Ben yine bir depoya kapatılırım sanmıştım ama bildiğin kocaman bir evdeydim.Zar zor ayağa kalktığımda karşı merdivenden bir adam indiğini gördüm.Siyah gömleğinin kollarını düzelterek geliyordu.
Beni gördüğünde ufak bir sırıtışla bana yaklaştı."Bu kadar çabuk ha?"dedi.
Hiç bir tepki veremedim.Aklımdaki tek şey başımın ağrısıydı.
Bulanık görüşüm biraz netleşince adama biraz daha dikkatli baktım.
Karan Akıncı.
"Sen...Karan sensin."dedim tamamen düz ama bi o kadarda şaşkın şekilde.
Ellerini siyah pantolonunun ceplerine koyarak gözlerini gözlerime dikti.
"Benimi arıyordun güzelim.Bende beni bulmanı bekliyordum."
Beni bekliyordu.Peki neden?
Madem beklediği bendim o zaman ne için kardeşimi kaçırmıştı?"Ben anlamıyorum.Seninle konuşmuşluğumuz dahi yok.Ben seni sadece bir kere gördüm.Benden ne istiyorsun."
Başı eğik dururken yavaşça kaldırıp bana baktı.Ama öyle bir bakış değil,hayranlıkla bakıyordu.
"Seni istesem mesela? Sadece seni."
"Beni isteyerek Melis'i kaçırıyorsun."dedim bilmiş bir sesle.
"Onu da istediğimi düşünme o sadece cezasını çekti."
"Ne cezası? Ne yaptınız siz?"
Nefesini vererek"Çok soru soruyorsun.3 yıldır hiç değişmemişsin."dedi.
Ben onu sadece bir defa görmüşken o beni nasıl 3 yıldır tanıyabiliyordu?Belkide sadece üstüme oynuyorlardı.
"Beni o kadar süredir tanıman imkansız."
"Eğer aşıksam değil."
AŞIK MI !? KARAN AKINCI BANA AŞIK.
Hemen şaşırmamalıyım çünkü gerçekten üstüme oynuyor gibiydi.Hem de ben bunlara olanak vermiyordum.Çünkü öyle birşey olsa heberim olurdu diye düşünüyorum.
Kim bilir daha neler bilmiyorsun acaba.
"Tamam,anlaşıldı.Ben sana tek tek anlatacağım sanırım her şeyi."
Bana yaklaşıp kolumu tuttu ve koltuğa yönlendirdi.O kadar kafam karışmıştı ki bişey bile yapamadım.
Ben oturduktan sonra oda karşıma oturdu.
"Şimdi şöyle başlayalım,
Ben o zamanlar Harun abinin yani babanın yanında çalışıyordum.Daha sonra işler karıştı.Babam yurt dışından geldi ve beni ortağının kızıyla evlendireceğini söylemişti.Ama bilmediği bir şey vardı ki ben seni istiyordum.Babamı bir şekilde atlatıp fikrinden vazgeçirdik.Ben Harun abiyle senin hakkında konuşmaya karar vermişken işin içine kız kardeşin girdi.Benim bir psikopat olduğumu duymuş.Bunu babana anlatınca da baban beni hem işten alıkoydu hemde senden uzaklaştırdı.Aradan bir kaç ay geçincr ben kendi işlerimi kurmaya başladım o süredede seni takip ettim."Gayet sakinlikle ilerlerken son cümlesiyle birden dehşet içinde ona baktım.Bu bildiğin sapıklıktı.
"Bakma bana öyle başka türlü adını bile duyamıyordum."
Keşke duymasaydın.
"Bu yaptığın sapıklıktan ibaret senin.Melis sana o gün psikolat demekle çok haklıymış."
Ayağa kalktığımda oda benimle birlikte kalktı.
"Haksızlık ediyorsun Gökçe.Ben sadece seni düşünüyorum."
Sanki 40 yıllık sevgiliymiş gibi hareketler yapması çok komikti.Söylediği hiç bir şey bana inandırıcı gelmiyordu.Ben hayatımda çok yalan duymuştum.Şimdi ise bu adamın yanında sakince durarak ve onu dinleyerek hatamı yapıyordum bilmiyordum.Ama söylediklerine hiç bir zaman inanmayacaktım.
