İrfan Can Kahveci /2

254 20 6
                                    

Zaman hızla geçiyordu, halen bir değişiklik yoktu. Gizlice buluşup günahlarını doldurmaya devam ediyordu İrfan ve Özüm. Milli takım yemeğine hazırlanıyorlardı Gözde'yle.

"Gözde? Ne oldu kızım senin bu enerjine? Çok durgunsun, bir sıkıntı mı var, anlatmıyorsun?"

"Yok ya, aslında bilmiyorum yani Özüm."

"Nasıl yani?"

"İrfan'ın cebinde bir anahtar bulmuştum ben daha aylar önce, bana sürpriz yapar falan sanmıştım böyle hafta sonu kaçamağı falan ama yok ben de saldım. Geçen gün de dolapta bir takı kutusu buldum açtım baktım meraktan, ha aynı şu sendeki bileklik vardı. Vermedi. Kutu da gitmiş, aklımı karıştırdı. Şüphelenmeli miyim sence akıl ver bana?"

Gözde'nin bileğindeki yeni bilekliğinden bahsettiğine anladığında derin bir nefes almıştı Özüm. Ne diyeceğini bilemiyordu, ne cevap verecekti? Senelerdir devam ettirdikleri ilişkide ilk defa böyle bir şey yaşıyordu, hemen unutmasını diledi.

"İrfan'dan mı? Asla Gözde yani muhtemelen senin beğenmeyeceğini düşünmüştür, biliyorsun ki İrfan çok düşünceli. Ya da kim bilir, sana büyük bir sürpriz hazırlıyordur?"

"Öyle mi dersin? Ay doğru, ben delirdim iyice. Salak kafam işte, insan sevdiğinden şüphelenir mi ya!"

"Kendine kızma Gözde. Anlık bir düşünceydi."

İnsan sevdiğinden şüphelenir mi? Şüphelenmemeliydi, Gözde'yi şüphesinden kurtardığında ona tekrar yalan söylediğiyle yüzleşti. Gözde haklı olduğu yerde kendini suçluyordu ve buna susmaktan başka bir şey yapamıyordu. Arkadaşına bunu yaptığı için hiç rahat edemiyordu.

"Hazır değil misiniz ya?"

"Hazırız kocam ya, 2 dakika bekle takılarımı takıyorum."

"Bekleriz."

"Bu ne güzellik sevgilim? Güneş gibi parlıyorsun! Gözlerimi senden alamıyorum."

Cengiz'in iltifatıyla ona gidip sarılmıştı Özüm, o an arkada duran kapıya yaslanmış İrfan'la göz göze gelmişti rahatsız gözlerle onları izliyordu. O kadar bıkmıştı ki bu oyundan, her şeyi acımasızca açıklamak istese de onu durduran sevgilisine sözünü geçiremiyordu. Özüm'ün korkusu özgüvenini kaybettiriyordu.

"Teşekkür ederim sevgilim, sen de çok yakışıklı olmuşsun, her zamanki halin gerçi."

Cengiz Özüm'le ilgilenmeye devam ederken İrfan onları gözlerini ayırmadan izliyordu. Gözde'nin sesiyle çıkabilirlerdi artık.

"Ay çıkalım, geç kalıyoruz aşkım."

Otoparka indiklerinde Cengiz Özüm'ün rahatsızlığını fark etmişti. Topuklular pek rahat değildi.

"Siz gidin kardeşim, biz sonra geliriz Özüm böyle rahat edemeyecek gece."

"Yok Cengiz sen git bak hoca seni görmek istiyorum demişti hem, ayıp olur. Ben taksiyle gelirim."

"Ay hadi çıkmıyor muyuz?"

"Benim zaten 5 dakikalık işim var, arkanızdan gelirim."

"Tek başına olur mu ama?"

"Ben de telefonumu unutmuşum sanırım ya şimdi fark ettim. Siz gidin, biz geliriz hemen 10 dakikaya."

imagine with footballers / one shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin