydı içerisi ve burnuna şekerli bir parfüm kokusu dolmuştu. İğrençti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the black dog - wolfstar
Fanfiction"Evet millet sanırım hepinize söyleme zamanımız geldi ben ve Remus birlikteyiz!" Yoldaşlık üyeleri ve hatta vaftiz oğlu dahi Tonks ve Remus'u tebrik ederken Sirius Black nefes almakta güçlük çekmeye başlamıştı. 14 yılda değişen şeyler yüzüne çarpma...