"Beni kendine inandıramazsın bundan emin ol."
Arkamı döndüm,bu sefer kolumu bırakmıştı.
"Peki burdan çıkabilecek misin?"
Söylediği şeyle durdum ve tekrar ona döndüm.Yüzüne anlamsız ifadeyle bakarken o kafasını yere eğip derin bir nefes aldıktan sonra tekrar bana baktı.
"Kardeşinin iyiliği için gitmesen iyi olur.Bu saatten sonra onu salabilecek kişide benim iyileştirebilecek kişide..."
Kafamı karıştırmaya çalışıyordu.Aslında derdi Melis falan değildi sadece bendim.Benim burada durmayıp onu istemeyeceğimi çok iyi biliyordu ve kalmam için zayıf noktalarımı kullanıyordu.
Fakat bir yandan o haklıydı.Melis'i ben kurtaramazdım.Babamlarada haber yollayamazdım.Sanırım bir süre burada idare etmem gerekiyordu.
"Akıllıca davranıyorsun.Burada kalacağım ama emin ol senin için değil,kardeşim için."
dedim ve tekrar merdivenlere yöneldim.Merdivenleri çıkarken ona baktım.Aynı zamanda oda bana bakıyordu ve ona baktığımda sırıtıp bahçe kapısına ilerledi.Rastgele odalara bakmaya başladım.Kendime uygun olan bir odayı seçmeye çalışırken bir odaya girdim.Oda genişti ve bir de banyosu vardı.Büyük bir balkon kapısı gördüm ve oraya ilerledim.Balkon hemen ön bahçeye bakıyordu ve neredeyse evin tüm etrafını görebiliyordum.
Karan bahçe koltuklarında oturuyordu ve telefonda biriyle konuşuyordu.Onu umursamadan tekrar içeri girdim.
Sanırım birazcık yatarsam sorun olmazdı.Yatağın ince yorganını açıp içine girdim ve üstümü yarım şekilde örtüp uyumaya calistim.
•~∞~•
Nerdeyse hiç uyuyamamıştım.Yaklaşık 1 saatlik bir uykudayken yatağın diğer tarafında hissettiğim bir ağırlıkla uyandım.Uykulu bir şekilde yavaşça arkamı döndüğümde Karan'ı gördüm.Kendimi tutamayıp bir anlık çığlık attığımda bi anda uyanıp uykulu şekilde bana baktı.
Bu sabah ki olanları hatırladığımda buraya yattığımı hatırladım.Ama Karan'ın benim yanımda ne işi olduğunu hala anlayamadım.
"Ne varda bağırıyorsun be"
Yatakta oturur pozisyona gelip hafifçe ittirdim ama sanırım hissetmedi bile.
"Sen niye buradasın koskoca evde odamı yok?"
Sabır çekerek dirseğini yatağa koydu ve bana baktı.
"Ev benim değil mi?Hem benim odamda yatan sensin.""Git başka yere yat Karan."
"Yok."dedi ve tekrar yattı.Oflayarak bende geri yattım.Tam gözlerimi kapattığımda yatağın içinde beklemediğim şekilde kolunu belime atıp kendine çekti.Tam ağzımı açacağım sırada o konuştu.
"Sadece uyu."
Bir yandan hoşuma gitmişti bir yandan da sinirlenmiştim.
Yorgunluğumdan dolayı hiç bir tepki vermedim ve tekrar gözlerimi kapattım.
O çoktan uyumuştu.O uykuya dalarken ben tekrar düşünmeye başlamıştım bile.
____________________•~∞~•_____________________
Tekrardan merhabaaa
Bölümü nasıl buldunuz?
Sizce Gökçe Karan'ı sevecekmi?
Karan cidden Gökçeye aşık mı?
Umarım beğenmişsinizdir.Devamı geleceek.
Şimdilik hoşçakalıınnn🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
AksiyonGökçe'nin kız kardeşi Melis, tüm belaların başı olan adama bulaşmıştır ancak bu adamın ablasına 3 yıldır aşık olduğunu bilmiyordur...