daha fazla konuşma ve özlem

59 9 13
                                    

my heart, my hips, my body, my lovetrying to find a part of me that youdidn't touch

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

my heart, my hips, my body, my love
trying to find a part of me that you
didn't touch.
our songs, our films, united we stand
our country, guess it was a lawless land.

_____________

Temmuz 1995

Sıcaktan bunalarak üzerindeki örtüyü attırdı. Sahi o ne zamandır üzerine bir şeyler alarak uyuyordu ki? Zorlukla gözlerini araladığında kendi odasında olduğunu anladı. En son salonda oyun oynadıklarına emindi aslında. Harry'nin berbat olmasından kaynaklı sürekli kaybetmeleri ve onlara karşı tek olmasına rağmen kazanan Remus'u hatırlayınca güldü. Sahi o neredeydi? Bir kez daha kendi evine döndüyse Sirius bu sefer cidden evine almayacaktı onu. Eh en azından bir süre için.

Odasının kapısı yavaşça açıldığında erken huysuzlandığını anladı. Remus üzerinde onun pijamaları ile gelmişti bile. Birkaç büyü sayesinde boylarını halletmişlerdi.

"Gülmeyeceksen yatağa nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum" sevgilisi yatağın ucuna oturduğunda gülerek gözlerini devirmişti. Ona sevgilim diyebilmek en güzeliydi.

"Çünkü alkolik birisin Sirius Black. Şarabı fazla kaçırdın ve uyuklamaya başlayınca Harry ile seni odaya getirdik. O da şimdi yattı. Biraz konuştuk" Yatakta dikelme ihtiyacı duymuyordu. Uykusu kaçmadan kısık bir sesle sordu.

"Ne konuştunuz bu kadar önemli ki? Baksana beni yatağımda yalnız bırakmışsın"

"Cidden mi Sirius?"

"Aşırı huysuz olmuşsun Aylak" İkisi de kıkırdayarak güldüğünde Sirius hayatını sonunda yaşadığını hissediyordu. Özellikle de Remus kendisini kolları arasına alıp tekrardan uykuya dalması için saçlarını okşarken nasıl böyle hissetmezdi ki?

☆°•○●°•○

"Hayır söylemeyeceğim Sirius rahat bırak beni!"

Tamam Sirius Black ergenlerle anlaşabileceği konusunda yanılmıştı. Harry'nin bağıran sesi de bunun kanıtıydı. Birazdan Remus'un alt kattan gelip yine ne oldu bakışı atacağından emindi.

"İyi de neden! Birisiyle randevuya gidiyorsun ve bilmek en büyük hakkım Potter"

"Ah sinirlendiğin zaman bana Potter demeyi bırak"

"Sen vaftiz babandan bir şey saklamayı bırakırsan neden olmasın. Potter!"

Soyadını bastırarak söylemesi üzerine Harry'nin bir kez daha göz devirdiğini görünce bir şey demeden alt kata indi. Bir gün gözleri kesin öyle kalacaktı. Neyse ki böyle durumlar için Remus vardı.

the black dog - wolfstar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin